Aslinda hersey bir fotografla baslamisti. Bundan birkac sene once Kakslauttanen isimli bir igloo otel fotografi gosterdi arkadasim bana. O andan itibaren gitmeyi en cok istedigim yerlerde birinci siraya yukseldi. Kendi aramizda konusuyorduk, offf iste kuzey isiklarini yattigin yerden izledigini dusunsene diye. Cok romantik bir yer oldugu icin de, hepimiz sevdigimiz insanla gitmenin hayalini kuruyorduk. Hayat size, aci ve tatli dersler veriyor, o yuzden ben bu seyahati daha fazla ertelememeye karar verdim ve bu muhtesem yere annemle beraber geldim. Cunku dostlarim, once hayatinizin askini bulucaksiniz, sonra hem onun, hem sizin, hem de ikinizin ailesinin saglik sorunlari olmayacak, parayi denklestiriceksiniz, zamani bulucaksiniz....Vallahi uzun is. Bu anlamı eskiden ben de bağğzı tatillerime yüklemiştim, sonra cidden çok fena patladım, yani buralara “the one” ile gelen insanları ayakta alkışlıyorum ben o konularda pek şanslı olamadım. Şu anda diğer tüm şartlar müsait ve dünyanın bin bir türlü hali var yarın hayatımı alt üst eden bişeyler çıkabilir. Bu sebepten varolduğundan yüzde yüz emin olmadığım bir adamı bekleyerek bu tatili erteleyemezdim. Kimseye akıl verecek kadar bilgili ve zeki değilim ama benim fikrimi soracak olursanız, lütfen herhangi bir şeye çok ulvi anlamlar yüklemeyin patlıyosunuz,🤓 denk gelen her deneyimi yapın, mükemmel insan gelince bir daha yaparsınız fazla mal göz cıkarmaz.
Tabii ki bir tek bu otel icin gitmeyecektim tum o yolu.
Ben gercekten cok iyi olduguna inandigim bir program yaptim ve kendimi ovmek gibi olmasin ama tikir tikir isledi. (Ovdum azicik ama hakettim bence ya) Instagramda yaptigim paylasimlardan sonra, rotam defalarca soruldu. O yuzden herseyi detaylica anlatmadan once sizlerle rotami paylasmak isterim.
Tatilimiz pazartesi gununden pazar gunune kadardi.
Pazartesi:
Istanbul -Helsinki ucusu.
Helsinki'de birkac saat gezme. (Istanbul'dan kalkan ucagimiz rotar yapabilir diye ben 2. ucusumu oglen degil aksam yaptim.)
Aksam Helsinki - Rovaniemi ucusu
Sali:
Husky safarisi
Santa Claus village
Carsamba:
Ren geyigi safarisi
Santa Claus village
Persembe:
Rovaniemi'den Saariselka'ya otobusle gecis (igloo hotel icin)
Cuma:
igloo hotel
snow mobile
Cumartesi
Saariselka'dan Rovaniemi'ye otobusle gecis
Rovaniemi - Helsinki ucus
Pazar:
Helsinki turu
Aksam Helsinki - Istanbul ucusuyla mukemmel tatilimin sonu, neden dondum diye isyan etme, fotograflara bakip ic cekme, Fiona'ya sarilip aglayarak uyuma
Eveeeet, hazirsaniz baslayalim ve bu ana kadar olan hayatimin en guzel tatilini sizlere anlatiyim. Kahveler alindi mi? Cunku simdi -20 dereceye dogru bir yolculuk yapicaz.
Aylarca planladim bu tatili. Biletleri ekim ayinda aldik, ocak ayina kadar her gun hayalini kurdum ve pazartesi gunu Helsinki havaalanina indigimizde o an orda olduguma inanamadim. Rovaniemi ucagimiz aksam oldugu icin dogruca Helsinki sehir merkezine indik. Bizim gidecegimiz yer burdan coook daha soguk olsa da, Istanbul o kadar sicak bir kis yasadi ki, daha dakika bir gol bir soguktan nefes alamadim. Ilk girince soguk ve sonradan kesinlikle alisamiyorsun. Yine de sizce bunlar Gulsoy kadinlarini yildirabilir mi?
