top of page

2019 Yazının Ilk Durağı: Porto


porto portekiz benburayaasikoldum gözde gülsoy

Bu seyahat, başlangıç planı üzerine kaç değişiklik gördü size anlatamam.

Porto, uzun zamandır gözümü diktiğim bir destinasyondu, Erenle de uzun zamandır yeni şehir keşfetmiyorduk, böylece ona doğum günü hediyesi olarak taa aylar öncesinden bu bileti aldım, o Brüksel'den gelicekti ben Milano'dan, Porto'da buluşup tatlı bir haftasonuna geçiricektik. Güzel airbnb evimizi de kiraladık, başladık günleri saymaya. Önce Ryanair benim uçuşumu cuma taa 21.30'a aldı, böylece benim cuma gezme ihtimalim tamamiyle bitti, sonra Eren'in dönüş biletinde değişiklik yaptı, onu da erkene aldı. Tüm bu saat değişikliklerine rağmen hala keyfimiz yerindeydi ki Eren'in iş için Avustralya'ya gitmesi gerekti. İşte böylece devreye yedek seyahat arkadaşım girdi, yani annem:)

O, cuma sabahı erkenden Porto'ya vardı, evimizi teslim aldı, dolabımıza meyveler koydu, şehri keşfetti, ben gece yarısı yanına varabildim. Yani aslında bu yazıda sizlere 48 saatten kısa sürede Porto nasıl gezilir anlatıcam :)

Cumartesi sabahı erkenden uyandık. Annemle uyanmak nasıl güzel, evet ben bir ana kuzusuyum arkadaşlar. Airbnb evimiz de gün ışığında çok tatlıydı.

porto portekiz benburayaasikoldum gözde gülsoy

İlk durağımız, Harry Potter'ı yazarken J.K.Rowling'e ilham olan Majestic Cafe'. Biz erkenden geldiğimiz için hiç sıra beklemeden rahat rahat içeri girdik. Mekan gerçekten de Harry Potter dünyasını hatırlatıyor. Annem burda yediği French toastı hala unutamadı desem yeridir, uğrarsanız deneyin.

porto portekiz benburayaasikoldum gözde gülsoy

porto portekiz benburayaasikoldum gözde gülsoy

Bu 'tatlı' başlangıçtan sonra vurduk kendimizi yollara, sırasıyla turistik noktaları gezdik.

Avenida Dos Aliados:

Şehrin ana meydanı, geniş ve şık. Ben yönümü hep buraya göre ayarladım.

porto portekiz benburayaasikoldum gözde gülsoy

Igreja dos Clérigos:

Annemi bulanlar parmak kaldırsın:)

porto portekiz benburayaasikoldum gözde gülsoy

Buraya yakın bir hediyelik eşyacıdan kartpostal, kalem, anahtarlık, ayna, magnet gibi türlü türlü hediyelik eşya aldık, adeta kendimizi kaybettik. Hele pullarına bayıldım, meşhur tatlıları pastel de nata fotoğrafı vardı.

porto portekiz benburayaasikoldum gözde gülsoy

Yine Harry Potter'a ilham olmuş kitapçı Livraria Lello'ya gittik ama öyle bir sıra vardı ki girmemiz imkansızdı. Biz de o günlük sadece bilet sırasına girdik ve ertesi gün için bilet aldık.

Igreja Dos Carmelitas:

Porto kiliseleri o kadar güzel ki. İlk kim 'Şuraya biraz çini mi koysak?' dediyse ellerinden öperim, muhteşem bir fikir olmuş.

porto portekiz benburayaasikoldum gözde gülsoy

porto portekiz benburayaasikoldum gözde gülsoy

porto portekiz benburayaasikoldum gözde gülsoy

Çoktan öğle yemeği saati gelmişti, biraz turistik mekan gezimize ara verip gurme gezimize başladık. Cafe Santiago, önünde kuyruklar olan salaş bir mekan, yaklaşık yarım saat bekliyorsunuz ama buna gerçekten değiyor. Portekizlilerin meşhur yemeği francesinhayı kesinlikle burda deneyin. Biz iki kişi bir porsiyonu paylaştık ve doyduk.

porto portekiz benburayaasikoldum gözde gülsoy

porto portekiz benburayaasikoldum gözde gülsoy

Annem, yemek üzeri tatlı diye tutturunca nata yemek için Manteigaria'ya gittik. Belem'de yediğimiz natayla alakası yoktu maalesef. Yine de nata, natadır.

porto portekiz benburayaasikoldum gözde gülsoy

Yemek sonrası evimize gidip akşam için üzerimizi değiştirip, aldığımız düzinelerce hediyelik eşyayı bırakıp yine kendimizi yollara vurduk. Hava geç karardığı için şehri keşfetmeye rahat rahat devam edebilirdik.

