Su dunyada en en en cok sevdigim seylerden biri, ucuz ucak bileti, daha cok sevdigim ise cuma aksam - pazar aksam donuslu ucuz ucak bileti.
Cuma ofisten cikip, arabamin bagajinda uslu uslu mesaimin bitmesini bekleyen valizimle havaalanina gidip, ucagima binip, pazar aksami geri donmek favori haftasonu programim olmustur her zaman. Hazir aklima gelmisken boyle bir liste de yapiyim ben: cumadan pazara gezilebilecek sehirler listesi. Zagreb bu tarz bir seyahat icin en ideal sehirlerden biri.
2 gunde gezilebildigi gibi, gittigim en ucuz sehirlerden biriydi de diyebilirim. Soyle kucuk bir hesap yaparsak gidis donus bilete 360 tl verdim (yasasin skyscanner). 2 gecelik otel kisi basi 60 euroya geldi. Havaalanina adim attigim andan dondugum ana kadar, yemedigim , icmedigim hic birsey kalmadi, 110 euro harcadim. Bu durumda eger tum Avrupa bizi kiskanmasaydi ve euro lobisi euroyu yukseltmemis olsaydi hersey aslinda baya ucuz olucakti. Liseliler bilmez ama ben euronun 1.7 tl oldugu donemleri hatirliyorum heeeey gidi heeey, o zaman Italya’da okuyordum ve annem “euro cok yukseldi cabuk mezun ol.” diye basimin etini yiyordu. Ah guzel annem, simdi okusam demek ki “euro cok yukseldi artik herkes evine donmeli.” diyip geri cagiricakti. Neyse ki boyle birsey olmadi.
Zagreb’e geri donersek, 2017 martinin bir cuma gecesi Zagreb’teki otelimize vardigimiz gibi kafayi vurduk uyuduk. Genelde de oyle yaparim. Hem is, hem ucus yorgunluguyla zaten sehirden birsey anlamicam, simdi erken yatiyim yarin erken kalkip gezerim derim VE KALKARIM. Saat 8 dedin mi asker gibi ayaga dikilirim. Nitekim oyle oldu. Cumartesi sabahi erkenden kalktik. Sansimiza 24 derece sicacik, mart ayindan beklenmeyecek bir hava karsiladi bizi, kahvemizi ictik kahvaltimizi yaptik ve yola koyulduk.
Bir cicek asigi olarak once Dolac pazarina (Trznica Dolac) gittik. Ne alakaysa kendime bir cicek aldim ve evet tum gun onu elimde tasidim.
Tabii ki sadece cicek almadik, cunku hava cok guzeldi, Zagreb’te bir suru park vardi ve ben gercekten tam bir piknik tupuyum. 31 yasimin dogum gunu partisini (tisikkir edirim bnci de dha kuck duruyirim hihi) Macka parkinda bir piknikle kutladim, ayrica zaman zaman yine Macka parkinda piknik organize edip birbirini hic tanimayan arkadaslarimi kaynastiriyorum, cok da eglenceli oluyor, kesinlikle oneririm. Neyse, sadece cicek degil, bilimum pikniklik meyve de aldik.
Dolac pazarindan cikinca Tkalciceva ulica yani nam-i deger Zagreb’in Istiklal caddesine gittik. Hep de boyle olmaz mi zaten, bir sehir anlatilirken, oranin en islek, en cancanli caddesine, aiiiy ayni bizim istiklal, oranin istiklali iste denir. Ama burasi da cidden oyle. Sagli sollu bir suru cafe, restaurant ve magaza siralanmis, biz de hem gezdik hem de burdaki tatli bir cafede gunesin tadini cikarttik.
Bu arada siradan seyleri guzellestiren her fikre asigim, bu caddede gordugumuz bu bankin guzelligi nedir?
Ogle yemegini bu sokaktaki bir hamburgercide yedik, hatta garson geldi ohaaaa dedi, yani oha demedi de hirvatcanin ohasiiini dedi, neyse turkcesi ohaydi arkadaslar. Hayirdir dedik, normalde bu hamburgeri bitirebilen kizlar olmazdi hep yarisi kalirdi dedi, dedim ki canim biz senin bildigin kizlardan degiliz. Nerelisiniz dedi, turk dedik, ben sahsen ulkemizi cok iyi temsil ettigimizi dusunuyorum ama o evde arkadaslarina bugun iki kiz geldi hayvan gibi yediler dediyse bilemem. Meshur hamburger bu, bunu nasil yarim birakirlar anlamadim, sacmalamis Hirvat kizlari, yenir ki bu… Mekanin adi : Rocket burger
Artik karnimiz tok sirtimiz pek olduguna gore yuruyuse devam ediyoruz. Zaten sehirde yurunemeyecek mesafe yok.