Ilk duragimiz Senato Meydaniydi.
Sokaklarda biraz daha dolandiktan sonra bir hediyelik esya satan bir dukkana girdik ve tabii ki meshur kuksa bardaklardan aldik.
Aclik yavastan kendini gosterirken Helsinki'de inanilmaz bir yer kesfettik. Kappeli. Bir tarafi cafeterya, bir tarafi restaurant olan bu tatli yerde, gelis gunumuzde restaurant, donerken cafeteryada birseyler yedik. (Cunku donuste paralar baya bitmisti evet.)
Hem ortam muhtesemdi, hem de yemekler. Biz geyik eti ve meshur somonlu kremali corbayi siparis ettik. Tum seyahatim boyunca yedigim en guzel yemekleri burda, ilk gun yedim. Digerleri yanina bile yaklasamaz.
Tatilimize muhtesem bir baslangic yapmis olarak havaalanina geri donduk, ucagimiza bindik ve Rovaniemi'ye vardik. Hayatimda gordugum en tatli, en konsept havaalani burasi olabilir. Daha bavulunuzu alirken mutlulukla doluyor iciniz.
Otelimiz, bizi karsilamasi icin birini gondermisti. Dogruca arabaya atladik, siz simdi yorgunsunuzdur check-in islemlerini yarin halledersiniz diyip bizi evimize goturduler. Otelimizin tek harika yani tabii ki bu degildi, bana gore herseyiydi. Bu yuzden israrla oneriyorum ve hatta para almadan reklamlarini yapicak kadar memnun kaldim. (Zaten avuc kadar takipcim var kim neden bana reklam versin.) Otelin adi Santa Claus Holiday Village, Rovaniemi'de gorulmeye deger tek yer olan Noel Baba'nin kasabasinin icinde yer aliyor. Yani guzel olan hersey yurume mesafesinde, zaten Rovaniemi merkezde yapilacak hic birsey yok. Ben butun aktivitelerimi otel araciligiyla gitmeden mail yoluyla ayarlamistim; ren geyigi ve husky safarileri, her organizasyon da sorunsuz tikir tikir isledi.
Evimiz, inanilmaz tatliydi.
Icinde de kendi saunasi vardi, biz 2 ucaga, tum yolculuga, ileri olan saate aldirmadan kendimizi icine attik. Zaten tum seyahat boyunca her gun bir sauna keyfimiz oldu. Disarisi o kadar soguk ki, -20 derecede eve donunce kendinizi saunaya atmadan bir haftayi hastalanmadan atlatmak imkansiz.
Ertesi sabah uyandigimizda gunes daha dogmamisti bile. Zaten sabah 11.00 civari dogup 15.00 gibi batiyordu. Ne yalan soyliyim, bu olaya bile bayildim. Benim icin -20 derece, bu kis hic kar yagmamis Istanbul'dan sonra bembeyaz yerler, karanlik, sakinlik, doga, soguk.. Herseyini sevdim, herseyine asik oldum.
Hemen kahvaltimizi ettik cunku saat sabah 9'da husky safarimiz vardi. Siz istediginiz kadar kalin giyinin (ben kar pantalonuylaydim) o sogukta donucaksiniz baska sansiniz yok. Bu sebepten katildiginiz turlar size kiyafetinizin uzerine giyeceginiz ozel bir kiyafet, altina da ozel bir ayakkabi veriyor. Tam olarak burda araya giriyor (kendi yazimda nasil kendim araya giriyor oluyorsam) size minik ama cok hayat kurtaricak bir oneride bulunmak istiyorum. Spor magazalarina gidin ve kendinize el ve ayak isiticisi alin, bu minik seyleri ambalajindan cikarip ayakkabinizin ya da eldiveninizin icine koydugunuz zaman calismaya basliyorlar ve birkac saat size sicaklik veriyorlar. Tabii safarilerde bu cok ise yaramadi ama disarda yururken bulunmaz bir nimetler. Biz annemle nerdeyse bir bavul dolusu almistik yanimiza ve onlarsiz bu tatili atlatmamiz baya zor olurdu.
