Hic planlamadan hatta ve hatta biletini bile almadan kendimi bir anda buldugum sehir Stockholm. Hikayesini asagidaki linkten detayli olarak okuyabilirsiniz, ama kisaca bahsetmek gerekirse, Saraybosna'ya ucmak uzere havaalanina gittim, ucagimin iptal oldugunu ogrendim ve yine Saraybosna icin baska bir tarihe bilet almaktansa, hazir bavulum da var diyip, ucret farki odemeden ayni gun Stockholm'e uctum.
https://www.benburayaasikoldum.com/single-post/2017/10/17/Saraybosna’ya-gitmek-uzere-havaalanina-gidip-Stockholm’e-ucmak
Normalde, bir seyahatte ne yenir, ne icilir, nerelerde gezilir diye gunlerce arastirma yapan ben, kalacagim otel de dahil olmak uzere herseyi, ucusuma 2 saat kala alelacele havaalaninda calistim. Sanirim bu, evrenin bana, herseyi surekli planlama bazen de spontane ol, o da cok eglenceli demesiydi. Ben de bu cagriya uymaya karar verdim ve nerde uyuyacagim haricinde, herseye anlik karar verdim.
Iste boylece 2015 yilinin aralik ayinda kendimi bir gece Stockholm'de buldum. O kisitli zamanda ayarladigimiz otelden o kadar memnun kaldim ki, sizlere de rahat rahat onerebilirim. Hotel Birger Jarl, hem her yere yurume mesafesindeydi, hem de odalari gercekten cok guzeldi, fiyati da iskandinavya standartlarinda gayet iyiydi, yine de euronun durdurulamaz artisindan o da bolca etkilenmistir diye dusunuyorum.
Cuma gecesi ucaktan indigimiz gibi otelimize yerlestik ve ertesi sabah erkenden kalkip turistik bir gezi yapmak uzere misil misil uyuduk.
Cumartesi sabahi ilk duragimiz Stortorget meydaniydi. Renkli renkli lego gibi evleriyle Stortorgert meydanina bayilmamak elde degil.
Ya bu mekanin tatliligi?
Gamla Stan'da, yani eski sehirde bulunan meydanda fotograflarimizi cektikten sonra diger turistik yerleri de gezdik. Zaten her yer birbirine cok yakin. Nobel muzesi, Parlemento binasi, Kraliyet Sarayi, Kathedral, hepsi Gamla Stan'da.
Bu esnada hava o kadar soguk ki isinmak icin surekli sicak cikolata molasi verdik, molalarin en guzeli...
Burdan hedefimiz Skansen acik hava muzesiydi. Normalde asla hayvanat bahcesi gezmem, ama Skansen klasik hayvanat bahcelerinden cok farkli, hayvanlar kafeslerde degil, kendi dogal yasam ortamlarinda ozgurce geziyorlar ve sizin onlari gorme garantiniz yok, sansiniza o esnada sizin bulundugunuz yerde olurlarsa...
Sadece hayvanlari degil eski Isvec yasam tarzini da deneyimleyebileceginiz Skansen'de tum gununuzu bile harcayabilirsiniz. Biz harcayamazdik, cunku aylardan aralikti ve acik havada olmak icin gercekten cok ama cok soguktu.
Buralara kadar gelmisken Vasamuseet'e gidip bir viking gemisi gormeden donemezdim. Cunku cocuklugumdan beri vikinglere dair herseyi cok seviyorum. Cocukken bir cizgi film karakteri vardi, kucuk bir Viking cocuk, burnuna dokununca aklina super bir fikir gelirdi, Vicky the Viking, bayilirdim, buyudum Ragnar Lothbrock'a bayilarak Viking sevgimdeki istikrarimi devam ettirdim. Bu sebepten, aslinda muzenin kapanmasina yarim saat kala kostur kostur kendimizi Vasamuseet'e attik ve ben viking gemisi gorme istegimi gerceklestirebildim.
Noel zamaninda Avrupa'da olmayi cok seviyorum. Evet cok soguk ama ayni zamanda farkli bir buyusu de var. Su suslenmis meydanlarin guzelligine bakar misiniz?
Inanmicaksiniz ama hala enerjimiz vardi, ya da bu sogukta durursak donacagimizdan korktugumuz icin gezmeye devam ettik. Hatta benim icin Stockholm'un en guzel kismi tam olarak o an basladi. Metro duraklari turu! Stockholm'un metro duraklarinin hepsi birbirinden farkli, rengarenk, bana gore hepsi birer sanat eseri. Hem yerin altinda biraz isiniriz hem de cok guzel fotograflar cekeriz diyerek basladik biz tek tek metro duraklarini gezmeye. En begendiklerim:
1) Stadion metro station:
2) Thorildsplan metro station:
3) Solna metro station:
4) Radhuset metro station:
5) T- centralen metro station:
6) Kungsträdgården metro station:
Metro turumuz bittikten sonra cilginlar gibi actik, canim acayip pizza cekiyordu, yurumeye basladik, dedim ya bu tatil spontane olmaya karar vermistik, o yuzden karsimiza cikan tatli bir yere girip yemeye karar verdik. Sans bu ya, karsimiza minik ve cok tatli bir pizzaci cikti. Calisanlarindan sahibine herkesin italyan oldugu bu kucuk pizzacida hem cok guzel bir yemek yedik hem de nerdeyse tum masalarla ve calisanlarla arkadas olduk. Yolunuz duserse siz de Fat Frank's pizza and wine'a ugrayin.
Tahmin edersiniz ki yemegi de yedikten sonra bir agirlik coktu ve biz kostur kostur otelimize uyumaya gittik. Gunlerden cumartesi oldugu icin otele dogru yururken gordugum kadariyla soyleyebilirim ki, sehir hareketliydi, her taraf genc doluydu ve biz donarken bu gencler elbiselerinin altina corap bile giymeyecek kadar rahatlardi, ben onlara bakarken zangir zangir titredim soguktan.
Cumartesi gununu o kadar dolu dolu yasamistik ki pazar gunu sadece tembel tembel sokaklarda dolastik, magaza gezip hediyelik esya aldik, yine bol bol donduk, dondukca sicak cikolataya vurduk kendimizi. Ve tam donus icin yola cikacakken kar yagmaya basladi. Benim icin yilin ilk kariydi, Stockholm sokaklari pazar gunu oldugu icin bostu, biz dertsiz tasasiz yuruyorduk, sanirim unutamayacagim anlardan biri buydu.
Stockholm'u cok sevdim, umarim ilerde, bu sefer planlayarak ve bu sefer daha sicak bir zamanda yine gelirim.
