Christmas'a en guzel hazirlanan ulke, tartismasiz Almanya. Ben de aralik ayi icin coook ucuza gidis - donus Koln bileti almistim, hem sehri gezerim, hem Bruksel'de yasayan canim arkadasim Eren'e de yakin, arabayla 2 saatte gelir onunla christmas marketlerin altini ustune getiririz diye dusunmustum. Cuma aksam - pazar aksam diyerek planladigim bu seyahat, gitmeme 3 hafta kala tamamen sekil degistirdi. Sebep; hem Eltz kalesi hem Geierlay koprusunun Koln'e cok yakin oldugunu kesfetmemiz, hem de benim hazir gelmisken Bruksel uzerinden trenle Londra'ya gecip orda yasayan kardesimi ziyaret etmek istemem.
Yani tatil planimin son hali asagidaki gibi oldu:
- Cuma gece yarisi Koln'e varis, otele yerlesme, birkac aydir gorusememenin verdigi hasretle saatlerce sohbet edip uykusuz kalmak.
- Cumartesi sabahi kahvalti edip ( sectigimiz yere bayilicaksiniz!) arabayla 2 saat uzakliktaki Geierlay koprusune gidis.
- Ayni gun Geierlay koprusune 50 dakika mesafedeki Eltz kalesini ziyaret ve Koln'e donus.
- Cumartesi aksami Koln Christmas Market'in altini ustune getirmece.
- Pazar sabahi yine guzel bir kahvalti (bunu da saglikli beslenenler cok sevicek.), Koln'de gorebildigimiz kadar cok turistik yer gezmek, cikolata muzesine gitmek -cunku kultur sanat onemli - Christmas markete veda ve arabayla 2.5 saatlik bir yolculukla Bruksel'e donus.
- Pazar aksami Eren'in evinde, onun ingiliz bulldogu kizi Mochi'yi isirarak sevmek, sushi yemek ve pazartesi sabahi trenle Londra'ya gecis.
Planlarimiz tam olarak hayata gecti diyebilirim. Cuma gece yarisi Koln havaalanina indim, canim Erencim beni aldi, gayet merkezi olan otelimize yerlestik ve iki yol yorgunu (benim bir de 2 saat farkimi unutmayalim) sabah 4'e kadar sohbet ettik. Bir noktada ben birseyler anlatamaya devam ederken Eren'in cevap vermemesinden uyudugunu anladim ve ben de kendimi uykunun tatli kollarina biraktim.
Ertesi sabah uyandigimizda yilin ilk kari tatli tatli yagiyordu. Kar yagmasi size de kendinizi 5 yasinizdaki kadar mutlu hissettiriyor mu? Hele hele christmas ruhunu yakalamak istedigim bir tatilde buna denk gelmek o kadar cok mutlu etti ki beni.
Road trip gunumuz icin enerji toplamaliydik (bahane), hava cok soguktu guclu kalmaliydik (abarti), tum bu sebeplerden kahvalti yapmak icin Flakes Corner'a gittik. Size buranin ne kadar tatli oldugunu anlatamam, 90larda cocuk olanlar icin burasi bir cennet, her taraf o donemin oyuncaklariyla dolu, bir duvar ise bastan asagi cesit cesit kornfleks kutularindan olusuyor, siz istediginiz kornfleksleri seciyorsunuz, uzerine marsmellov, m&m, cikolata dolduruyorsunuz,ya da kalori bombasi bir milkshake soyluyorsunuz.
Siparisi verirken dedim ki, lutfen tabagin altina saglikli, light kornfleksler koy ama ustu instagramlik olsun. Olmus mu?
Gun icindeyi birakin, onumuzdeki uc gun icin yetecek kadar enerjimizi alip yola koyulduk. Road trip icin gereken en onemli seyler, oncelikle bir araba (hadi!), muhabbeti iyi bir yol arkadasi, kahve ve iyi bir playlist. Arabamiz vardi, Eren'in muhabbeti cok iyidir, yol uzerindeki bir benzinciden kahvelerimizi aldik ve playlist olarak hem havaya hem modumuza cok uygun bir christmas playlisti sectik. Tum bu haftasonu boyunca dinledigim playlisti Istanbul'a donunce de bir turlu birakamadim.
Keyifli gecen yolculugumuz sonrasinda Geierlay koprusune en yakin park yerine arabamizi park ettik. Ondan sonra yurumeniz gereken yaklasik 1.5 - 2 kmlik bir yol var. Soguk havada o 2 km bitmek bilmiyor derken kopruye vardik. 360 metre uzunlugunda, 100 metre yuksekligindeki kopru buyuleyici. Biraz kalabalik olmasaydi daha iyi olurdu tabii, ki kisin boyleyse yazin ne kadar kalabaliktir dusunemiyorum bile. Fotograflarimda arkamda bulunan insanlara "Siz en guzel fotograflarimin katilisiniz." diye bagirmak istesem de, ben de onlarin en guzel fotograflarinin katili oldum, odestik, bitti.
Kopru cok dar, iki inatci keci hikayesinin gectigi kopru bile olabilir, inanin olabilir, karsinizdan biri geliyorsa kenara dogru yaslanip yol vermeniz sart, bir de tatli tatli sallaniyor ki yukseklik korkunuz varsa tadindan yenmez. Manzara muhtesem bu arada! Koprunun yarisinin oldugu taraf karlarla kapliydi, diger taraf sanki hala sonbahar.