Verilen kiyafetleri giydik ve safari basladi. Her kizagi ceken 6 cilgin husky var, bir kisi kizakta oturup sefa yapiyor (annem), digeri ayakta durup kizagi suruyor (ben). Biz 1.5 saatlik turu aldik, 15 dakikalik opsiyon cok kisa geldi. Normalde insanlar donusumlu kullaniyorlar kizagi, anneme tabii ki kiyamadim, o daha rahatina duskun, bu sebepten ciddi manada yoruldum ve usudum, ama degdi mi? FAZLASIYLA.
Buz tutmus bir golun uzerinde, cilginlar gibi kosan huskylerin cektigi kizagi surmek hayatim boyunca asla unutamayacagim anlarin basinda geliyor.
Bu arada belirtmek isterim ki huskyler kosmaya resmen bayiliyor, yani aci cekiyorlar mutsuzlar diye dusunmeyin. Hatta siz fren yapmaya calistikca veya ekip olarak durunca havlayarak yeniden hareketlenmeye calisiyorlar.
Komik bir de dipnot gecmek isterim. Cok enerji harcadiklari icin bu kopeciklerin gunluk aldiklari kalori miktari 8-10.000 arasi. Yani o kadar cok yiyorlar ki, kosarken bir yandan da tuvaletlerini yapiyorlardi. Cok korkunctu, acaba yere carpip yuzume gelicek mi diye baya gerildim, Allah'tan boyle birsey olmadan ve kizaktan dusmeden (her gun dusen bir kisi fiks oluyormus) safarimizi bitirdik.
Usuyunce yapilacak en guzel sey ne? Tabii ki sauna. Biz de safari sonrasi evimize gittik. Ben ki spor salonunda saunada 3 dakika bile kalamayan Gozde, yorgunluk ve soguktan saunada uyuyakaldim. Dinlendikten sonra otelimizden sadece birkac adim uzakta olan Noel Baba'nin koyune gittik. Dedigim gibi hersey aslinda burda.
Ise karnimizi doyurmakla basladik. Tadi hala damagimda olan Santa's Salmon Place'e gittik.
Bu minicik cadirda ortada bir ates yaniyor, orda somonlar pisiyor. Zaten menude bir tek somon var. 5-6 tane de bank seklinde masa. Buraya gidin, cok israr ediyorum, hem cok tatli hem cok lezzetli.
Onden sicacik blueberry iceceklerimizi soyledik. Sonra yine ateste kizarmis enfes bir peynir geldi paylasimlik, sonra da somonlar.
Artik karnimiz doyduguna gore Noel babanin koyunu gezip, Noel babanin elfi Fadime'nin dugununde halay cekebilirdik.
Hiç öpmiyim canım ya şimdi kutup dairesini geçtim. Sakayi bir yana birakirsak, fotografta gormus oldugunuz mavi isik, kuzey kutup dairesini temsil ediyor. Ordan iceri gectiginizde, tebrikler artik Kuzey kutbundasiniz. Gecince basimiz tabii ki goge ermiyor ama kuzey kutbunda olmak inanilmaz hosuma giden bir dusunce oldu. Eger gezmek sizin icin de bir tutkuysa, boyle sembollerden cok etkileniyorsunuz.
Noel babanin koyu o kadar tatli ki;
Peki nedir bu noel babanin koyu? Icinde neler var?
En onemlisi, noel babanin ofisi var. Oraya gidip kendisiyle tanisabilirsiniz.