Günün geri kalan durakları:

Igreja Capela Das Almas:

porto portekiz benburayaasikoldum gözde gülsoy

porto portekiz benburayaasikoldum gözde gülsoy

Sao Bento Railway Station:

Hayatımda gördüğüm en güzel tren istasyonu diyebilirim. Yalnız burayı yapan mimar tek bir şeyi koymayı unutmuş, bilet gişelerini:) Onlar sonradan eklenmiş.

porto portekiz benburayaasikoldum gözde gülsoy

Rua das Flores:

O kadar güzel bir sokak ki. Ribeira bölgesine çıkarken burdan geçebilirsiniz.

porto portekiz benburayaasikoldum gözde gülsoy

porto portekiz benburayaasikoldum gözde gülsoy

porto portekiz benburayaasikoldum gözde gülsoy

porto portekiz benburayaasikoldum gözde gülsoy

Ribeira:

Douro nehrinin kenarındaki bu mahalleye deyim yerindeyse aşık oldum. O kadar canlı ve kalabalık ki, iğne atsanız yere düşmez. Her yerde tatlı mekanlar, müzik ve kahkaha sesleri birbirine karışmış...

Zaten Porto genel olarak da hareketli ve kalabalık geldi bana, ama burdaki kalabalık bambaşkaydı.

porto portekiz benburayaasikoldum gözde gülsoy

porto portekiz benburayaasikoldum gözde gülsoy

porto portekiz benburayaasikoldum gözde gülsoy

Akşam yemeği için herhangi bir yere rezervasyon yaptırmamıştım, belli bir saate bağlı kalmadan gezeriz, hoşumuza giden bir yerde deniz ürünü deneriz demiştik. Nehir ve köprü manzaralı Ribeira's o kadar hoşumuza gitti ki hemen yerleştik. Yerimiz çok güzeldi ama yemekler nasıl çıkıcaktı artık o da nasipti. INANILMAZ çıktı, annemin somonu da benim ahtapotum da mükemmeldi. Tek sorun martılardı. Evet arkadaşlar martılar. Özellikle bir martı bize taktı kafayı, yemeğimizi çalmaya çalışıyor, hiç de korkusu yok maşallah git diyoruz gitmiyor, arada bağırıp arkadaşlarını çağırıyor, herhalde 'Koşun koşun iki keklik buldum biz bunların yemeğini çalarız' diyordu, ay resmen hedef gösteriyordu. Garsonların yardımıyla kurtulduk. Gerçi ordan çıktıktan sonra anneme çektiğim bir fotoğrafta sinsice annemin başına doğru uçan bir martı vardı, ben aynı martı olmasından korktum.

porto portekiz benburayaasikoldum gözde gülsoy

porto portekiz benburayaasikoldum gözde gülsoy

porto portekiz benburayaasikoldum gözde gülsoy

porto portekiz benburayaasikoldum gözde gülsoy

Poente Don Luis I:

Önce bol bol fotoğrafını çektik köprünün, sonra az ilerdeki asansöre binip üst katına çıktık, yürüyerek karşı yakaya geçtik ve muhteşem bir manzara eşliğinde güneşi batırdık. Tüm turistler de bizim gibi o tarafa geçmiş, çimlerde çoktan yer kapmış, ellerinde şarapları güneşin batmasını bekliyorlardı. O kadar güzel battı ki, yüzlerce insan çılgınlar gibi güneşi alkışladı, güneşin haberi yok :)

porto portekiz benburayaasikoldum gözde gülsoy

porto portekiz benburayaasikoldum gözde gülsoy

Porto, özellikle tepeden bakınca İstanbul'a o kadar benziyor ki aylardır gitmediğim İstanbul özlemiyle doldu içim. İstanbul demişken, HERŞEY ÇOK GÜZEL OLUCAK demiş miydim?

