Yillarca Akdeniz ulkelerine hayranlik besledim, insanlarin dogalligi, ictenligi, sicakligi, hafif tembelligi, hatta tum hirsizlik ve dolandiriciliklarina ragmen her tatil sansimi ilk once Akdeniz'de degerlendirmeye calisirdim. Yemeklerine ayri, dekorasyonlarina ve moda zevklerine ayri asiktim ta ki 2015 senesiyle birlikte iskandinavyayi kesfetmeye baslayana kadar. Su anda dunyanin en sevdigim bolgesi, avokadolu somonlu kahvaltilariyla, kibar ve guzel insanlariyla, ic dekorasyondaki zevkleri ve mimarileriyle Iskandinav ulkeri. Ah bir de pahali olmasalar, ah bir de euro bole ucmamis olsaydi, ne guzel olurdu.
2015 aralik ayindaki Stockholm seyahatimden sonra bir sonraki iskandinav ulkesi seyahatim icin bilet kovalamaya basladim. Ocak ayinda, nisan ayi icin 450 tl Kopenhag bileti buldugum gibi aldim. Ben daha ucuza goremedim simdiye kadar o yuzden bence iyi bir fiyatti. Ocak ayinda soguktan dondugum icin de nisandan once gitmek istememistim. Buna ragmen hava, ayni gun icersinde once gunesli, sonra kar yagisli, sonra da yagmurluydu ve bu tum haftasonu boyunca boyle devam etti. Yine de ocaktaki gibi donmadim.
Kopenhag pahali bir sehir oldugu icin otel fiyatlari da baya ucuktu arkadaslar. Siradan oteller icin 5 yildizli otel fiyatlarini gorunce, uzun zamandir denemek istedigim airbnb'den ev bakmaya basladim. Iyi ki de oyle yapmisiz, Kopenhag'daki evler o kadar guzel ki, zaten iskandinav mimarisi diye bir gercek var. Tum bu guzel evler icersinden bir tanesine deyim yerindeyse vuruldum, bir eve ne kadar asik olunabilirse o kadar asik oldum. Balkonu, salonu, mutfagi , bir yatak odasi ve oturma odasiyla koskocaman bir evdi ve fiyati da gercekten uygundu.
Ozellikle balkonunu o kadar sevdim ki kendi terasimi da buna cok benzer bir sekilde dekore ettim.
Cuma aksami, hem yol yorgunuyduk hem evimiz o kadar guzeldi ki, birer kahve yapip balkona kurulduk.
Cumartesi sabahi erkenden uyandik ve o bahsettigim avokadolu, fume somonlu kahvaltiyi yapmak icin Mad & Kaffe'ye gittik. Bugun bile o kahvaltinin tadi damagimdadir.
Kahvaltida bir anda bastiran kar keyfimize keyif katti ve basladik Kopenhag'i kesfe. Rengarenk binalar ve sokaklar arasinda yuruye yuruye merkeze ciktik.
Sokaklarin hepsi birbirinden ayri guzel ama benim favorim Magstrade oldu. Sizce de resim paletine benzemiyor mu?
Burdan sonraki duragimizsa Nyhavn. Kenarda dizili duran mekanlarda tembel tembel birseyler icip dinlendik. Bu arada fotografta havanin boyle guzel olduguna kanmayin, 5 dakika once yagmur yagmisti, ondan 10 dakika once de kar yagiyordu.
Kopenhag'da herseyden cok merak ettigim yer Christiania-Green Light Discrit yani hippie mahallesiydi. Kendi bayragi bile olan bu mahalleden iceri girerken sizi kapida bir yazi karsiliyor: "Avrupa birliginden ciktiniz." 70li yillarda hippielerce isgal edilen ve onlari cikaramayan hukumetin ee peki bari yasayin burda dedigi Christiania'da insanlar gecimlerini, burayi ziyaret eden turistlere sattiklari ot ve ot mamullerinden sagliyorlar. Iceri ilk girdiginiz anda, cok da uzun olmayan bir sokak var, pusher street, ot satisi tam olarak burda gerceklesiyor. Daha ilerlediginizdeyse, rengarenk evler, koskocaman bir gol, tatli cafeler, barlar var. Fotograf cekmek kesinlikle yasak olsa da, firsatini buldugum anlarda birkac kare cektim.