Posta ofisi var, kendinize veya noel babaya kart atabilirsiniz.
Restaurantlar, cafeler, magazalar var.
Kuzey kutup dairesini gecebilirsiniz.
Buz otelde kalabilir veya sadece ziyaret edip yemek yiyebilirsiniz.
Kucuk bir ren geyigi ciftligi kurmuslar, 15 dakikalik kisa bir tur yapabilirsiniz. (Ben burda yapmadim.)
Bizim otel var :)
Kisacasi, noel ruhunun asla bitmedigi, surekli devam ettigi, dunyanin en mutlu kasabasi olabilir.
Ikinci gunumuzu, marsmelovlu sicak cikolata icip, saunada kemiklerimizi isitarak sonlandirdik.
Ertesi sabah yine asiri mutlu uyandim. Gunesin dogmamasi o kadar umrumda degil ki, sanki biri surekli damarlarima prozac veriyor, suratimda devamli bir gulumseme, icimde inanilmaz bir mutluluk.
Bugun ilk duragimiz postane. Bir suru kartpostal arasindan en begendiklerimizi sectik. Annem kendisiyle Goksu'ya, ben de kendime ve kartpostal koleksiyonu yapan arkadasim Dicle'ye kart yazdim. Gonderirken iki secenek var, ya hemen postlaniyor ya da bir sonraki Noel'de. Ben sabirsizim hemen almak istedim kartimi. Ben bu yaziyi yazarken, kartim bana ulasmis sekilde ani cekmecemde duruyor bile.
Postaneden cikip dogruca Noel babanin ofisine gittik. Kendisiyle 31 senelik bir hesabimiz vardi, bir kere bile bizim eve ugramamis, bana hic hediye birakmamisti ve ben bosu bosuna hep uslu bir kiz olmustum. Hesaplasma gunu gelmisti. Iceri giris bedavaydi, sinsice sirami bekledim ve siram gelince odasina dogru kararlilikla ilerleyip "Santaaaag" diye mutlulukla boynuna atladim. Saka bir yana heyecanlandim yahu, ton ton kiyafetler icindeki Noel babayla tanistik, beraber fotograf cektirdik ve ciktik. Dilerseniz bu fotografi satin alabilirsiniz, bana pahali geldi almadim. Asagidaki beles fotografi cektirdim bana yeter.
Ordan cikista annecigimle Buz hotelin buz olmayan kafeteryasinda kahve ictik, Noel babanin dedikodusunu yaptik ve Ren geyigi safari saatimizin gelmesini bekledik.
Bu safari icin de, verilen ozel kiyafetlerimizi ve botlarimizi giyip, ren geyigi ciftligine gittik. Bu kadar tatli hayvanlar olamaz. Once onlari besledik.
Ve kizaklarimiza kurulduk, safarimiz basladi.
Ren geyiklerinin huskyler kadar hizli olmasini beklemeyin. Hatta baya yavaslar, ama ben hayatimin en huzurlu saatlerini yasadim. 15 dakikalik kisa safariler var ama ben 1.5 saatlik olani tercih ettim cunku bir daha ne zaman ren geyigi safarisi yapicam?
Bu sefer hem ben hem annem kizakta oturduk, hic birsey yapmamiza gerek kalmadi. Tum kizaklar ve geyikler tek sira halinde birbirlerine bagliydi ve yetistiricileri onden gidiyordu. Acikcasi battaniye altinda keyif yapmak dunun yorgunlugundan sonra iyi geldi ama husky safarisindeki adrenalin yoktu.
