top of page

Daha İyileri Olana Kadar, En İyi Beş Seyahatim

Aslında tüm seyahatlerim benim bebeklerim ama bazılarının yeri ayrı. Ya çok özel destinasyonlar ya da birlikte gittiğim insanlar orayı özel yaptı. Aslında aralarında bir sıralama yapmak istemiyordum ama rekabet güzeldir:) Beşten geriye bir numaraya doğru sıralayalım bakalım:

5) Anneannemle Londra:

Ben biraz ana kuzusuyum, baba kuzusuyum, anneanne & dede kuzusuyum, kısacası ben aileme çok düşkünüm dostlarım. Arkadaşlarım bana 'Bu sene yeni yılda napıyorsun?' diye sormazlar bile, her yeni yıla anneannem ve dedemle tombala oynayarak girerim çünkü. Bir yıla nasıl girersen tüm yıl öyle geçermiş ya, sanki onlarla girersem tüm sene sağlıkla beraber geçicek onlara hiçbir şey olmayacak gibi geliyor. İkisi de tam ton ton yaşlılar, sevgi dolular. Dedem çok evcimen ama anneannem gezmeye düşkün, yaşına bakmayın fırfır bir orda bir burda. Göksu, uzun zamandır anneannem Londra'ya onu ziyarete gelsin istiyordu, teyzem ve benim doğum günlerimiz arasında da bir gün fark var, annemle düşündük taşındık dedik, ailenin kadınları olarak bu iki doğum gününü Londra'da kutlayalım. Gerçekten o kadar güzel oldu ki. Bu nesil bizden çok farklı, interneti yok, instagramı yok, bir saniye telefonda değil, sürekli etrafı inceledi, metrolarda çalınan müzikle dans etti, suratında kocaman bir gülümsemeyle Londra'nın altını üstüne getirdi. Ben de onun fotoğraflarını cektim, her saniyeyi beynime kazıdım. Duygusallık seviyesinden ötürü bu seyahat top beşime girmeye hak kazandı.

4) Göksu'yla Mikonos:

Bu seyahati nasıl anlatıyım bilmiyorum...Hiç bir plan yapmadan gittik, önceden araba kiralamadık, tek bir rezervasyon yapmadık, sadece otelimiz hazırdı. İkimizin de tarzı değil hazırlık yapmadan gitmek halbuki. Sonrası birçok tesadüf, bugün bile hala gülmekten öldüğümüz maceralar, unutamayacağımız anlar... Bu dört güne dair en çok hissettiğim şey 'özgürlük duygusu'. Burda geçirdiğimiz bir gün var ki, hayatımızın sonraki üç yılına etki etti, iyi mi oldu kötü mü hala Göksu da ben de kararsızız:)

3) Santorini:

Bu listeye göre Yunanistan dünyanın en güzel ülkesi gibi duruyor, baksanıza en favori beş seyahatimden ikisi burda. Otelimiz müthişti, yediğimiz yemekler müthişti, manzaralar müthişti, her saniyem içimde kocaman bir huzur ve mutlulukla geçti. Zaman zaman aklımda oraya ışınlanıyorum, deniz manzaralı balkona kahvaltım geliyor, sonra ver elini jakuzi sefası, arabaya atlayıp uçurum kenarlı yollardan Fira'ya gidiyorum, mis gibi Yunan Kahvesi, sonra eşeğe de binmek lazım orda, gülmekten yerlere yata yata ama bir yandan ya düşersem diye korkarak atlıyorum Maria'nın (eşek) sırtına. Akşam Argo'da güneşi batırıp sonra uzoya ve ıstakozlu makarnaya gömülüyorum. Çok güzeldi çok...

2) İzlanda:

En büyülü seyahatim olabilir İzlanda. Sanki başka bir gezegendeymişçesine. Hele şu fotoğraftaki anı unutmam mümkün değil. Aydınlığa rağmen saat sabahın 2siydi. Biz, sis inmiş dağların arasında termal bir havuzdaydık. Dışarısı soğuk, havuz sıcacık ve sessizlik. O anı beynime kazımak istemiştim, kazıdım da. Gayzerler, şelaleler, bubble hotel, Mars'a benzeyen bir doğa, buzullar, Blue lagoon, ısınmak için içilen sıcacık çorbalar, saatlerce çıkılmayan termal havuzlar, tek bir arabaya rastlamadan gidilen yollar...Kuzeyi eksik kaldı, bir daha gitmek lazım.

1) Lapland ve Kuzey Işıkları:

Tam olarak nerden başlasam bilemiyorum. Öncelikle bir tatilde hiç bir terslik olmaz mı, olmadı. Planladığımız her şey bir İsviçre saati gibi tıkır tıkır işledi. Husky ve ren geyiği safarileri, saunalar, küçük çadırlardaki ateşte hazırlanan somon balıkları, -20 derece soğukta ısınmak için içilen blueberry suları,soğuktan donmuş bembeyaz olmuş göller, karda Atv, muhteşem bir doğa, Noel babanın kasabası, igloo otel ve görülmesi zor olan Kuzey Işıkları'nı görebilmek...Sanırım bu macera, 70 yaşına da gelsem bir numarada kalıcak.

Bu seyahatlerin yazıları için:

You Might Also Like:
bottom of page