Milano'nun bendeki yeri bambaska.
Ilk kez 19 yasimdayken boyum kadar bir bavulla universite okumak icin geldim bu sehre. Donerken 24 yasimdaydim ve geldigim insandan cok farkli biriydim. O yuzden hep derim , ben Istanbul'da dogdum ve Milano'da yeniden dogdum. Yurtdisinda universite okumanin ve yasamanin artilarini (cunku bana gore asla bir eksisi yok) baska bir yazida anlatirim, burda konumuz Milano'da ne yenir, ne icilir, hangi semtlerde gezilir. Benim Milano'ma hos geldiniz:)
1) Luini:
Sanirim ben cidden obez bir insanim. Milano diyince aklima alisveris ve gezmeden once panzerotti geliyor. Zaten ucaktan iner inmez ilk isim once Luini'de bir panzerotti yemek, ayy sekerim panzerotti yemeden kendime gelemiyorum biliyor musun?
Nedir peki bu panzerotti? Annelerimizin yaptigi kizarmis hamurun icersinde sulu sulu domates sosu ve erimis mozzarella var. Bu tabii klasigi, siz isterseniz icinde baska malzemeler olanlarini da deneyin. Ricotta peynirli ve ispanaklisi icin de cok ovgu dolu sozler duydum. Ama ben illa bu kaloriyi alicaksam birebir bu lezzetten alir diyor ve asla baska bir panzerotti cesidi deneyemiyorum.
2) Pasticceria Sissi:
Milano'da kahvalti icin kesinlikle en siddetli onerim Sissi. Fotograflardan sebebini anlicaksiniz, malzemeden asla calmamislar. Cok tatli kucuk de bir bahcesi var. Hem goze hem de damaga hitab eden bol kremali, bol cikiletali, muhtesem yer.
3) Bar Madonnina:
Milano'da en sevdigim aktivite, Duomo kilisesi'nin sokaginda oturup, caffe lattemi yudumlarken gelen geceni izlemek. Ama bunu bir dedikodu icgudusuyle yapmiyorum, tam aksine icim acilsin diye yapiyorum. O kadar guzel giyimli insanlar geciyor ki. Hele hele is kiyafetleriyle bisiklet suren Italyan is kadinlarina bayiliyorum, asiri dusuk bel kot pantalon giymis liseli gencleri once kiniyor, sonra ilerde 30lu yaslarinda muhtesem giyineceklerinden emin oldugum icin affediyorum. Eger giyinmeye dair ufacik bir zevk kazandiysam, bu Milano'da yasadigim donem ayni bu sekilde bir yerlerde oturup kahvemi icerken gelip geceni izleyip feyz almaktan olmustur, yoksa ilk geldigim sene yesil etegin ustune mavi kapisonlu giyen (abuk sabukluk seviyesini anlayin) bir korpeydim. Neyse, tum bu cafeler icersinde nedense benim favorim Bar Madonnina.
4) California Bakery:
Diyeceksiniz ki, Italya'da Amerikan mutfagi onerisi mi veriyorsun ay bu ne bicim is? Bunu demeden once California Bakery'de bir Newyork cheesecake yiyin, sonra yine konusalim. Bu arada sadece tatlilari degil, kahvaltilari ve brunchlari da cok guzel.
5) Bianco Latte:
Cok tatli bir kahvalti spotu daha. Her tatlisi, mekanin her kosesi cok guzel!
6) Terrazza Duomo 21:
Benim icin zamanin durdugu yer. Cok guzel bir meydan manzarasina nazir iceceklerinizi yudumlayip yorgunlugunuzu atabilirsiniz. (Tahminimce saatlerce magaza dolastiniz sizi hinzirlar.)
7) Fondazione Prada:
Birazcik da sanat. O zaman dogruuu modern sanatlar muzesi olan Fondazione Prada'ya, altin binaya. (Ps: Ben burda da biraz civittim ama yemin ederim sadece sonlara dogru, yoksa modern sanatlari severim ve istersem ciddi bir insan olabilirim.)
8) Colonne di San Lorenzo:
Universitedeyken, her cumartesi gecesi gittigimiz meydanimiz. Italyanlara dair bilmeniz gereken sey, onlarin mekanlardan cok meydanlarda sosyallesmeyi sevmesidir. Meydan cevresindeki mekanlardan icecekler alinir ve yerlere oturulur. Gecenin sonunda yepyeni bir suru arkadasiniz olmustur. Cuma veya cumartesi aksamina denk geldiyseniz bir ugramanizi tavsiye ederim.
9) Pasticceria San Gregorio:
Kahvalti onerilerimin bittigini sanarak fena halde yanildiniz. Buranin kremasi ve cikileta sosu bir muhtesem!!
10) Galleria Vittorio Emanuele:
Zaten bir turist olarak kesinlikle gormeniz gerekli ama keske bir de noel suslemeleri zamani denk gelseniz.
11) Paper moon:
Istanbul Paper Moonla bir benzerligi yok dekorasyon olarak. Pizzalari da gayet guzel ama ben makarnalarinin ve gnocchilerinin hastasiyim. Menude gorgonzola soslu gnocchiye denk gelirseniz siparis edin, memnun kalmazsaniz parasini tabii ki de vermicem, zaten asiri memnun kalicaksiniz. (Sosuna ekmek banmayi unutmayin olur mu?)
12) Navigli:
Milano'nun en sevdigim semti. En onemli sebebi 4 sene boyunca bu semtte yasamis olmam tabii ki.
Navigli 2 bolumden olusuyor, birincisi kucuk kanalin oldugu Naviglio Pavese (benim evim burdaydi), digeri buyuk kanalin oldugu Naviglio Grande. Bu kanallarin sag ve sollarinda bir suru tatli mekan, pizzaci ve magaza var. Haftaici her aksam hareketli olsa da cuma ve cumartesi aksamlariyla, pazar oglenleri en kalabalik, en guzel zamanlari. Kisin isiklandirmasi ayri guzel, yazin mekanlarin masalari disari koymasi ayri...Bugunku bohem dekorasyon zevkimi, Milano'nun bu bohem semtinde yasamama borcluyum.
13) Via Montenapoleone:
Luks magazalarin bulundugu, insana goz banyosu yaptiran sokak. Illa bir sey satin almaya gerek yok (tabii ki alabilmek daha guzel olurdu) ama dolasmak bile yetiyor. Guzel kiyafetler, guzel insanlar, guzel sokaklar, guzel magazalar... Ben ozellikle noel donemi cok seviyorum. Hatta 2016 ocak ayinda unutamadigim bir anim oldu burda. Ozge'yle aksam yemegimizi Paper moon'da yedik, asiri lezzetli bir yemegin ardindan sokaga ciktik, hava cok soguk oldugu icin ikimiz disinda kimse yoktu, tam o esnada lapa lapa kar yagmaya basladi. Isiklandirilmis bombos cok guzel bir sokak, lapa lapa kar, en yakin arkadasim yanimda. Bu da boyle bir romantik animdir.
Bu sokaklarda bos bos gezinirken acikirsaniz Il Salumaio di Montenapoleone'ye, caniniz tatli ve kahve cekerse de Marchesi'ye gidin.
14) & diger oneriler:
Simdiye kadar yazdiklarim benim Milano'ya her gelisimde ilk yaptigim seyler, en cok ozledigim yerlerdi. Eger vakit kalirsa gitmeyi sevdigim diger yerler:
- Pizza Ok
- Nobu
- Emporio Armani Caffe
- La Briciola
- Princi
-Trattoria Toscana
Iyi gezmeler :)