Of Gözde abartma demicekseniz birsey soylucem tüm samimiyetimle, ben burdaki yaşama çok özendim arkadaşlar. Bir kere erkekler yakışıklı, kızlar güzel, herkes kibar yani içiniz açılıyo. Sonra kesinlikle kalabalık değil. İstanbul’da insanlar üstüme üstüme geliyor, bir de yani tip olarak çok iç açıcı bi memleket değiliz kabul edelim ki🤓 kendi adıma konuşursam 1.54 boyunda kara bişeyim. 🤓Sonra kim lapa lapa kar sevmez? Güneş erken batıyor derseniz e ben de erken yatıyorum zaten. Noel baba dibinde hediye isticeksen okula işe giderken kapısını tıklat. Yemekler sağlıklı ve güzel kilo almazsın, ver coskuyu somona. Hava çok soğuksa saunaları var aşşırı keyifli. Gittiğimiz Ren geyiği çiftliğinde yine böyle bir çadıra girdik kapkaranlık, ortada ateş yanıyo çocuk odun atıyor, blueberry içeceğimizi içtik, kamp ateşi etrafında gibiyiz,birşiler anlatıyor, diyor "ya geçen bizim bir yavruyu şahin kaptı, Allah’tan ayılar kış uykusunda, ama asıl sorun kurtlar" diyor, bir yandan içeceğini içip ateşi harlıyor. Değişik geldi kurtlardan bahsettiğin bir hayat. Ben yandexte trafik kovalarken adamın yaşamına bak. Evine gidicek birazdan ailecek saunayı ısıtıp blueberry içeceklerini yudumlucaklar. En büyük dertleri şahin Ren geyiği yavrularını kapıp uçar mı. Kibar ve güzel insanlar arasında sağlıklı yaşamlarını sürüp devlet güvencesinde güzel güzel yaşıcaklar. Nasıl bir duygu acaba buralarda doğmak?
Bu cok guzel safariden sonra kendimizi evimize attik, bavulumuzu hazirlayip saunamizda keyif yaptik.
Rovaniemi'deki son aksamimizdi. Yarin bizi bambaska bir macera bekliyordu aiy nasil da heyecanliydik.
Ertesi sabah icim azicik buruktu, yalan yok. Santa Claus Holiday village gercekten cok huzurluydu ve inanilmaz guzel bir zaman gecirmistik. Valla Allah'tan tatil daha bitmemisti, harika bir hedef daha vardi, yoksa cidden oturup aglardim. Moralimizi duzeltmek (!) icin tabii ki alisveris yaptik! Marimekko diye bir fin markasi var, bayildim! Zaten otelinizdeki perdelerden tutun da kullanilan tabaklara kadar bu markanin. Bakmadan gecmeyin derim, cok orijinal seyler var.
Metrobüse bin desek binmezsin ama Norveç’te hiçliğin ortasında otobus bekler durağını aiiiy ne güzel diye çekersin diceksiniz, biliyorum ama su otobus duraginin guzelligine bakar misiniz? (Ve metrobus sirasinin olmamasina:)
Yaklasik 3 saat suren yolculugumuzda o kadar guzel yollardan, karlar icindeki ormanlardan, buz tutmus gollerden gectik, yollarda o kadar az araba vardi ki, hissettigim huzuru anlatmam imkansiz. Benim gibi buyuk sehir insanlari icin bu sakinlik hem cok sasirtici hem mutlu edici. Otobus bizi Saariselka otobus duraginda birakicak saniyordum ama bizim otelimizde durdu! Ve zaten otobusun yarisindan cogu bizim otele gelen turistlerdi. Bizim otel! Bu sahiplenme biciminden anlayin ki ben bu otele asik oldum! Sonunda hayallerimi kurdugum yerde, Kakslauttanen igloo oteldeydim. Tabii ki icimdeki Turk kaniyla, otobusteki yolcularin hepsini gecmek icin depar attim ve ilk check-ini yapan kisi oldum! (Hayir, madalya vermediler.)
Ortami, odamizi nasil anlaticam bilemiyorum. O yuzden ben susuyorum, fotograflar anlatsin.