Benim icin Zagreb’e gitme sebeplerimin basinda (ucuz olmasi disinda tabii ki) Kirik Kalpler muzesi geliyordu. Nedir peki bu muze? Simdi efendim, yarim kalmis askiniza dair esyalari, o esyanin hikayesini de yazarak yolluyorsunuz ve muzede sergileniyor. Benim de aklima gelmisti birseyler goturmek ama yapmadim, cunku iliskimle degil isimle anilmak istiyorum artik. (Merter'de tekstilci)
Muzede neler vardi? Neler yoktu ki, nisan elbisesi bile vardi, bir suru bitmis iliskiden geriye kalan esyalar… Ama sanmayin ki sadece sevgililerden geriye kalanlar. Benim en cok etkilendigim, intihar eden bir annenin cocuguna yazdigi intihar mektubuydu.
Neyse, guzel seylerden bahsedelim. Muzenin onunde gitar calan ton ton amcanin da soyledigi gibi “all you need is love” Ton ton dedim ama amca cool.
Muzeden cikip Zagreb’in en bilindik binasina yani St Mark’s Church’e gectik.
Yeterince turistik gezi yaptigimiza karar verip biraz da mekan kesfetmeye adadik kendimizi.
Galerija Lav bana o kadar cok Italya’yi hatirlatti ki… Bayildim.
Velvet Cafe’yi siddetle, tekme tokatla oneririm. Disarisi ayri icerisi ayri guzel. Bayiliyorum boyle boho-chic mekanlara. Bir de burda kesfettim ama meger baska ulkelerde de varmis gullu limonata, buna da bayildim ayrica gozlugumle pek bir yakisti.
Zagreb’te bircok park var demistim hatirlarsaniz, hatta Dolac pazarindan yiyecek ve cicek de almistik ve evet piknik zamani!
Birkac saat boyunca cimenlere yayildik, muzik dinledik, sohbet ettik, cilek yedik. Cok seviyorum coook, yesili seviyorum ve ulkemde ozluyorum. Neyse duygusallasmanin luzumu yok.
O hamburger bizi kesmedi ve yine aciktik. Saka saka… Aksam olmustu tabii ki. Gayet tatli bir sushici bulduk ve tika basa sushi yedik. Mekanin adi: Ever Green Sushi
Gunduz gozuyle gezdigimiz yerleri bir de aksam gormek istedik. Bolca bos bos yuruduk, yine bir yerlerde kahve cay ictik. Artik yedigimiz ictigimizden patlar vaziyette kendimizi otelimize attik. Bu sebepten bana Zagreb gece hayatini sormayin, Zagreb gece hayatina dair bildigim tek sey otelde uyumak muhtesemdi, bolca yurunen ve yenilen bir gunun ardindan yapilabilecek en guzel sey.
Pazarlari pazar yapan nedir? KAHVALTIIIGGGGG! Yurtdisinda olmak pazar kahvalti keyfini atlamam sebebi olabilir mi? OLAMAGZZZZZ. O zaman Zagreb’te harika bir mekan onericem kahvalti icin: Kava Tava. Of ismini yazarken agzim sulandi.
Yaptigimiz kahvaltinin guzelligi dun gibi aklimda, kalorileri basenlerimde. Yine de gidin. Neden? Cunku yurtdisinda alinan kalori yurtdisinda kalir, olsaydi keske. Neyse, pisman degilim, yine gitsem yine yerim.
Hem son gunumuzdu, hem de artik turistik bir mekan kalmamisti. Biz de once Magnolia’ya ugradik ve bu tatli unicorn macaronlari aldik, sonra da Maksimir Park’a gittik.
Hafizam beni yaniltmiyorsa Maksimir Park, merkezden 4 km uzaktaydi. Yurtdisinda hem cok yedigim hem de etrafi gormenin en guzel yolu oldugu icin yurumeyi severim. Parka kadar gunesin altinda tatli tatli yuruduk ve hedefimize ulastik.
Maksimir Park koskocaman! Yani Zagreb ne kadar kucukse Maksimir Park o kadar buyuk. Kiskaniyorum arkadaslar, buyuk parki olan sehirleri cok kiskaniyorum. Saatlerce gol kenarinda piknik yaptik, muzik dinledik, yanimizda getirdigimiz atistirmaliklari yedik, kisacasi cok keyifli bir pazar gecirdik.
Donus yolunda, Maksimir Park’a yakin olan harika bir pizzaci kesfettik. Italyan pizzalarini aratmayan bu restaurantin adi Pizza Kavica Duksa. Biraz sira bekledik ama degdi. Bu arada artik utancimizdan yarim yarim yedik pizzayi, iste buna cok pismanim, simdiki aklim olsa bir butun yermisim.
Havaalanina gitmeden once, unicornlu macaronlari aldigimiz Magnolia’ya tekrar ugradik cunku bizce oturulmayi hakeden, cooook tatli bir mekandi.
Son keyiflerimizi yaptiktan sonra, istemeye istemeye Zagreb’e veda ettik.
Ne yalan soyliyim, benim gelme nedenim ucuz bilet bulmus olmamdi ama Zagreb bana cok daha fazlasini verdi. Bir haftasonumuz var, nereye kacalim derseniz, gozum kapali oneririm.