Bol bol fotograf cekip kopru uzerinde dusmeden yurudukten sonra (karli yerler deli kayiyor aman dikkat) hava kararmadan, kisin 16.30'da karariyor, Eltz kalesine dogru yola ciktik. 50 dakika sonra arabamizla gidebilecegimiz son noktaya kadar gittikten sonra, yeniden donarak yaklasik 2 km yuruduk.
Donsak da yol inanilmaz guzeldi, yesillikli bir tepeden yururken asagimizda minik bir nehir akiyordu, hava kararmaya baslamisti ve su sesinden baska hic bir ses yoktu. Tabii bu romantizmi bozan bizim kikir kikir gulen sesimiz haric baska bir ses yoktu demek istedim. Ve bu guzel yolun sonu, muhtesem bir satoya cikti.
Canim Eren'im bardaklar, sampanya ve meyveler getirdi. Cok guzel bir andi, cok guzel bir ani ve bol likeli bir insagram fotografina donustu.
Keyifli, yorgun ve kurtlar gibi ac bir sekilde Koln'e geri donduk. Birkac christmas market arasinda tabii ki ilk gittigimiz Koln Katedrali oldu. Bu arada katedral inanilmaz ihtisamli.
Herkesin elinde olan, icinde sicak sarap, sicak cikolata ve bilimum guzel icecek bulunan ve 2017 noelini temsil eden bardaklarimizdan biz de aldik hemen. Isterseniz bardaklari geri verip 2 euro alabilirsiniz ama ben daha guzel bir ani dusunemedim, zaten su anda bu yaziyi yazarken bir yandan da bu bardaktan kahvemi yudumluyorum keyifle.
Yemek, icecek, taki satan yerlerin arasinda, noel sarkilari esliginde, suslu agaclar ve minik isiklar arasinda mutlu mutlu yururken, su anda burda ya saldiri olursa ya bir kamyon bu kalabaliga dalarsa diye de akliniza geliyor ister istemez. Dunyayi bu hale getirenler utansin diyerek negatif dusunceleri aklimizdan kovup cumartesi aksaminin keyfini cikartmaya devam ettik.
Burdan cikip iki christmas market daha gezdik ki bizce katedraldekinden cok daha guzellerdi. Old town ve Angel's marketi cok daha fazla begendim. Daha kucuklerdi, daha az insan vardi ve daha ozel suslenmislerdi.
Yeterince christmas markete doydugumuza kanaat getirip biraz da su meshur Kolsch birasi neymis deneyelim dedik. Once en meshuru diye Peters Brauhaus'a gittik. Gercekten cok guzeldi ama cumartesi gecesi oldugundan o kadar yogunlardi ki, once 15 dakika yer bekledik, sonra da yarim saat siparis vermek icin ve siparis veremedik arkadaslar, Almanca azarlandik garson tarafindan her siparis vermeye kalkistigimizda, bu esnada mekanin isletmecileri olduguna inandigimiz insanlar bizim durumumuzu fark edip yardim etmeye calissalar da onlar da garson ablanin azarini tattilar. Ac degiliz acikta degiliz, oh burasi sicacik diye sakince beklemistik ama uykumuz o kadar cok bastirdi ki herhangi bir yerde su birayi icip otelimize donelim diyerek ciktik. Isletmecilerle birbimize anlayisli gozlerle napalim olmadi diye bakip garson ablaya gozukmeden kacmayi basardik. Burdan ciktiktan sonra gittigimiz Brauhaus Sion da baya tatli, samimi bir yerdi. Sonunda Kolsch'umuze kavustuk, ictik ve otelde kendimizi uykunun sicak kollarina biraktik.
Pazar sabahi, yine tatilimize yakisir bir kar yagisiyla uyandik. Dunku sekerli kahvaltinin etkileri hala devam ettigi icin saglikli birseyler yemek zorundaydik, avokadolu hipster bir kahvalti, tum ihtiyacimiz buydu. Miniminnacik ama cok populer Hommage kafeye gittik ve o hipster kahvaltiyi yaptik.
Sehri bir de gunduz gozuyle gezelim dedik ve gunduz gozuyle pek tabii ki yine christmas market gezdik. Daha dogal birsey dusunemiyorum.
Yeterince gezip dolasmis, yemis icmistik, simdi vakit muze gezme, kultur sahibi olma zamaniydi, cok vaktimiz yoktu, sadece tek bir muze gezebilirdik ve Koln'de gezilebilecek sanat galerileri, modern sanat muzeleri arasindan kendimize tabii ki cikolata muzesini sectik! Yalan soyleyemeyecegim baya gereksiz harcanmis bir para ve vakitti, gitmenize kesinlikle gerek yok, anneannemin deyimiyle para tuzagi gitme evladim. Tek guzel yani, muzeye girmeden alisveris yapabileceginiz dukkani.
Ve Koln'le vedalasma zamani gelmisti. Bruksel yolculugumuzda yine christmas playlistimizi actik ve 2.5 saat sonra Eren'in evine vardik. Yegenim Mochi'yle tanistim. Bu tatli tatile daha tatli bir suratla final yapamazdim.
Ertesi sabah erkenden Bruksel - Londra trenim vardi o yuzden bu kucuk domuzcukla vedalasmak zorunda kaldik. En kisa zamanda yeniden gorusmek uzere Mochi, sen benim Fiona'min tanimadigi en yakin arkadasisin.