Otelde aslinda kutuk evler de var ama, sizin de tahmin edeceginiz gibi igloo dururken... :)
Iki kisilik igloo miniminnacik, icinde iki yatak bir de tuvalet var. Dus yok, dus ve sauna odamizdan yuruyerek 5-10 dakika mesafedeydi. Kar yagdikca igloolarin uzeri kapaniyor, bu sebepten sapkasinda isigi olan bir amca gelip sildi duzenli olarak:)
Otel hakkinda verecegim son bilgi de yarim pansiyon olmasi, yani sabah kahvaltisi ve aksam yemegi dahil.
Hemen bavullarimizi yerlestirip, bolca sevinc cigligi atip birbirimize sarildiktan sonra resepsiyona gidip ertesi gun yapacagimiz aktiviteleri planladik. Somine karsisinda aksam yemegimizi yedik ve uyumadan once sizce ne yaptik? TABII KI SAUNA! Annemle kutuk evdeki saunadayken sunu dusunduk, su anda Finlandiya'da hicligin icinde bir yerde, bir ormandaki kutuk evde sauna keyfi yapiyoruz. Dusuncesi bile muhtesemdi.
Ertesi sabah, yatagimdan su manzaraya uyandim:
Saat sabah 8.30, gunes dogmamis, her taraf karanlik, yine de ben dunyanin en mutlusuyum.
Bizim yaptigimiz husky ve ren geyigi safarileri burda da var ama biz bu otelde odamizin keyfini cikartmak istedigimiz icin tum aktiviteleri Rovaniemi'de yapip bitirmistik. Bu cuma gunu icin belirledigimiz aktiviteler; annemi kizakla gezdirmek cunku aslinda aramizda cocuk olan o, odamizda kitap okuyup, kahve icip muhabbet etmek ve aksam da snow mobile ile aurora kovalamakti.
Size ne kadar doganin icinde oldugumuzu soyle anlaticam, asagidaki fotograflar cekilirken yanimiza 3 yavru geyik geldi, onlari sevdik.
Odamizin iyice keyfini cikarttik.
Simdi gelelim en cok merak edilen seye, kuzey isiklarina. Maalesef oralara kadar gidip kuzey isiklarini gormeden donme olasiliginiz var arkadaslar. Ama bu tatili, bu rotayi sadece kuzey isiklariyla sinirlandiramazsiniz. Tum o safariler ve oteller basli basina bir guzellik.
Bu tatili planlamaya basladigimdan beri acaba gorebilicek miyiz diye endiseleniyordum, hatta instagramima "Düğünümde yağmur yağıcak mı diye stres olanları anladım, bu kuzey ışıkları çıkçak mı çıkmıcak mı? 🤓Cıkmazsa seneye izlanda, sizin de düğününüzde yağmur yağarsa üzülmeyin, ikincisinde yağmaz belki🤓." yazdim. Annem de basindan beri (ekimde biletleri aldigimiz gunden beri) biz o isiklari cuma gecesi igloo odamizdan gorucez merak etme diyordu hep. Gercekten de bir haftalik seyahatimiz suresince kuzey isiklari aktivitesi cok dusuktu, hava surekli bulutluydu ve kar yagiyordu. Bir tek cuma gunu olasiliklar yuksekti. O yuzden haftanin diger gunleri hic bosuna kuzey isiklari turuna cikmayalim dedik ve cuma gunune kadar aurora konusunu kapattik. Iste beklenen gun gelip catmisti. Kuzey isiklarini yakalamaya husky, ren geyikleri veya snow mobile ile gidebilirsiniz, ya da cok paraniz varsa helikopterle:) Biz snow mobile turu sectik. Yine o cok kalin kiyafetlerimizi giydik ve basladik kuzey isiklarini aramaya.