Fotograf cekmek disinda, kosmak da yasak. Bunun sebebiyse, nadir de olsa yapilan polis baskinlari sirasinda kostuklari icin, normal zamanlarda panik olmamak.
Bir sonraki duragimiz, Tivoli bahceleri, nam-i deger Kopenhag'in eglence parki.
Roller coasterlari gorunce ben one atladim, hadi dedim gidiyoruz, yalniz sira ilerledikce bana da bir korku geldi. Yigitlige de laf soyletmek istemedigim icin sesimi de cikaramadim, ve sonunda sira bize geldi. Meger elimizdeki jetonlar yetersizmis,daha cok almamiz lazimmis, hayatimda hic bir yetersiz bakiyeye bu kadar sevindigimi hatirlamiyorum. E gidip jeton alalim tekliflerini de "aiy ben yine bekleyemem o kadar sira" diye geri puskurttum. (Siranin bize gelmesi 5 dakika surmustu oysa ki) Bak ne guzel yesillik, bag, bahce, dolanalim iste suralarda, hava da soguk zaten, sicak cikolata icelim, aiy suraya bak ne kadar da guzelmis diyerek dikkat dagittim ve roller coasterlardan olabildigince uzaklastim.
Airbnbden cok guzel ev kiralamanin en kotu yani, aksam cikasimiz gelmedi. Biz de supermarketten yiyecek ve iceceklerimizi aldik eve yayildik. Dusununce, cok da iyi yapmisiz, ozellikle de cuzdanimiz icin en iyisi bu olmus.
Pazar sabahina yine harika bir kahvaltiyla basladik. Next door cafe, kendi kucuk, pancakelerinin lezzeti buyuk!
Kahvaltida aldigimiz kalorilerin verdigi yetkiye dayanarak Kucuk Denizkizi heykeline yuruyerek gitmeye karar verdik. Hafizam beni yaniltmiyorsa 5 km civari bir mesafe olmasi lazim. Yurtdisinda 5 km yurumek beni korkutmaz, aksine hem cok yedigim icin kilo almamak, hem de sehri daha cok gorebilmek adina yurumeyi tercih ederim. Zaten cok konuskan bir insan oldugum icin, ben birseyler anlatirken o yol bitiyor, yanimdaki dusunsun!
Bu arada yolun uzerinde Botanisk Have (Botanik Bahce) de var, icinden gecerek yuruyebilirsiniz.
Kucuk deniz kizi heykeli adinin hakkini verircesine kucuk. Bir de o kadar cok fotograf ceken insan var ki, birkac poz cektikten sonra kactik biz de.
Madem deniz kiyisindayiz diyip ilerde deniz kenarina oturup, aldigimiz atistirmaliklar ve iceceklerimizle piknik yaptik. (Hep derim, ben bir piknik tupuyum diye.)
Geri donerken de yuruyerek donduk ve asiri tatli bir mahalle kesfettik.
Artik donme vakti gelmisti. Vakitlice havaalanina gittik, check-in yaptik, guvenlik kontrolunden gectik, daha ucusa oldugu icin biz de rahat rahat sushi yedik. Ucaga 45 dakika kala kalktik, kapiya dogru ilerledik ve cok onemli birseyi unuttugumuzu fark ettik. BIZ DAHA PASAPORT KONTROLUNDEN GECMEMISTIK. Dedigim gibi ucaga 45 dakika vardi ve pasaport kuyrugu sansimiza asiri kalabalikti. Ekkssskuyyzmii diye diye, zaman zaman farkli dillerde homurdanmalar duya duya en one gectik, kapiya geldik ve yaklasik 1 saat rotar yedigimizi ogrendik.
Kopenhag, iskandinav ulkerini daha cok merak etmemi sagladi ve eve donunce ilk isim ucuz Oslo biletleri kovalamak oldu. (Bir de artik asla pasaport kontrolunu unutmuyorum.)