Tüm gün 28 derecenin altında (olsun bu kış o kadar üşüdüm ki hiç yakınmıcam), hem de yokuşlu yollarda kilometrelerce yürümüştük. Ertesi sabah erkenden kalkmak üzere evimize gittik. Yatağa girmemle uyumam arası 3 saniye var yok.

Pazar sabahı üzüntüyle uyandım, hem Porto'daki son saatlerimdi hem de annemle vedalaşıcaktım. O zaman bu son saatlerimizin hakkını verelim dedik ve güzel bir kahvaltı yapmak için Combi Coffee'ye gittik, evimize yakın 3. dalga bir kahveci, ben seviyorum zaten böyle bohem ruhu olan yerleri. Ben acai söyledim, annem de tost, ama o tost var ya tam bir anneanne tostuydu, anneannem yapardı zamanında, normal ekmeği ince ince dilimler, o iki dilim içine bol kaşar koyup basardı tostu, tadı hala damağımda. (Anlayacağınız annemin siparişinin yarısına çöktüm.)

porto portekiz benburayaasikoldum gözde gülsoy

porto portekiz benburayaasikoldum gözde gülsoy

Günün geri kalanı için 3 önemli hedefimiz vardı ve hemen yola koyulduk.

Livraria Lello:

Önceki gün aldığımız biletlerimizle hem de bu sefer erkenden gidince neredeyse sıra beklemeden içeri girdik. Ama içerisi nasıl mahşer anlatamam, yani bırakın foto çekmeyi nefes almak zor. Ama o kadar güzel bir kitapçı ki hayran kalmamak elde değil, kendimi cidden Harry Potter dünyasının içinde hissedebilirdim, eğer etrafta o kadar muggle olmasaydı...

porto portekiz benburayaasikoldum gözde gülsoy

porto portekiz benburayaasikoldum gözde gülsoy

porto portekiz benburayaasikoldum gözde gülsoy

porto portekiz benburayaasikoldum gözde gülsoy

Igreja San Ildefonso:

En güzel kilise buydu. Gerçi bir süre sonra hepsi aynı gibi gelmeye başlasa da ben 10 tane daha çinili kilise olsa görmeye giderdim o kadar sevdim.

porto portekiz benburayaasikoldum gözde gülsoy

1. numaralı tramvayla tarihi tur:

Yani ben buna niye bu kadar heves ettim bilmiyorum, çünkü yaklaşık bir saate yakın sıra bekledikten sonra tramvaya binince anneme dönüp dedim ki 'Anne ben bu tramvayın tıpkısının aynısına günde en az 2 defa okula giderken biniyorum.' Sonra da katıla katıla güldük. Hakikaten niye bu kadar heyecanlıydım bilmiyorum ama bugün olsa yine binerim. Bir yanımda nehir, bir yanımda inanılmaz tatlı evleri olan Miragaia bölgesi.

Pazar gününü de böylece bitirmiştik, havaalanına gitmek için yola çıkmamıza bir saat kalmıştı. Önceki gün annemle tam köprünün ayağında bir mekana gözümüzü dikmiştik, Bar Ponte Pensil, orda hızlı birşeyler atıştırıp şehirle vedalaşalım dedik. Manzara ve mekan gerçekten çok güzel ama bişeyler atıştırma kısmını gerçekten boşverin, bir club sandviç ne kadar kötü olabilir ki sorusunun cevabını merak ediyorsanız yiyin tabii:)

porto portekiz benburayaasikoldum gözde gülsoy

Bu tatil hiç bitmesin Porto'dan hiç gitmiyim, annemle hiç ayrılmayalım istemiştim, dönerken çok mutsuzdum. Nitekim dönmek istememekte haklıymışım bir geldim Fiona beni döndüğüme döneceğime pişman etti:) Neyse ne diyorduk, Porto çok güzel hatta Lizbon yanında halt etmiş, öyle bir güzellik...

You Might Also Like:
bottom of page