3 saat ormanın içinde donarak dolaştıktan sonra elimiz boş döndük. Kendimi avutmak için “Kuzey işıklarını göremedim. Onlar da beni göremedi. Ödeştik.” dedim. Gerçekten çok üşüdüğümüz için resepsiyondan igloo odamıza yürüyene kadar ortadaki saunada biraz ısınalım dedik. Saunadan çıktık. Annem heyecanla "Gözde kafanı kaldır." dedi. Ve işte ordaydılar. Size oteldeki insanları anlatamam. Çığlık çığlığa herkes igloosundan çıkıp koştu. İnanılmaz bir sevinc, hepimiz fotograf çekmeye çalışıyoruz. Cep telefonları zaten ütüden hallice cekiyor, keza fotoğraf makinaları da. Ümidi kesmişken, orda bir adam gördüm uzakta. O adam bizim adamımızdır. Bikaç kişinin fotografini cekiyordu. Noooğğğlur dedim. Demedim ya çok tatlıydı hemen "Tabii ki çekerim." dedi. Önce kuzey isiklarına doğru küçük bir fener yaktı. Sonra biraz uzun sürücek dedi, bir dakika falan kameraya baktık. Sonra fotoğrafı gösterdi, kuzey isikları muhteşem cıkmıs, kendim için aynısını söyleyemicem, bir dakika boyunca kıpırdamadan poz vermek zor. Bence salak gibiyim. Ama umrumda mı sizce BENCE DEĞİL.🤓 Kendisine mail adresimi verdim, sonra dedik ki igloomuzdan izleyelim. Yatağın başı kalkıyor, herşey aurora izlemek için dizayn edilmiş. Işıkları kapattık, yataklara kurulduk, çayımız elimizde, güzel de bi müzik açtık. (Benim kuzey isigi izledigim sarki icin tik tik.) Arada ben ayağa kalktım sevincle zıp zıp zıpladım,sonra yerime geri geçtim. Dostlar, hayatımın en güzel tatilinde harika bir son oldu. İgloo evimden kuzey isiklarını izlemek pastanın üzerindeki tombik çilekti.
Ertesi gun mail geldi, hem bizim fotografimizi hem de kendi cektigi aurora fotograflarini gondermis, ne tatli insanlar var ya.
Cumartesi sabahi hem cok mutlu hem cok buruk uyandim. Evet yapmak istedigim herseyi yapmistim ama her guzel sey gibi bu tatil de bitmisti.
Tum gunumuz yolda gecti desem yalan olmaz. Once Saariselka'dan otobusle Rovaniemi'ye gectik. Bu arada otobus duragimiz yine cok tatliydi, yine hicligin ortasindaydi.
Rovaniemi'de merkezde birseyler yedikten sonra havaalanina gittik. Gercekten cok tatli bir havaalani, yine bir suru fotograf cektim.
Ve gece yarisi Helsinki'ye vardik. Otelimize gidip hemen uyuduk cunku pazar gunu erken kalkip Istanbul ucagina kadar Helsinki'yi biraz daha gezmek istiyorduk. Nitekim oyle de yaptik.
Eger bir sehirde donme dolap varsa, bilinki biz annemle ona kesin bineriz. Bindik de... Ve sehri tepeden izledik. Sana dun bir tepeden baktim aziz Helsinki.
Bir sonraki duragimiz Uspenski Katedrali oldu.
Sonra dedik ki, basladigimiz yerde bitirelim. Tatilimizin ilk gunu yemek yedigimiz Kappelli'nin bir de self service kafeteryasi var demistim hatirlarsaniz, baslangic yemegimiz restaurantinda, bitis yemegimiz de kafeteryasinda olsun dedik, kendimizce boyle duygusal bir an yasadik. Kafeteryada kucuk camekanlar icersinde tek bir tane masanin oldugu iki yer vardi, birini biz kaptik ve veda yemegimizi yedik. (Yeterince acitasyon yaptigima inaniyorum.)
Ve boylece, hem annem hem benim icin, hayatimizin en ozel ve en guzel tatili (zerre abarti yok) sonlandi, Istanbul ucagina bindik ve muhtesem anilarla evimize geri donduk.
