top of page

Saraybosna’ya gitmek uzere havaalanina gidip Stockholm’e ucmak

stockholm metro istasyonu benburayaasikoldum

2015 yilinin aralik ayinda Saraybosna icin bilet almistik. Biletin fiyati 350 tl. Zaten ben bir bilete 500 tl uzeri para vermem arkadaslar. Biletleri de su sekilde aliyorum: skyscanner’a giriyorum, seyahat icin musait olan tarihi yaziyorum ve en uygun fiyatli destinasyona biletimi aliyorum. Amacim belli bir yeri degil tum dunyayi gormus olmak oldugu icin destinasyonlarim bilet fiyatina gore sekilleniyor.

Peki aralik ayinda Saraybosna bileti neden bu kadar ucuzdu? Iste bende, uzumu ye bagini sormamacilik, adam sendecilik, ucuzmus kapcilik, bil bakalim bunu kaca aldimcilik oldugu icin bunu merak bile etmedim. Biletimi aldim, Saraybosnada ne yenir ne icilir arastirmalarima basladim.

Seyahate hazirlanirken couchsurfing uzerinden lokal insanlarla konusup tavsiye de alirim ben. Seyahate 3 gun kala, couchsurfingden konustugum Turk bir arkadas dedi ki, Gozde dedi, Saraybosna’da dedi, bu mevsim dedi, cok dedi, sis olur dedi, UCAKLAR dedi, INEMEZLER dedi, IPTAL OLURLAR dedi, bu hafta dedi, COK SIS VAR dedi. Eveeeet, iste o an ben o gidis donus bileti neden 350 tl’ye kaptigimi ogrenmis oldum. Yok ya dedim, ben var ya ben cok sansli insanim, benim ucak ucaaaaar.

Ucus gunune kadar neredeyse her 6 saatte bir ucagim iptal mi degil mi kontrol ettim. Cuma gunu ofiste ayni kontroller devam etti, hersey harika, kesinlikle iptal yok ve islerimi bitirip havaalanina gectim. Bu arada ben 8 kgluk el bagajiyla ucarim cunku bagaj beklemeye tahammulum olmadigi gibi birkac defa bavulum kayboldugu icin bu riski daha fazla alamiyorum. (Aklima gelmisken noel icin Milano’dan Istanbul’a uctugumda kaybolan, 2 hafta sonra bulundugunda icinde teyzemin siparisi olan carpacciolar bulundugu icin olu insan gibi kokan valizim ve oykusunu de bir ara anlatiyim ben size.) Neyse ne diyoduk, el valizim oldugu icin e-bilet bastiririm ve check in kontuarina ugramadan direkt ucusa giderim ben. O gun de tam oyle yapicaktim ki Selen e-bilet yapmamis, mecbur check-in kontuarina gittik. Iyi ki de gitmisiz cunku gorevli dedi ki, SIZIN dedi, UCAK dedi, IPTAL dedi. Elimizde bavul kalakaldik. E napcaz biz simdi? Gidip bilet tarihimizi degistirmek icin bir ofise gonderdi bizi.

Ya ben elimde bavulum, yeni bir macera icin hazirken eve mi doncem simdi? Mutsuzluktan olmek uzereyim bir yandan da diyorum ki herseyde bir hayir var, belki basina bisey gelicekti orda. Tarihi ne yapsak diye gorevli ile konusurken dedim ki, ya biz bu tarihi degistirebiliyoruz da, tarihi degistirmek yerine destinasyonu degistirebilir miyiz? Gorevlinin cevabi eger o gun ucarsak ve pazar donersek, istedigimiz destinasyona UCRET FARKI ODEMEDEN (yazar burda zilgit cekiyor) bilet alabilecegimizdi. Selenle ayni anda birbirmize baktik, dedim Selen ben bu bavulla boynum bukuk eve donmek istemiyorum. Gozlerimizle anlastik ve ayni anda gorevliye siradaki ucuslari sorduk. Hayatim boyunca en cok yapmak istedigim sey, dis hatlara gidip bir sonraki ucuslari sorup bilet almakti. O esnada arayan annemle aramizda soyle bir dialog gecti:

- Anne hemen bir sehir soyle oraya degistiriyorlar bileti.

- Sicak bir yerlere git kizim.

- Gidemem kurkum var!

Gorevli ucuslari sayarken Stockholm ve Kopenhag’da nefesim azicik bir kesildi cunku bu iki yer, her daim pahali diye daha ucamadigim yerlerdi ve kurkumu giyebilirdim. Hemen ikisinin de hava durumuna baktik. Kopenhag’da cilginlar gibi yagmur yagarken Stockholm’de hava soguk olmasina ragmen gunesliydi. Ve Stockholm’de karar kildik.

Havaalanina Saraybosna biletiyle girip, Stockholm’e ucmamin hikayesi de budur arkadaslar.

Ps: 2016’nin haziran ayinda Saraybosna’ya gidebildim. Bu sefer sis yoktu.

You Might Also Like:
bottom of page