top of page

Yapmayın: Yurtdışındaki İnsana Sipariş Vermek


Açılın yurtdışına seyahate giden veya yurtdışında yaşayan insanların kanayan yarasından bahsetmeye geldim. Tanıdıklardan sipariş almak.

Sevgili dostlarım,

Seyahat eden insana neden sipariş vermemelisiniz adlı yazıma hoş geldiniz. Buyrun nedenlerine:

Bavul:

Özellikle ucuz seyahat etmeye çalışan insanlar, ya da haftasonu az bir sürede seyahat eden insanlar el bavulu almaya çalışırlar. Siz hiç o el bavulunu kışın doldurdunuz mu? Yahu biz kendi eşyamızı sığdırıcaz diye kan ter içersinde kalıyoruz, yeri geliyor bavulumuza sığmayacağını düşündüğümüz eşyaları istemeye istemeye biz bile satın almıyoruz. Neyse, diyeceğim o ki YERİMİZ YOK YERİMİZ.

Vakit:

Ben iş için yurtdışına çıkmışım ya da kendi keyfim için. Rahat rahat gezmek istiyorum. Bazen kıramayacağım biri spesifik bir sipariş veriyor. Ben işi gücü, keyfi bırakıp onu aramaya çıkıyorum. O dükkana sor, bu dükkana sor, öyle ilk girdiğin yerde de bulunmuyor ki her şey! Diyelim buldun, tüm gün bir de elinde onu taşıyorsun. Ben yağmur yağınca şemsiye taşımaya üşenen insanım. Elimi kolumu sallayarak gezmek istiyorum belki?

Para:

Gelelim en sevmediğim cümleye. 'Sen al ben sana parasını veririm.'

Ben çok sık seyahat ediyorum, çok sık seyahat edebilmek için de kendime harcayabileceğim bir limit koyuyorum. Yani ben bir ülkeye gittiğimde yanımda yeme, içme ve koleksiyonlarımı almak için hazırladığım para mevcut. Ekstrasını harcarım diye korkup ben bile yanıma almıyorum. Gelen siparişlerin de maşallah 50 euro altı olduğunu ben hiç görmedim. O 50 euro belki 'Amaaaan ne olucak ya 50 euro işte.' gibi gelse de öyle değil işte. O 50 euro löp löp et olucak basenimize, belki tren parası olucak. Biraz örneklendirelim. İzlanda'dayım, çok cool çok tatlı bir kız mesaj attı, Gözde ben İzlanda'dan çok güzel bir eldiven almıştım ama sonra kaybettim, bana alabilir misin?' diye. Bu arada o bereler atkılar, eldivenler 70-80 euro, İzlanda cidden çok pahalı bir yer. Anlayışlı bir insan olduğunu bildiğim için açık açık söyledim 'Ya inan yanımda limitli para var, alamıcam.' diye. Zaten hemen o da 'ya ben nasıl düşünemedim çok pardon.' dedi konu kapandı (burayı okuyorsan bebişini koskocaman öptüm). Bunu asla anlamayan insanlar var. Bir arkadaşım sadece Miami'de satılan bir parfüm varmış onu istedi. Ya bir parfüm 200 dolar civarı olur mu? Ben onu sıkmaya kıyamam. Çocuğa anlatmaya çalışıyorum, diyor ki ben sana para gönderiyim git bankadan çek. Arkadaş, ben niye tatilin ortasında bankaya gidiyim?

Tek kişinin sipariş vermemesi:

'Ya ne var işte alsa nolur küçücük şey, pahalı da değil.' diye düşünenlere belirtmek isterim ki 'tek bir küçük şey' isteyen siz değilsiniz. Daha birçok kişi oluyor ve o küçük şeyler yeterli yeri kaplıyor, vakit ve nakit alıyor.

Manasızlık:

Ya buna daha başka bir başlık bulamadım çok özür dilerim:) Burda sözü çok sevdiğim birinin isteğine getirmem lazım, buraları okuyorsun biliyorum yanaklarından da kocaman öperim, ama bu isteğini yazmam lazım:) Bir dostum Milano'dan benden PANZAROTTI ISTEDI PANZAROTTI. Panzarotti, içi mozzarella ve domates soslu bir hamur kızartma. Diyor ki at bavula getir ben ısıtıp yerim canım çekti. Ya sen hamile misin? Sen niye aş eriyorsun?:) Hadi erdin diyelim, gözünü seviyim ben bavula yağlı ve kokan bir şeyi nasıl atıp getiriyim?:)

Bir arkadaşımın da görümcesi İngiliz, Londra'da yaşıyor, Başakşehir'den siparişle çizme almış (Ya sen Londralısın senin Başakşehir'de işin ne), çizme olmamış, arkadaşıma diyor ki götürüp bunu teslim et. Arkadaşım Asya yakasında oturuyor, kız açıklamaya çalışıyor, ya ben bunu bavula koysam zaten başka bir şey koyamam, Asya yakası ve Başakşehir iki ayrı şehir, gönder işte kargoyla.

Hiç Samimi Olunmayanlardan Gelen İstekler:

Bir yere kadar samimi arkadaşlarımı anlıyorum, kıramayacağımı düşünüyorlar. Ama hiç samimi olmadığım insanlardaki cesareti çözemiyorum. İspanyolca kursunun ilk günü, çocukla daha yeni selamlaştık adını söyledi, unuttum bile o derece. Hocaya bir sonraki derse iş seyahati yüzünden gelemeyeceğimi söylüyorum, bu heyecanlanıyor. Tenefüste bana diyor ki ona yeni çıkan iPhone'u alıcakmışım, o parayı sonra bana verirmiş! Tekrar ediyim mi? Çocukla tanışalı 2 saat olmuş, ona iPhone alıcam ama o bana parayı sonra zaten vericek. Nasıl mantıklı ya nasıl.

İşte yukarıda saydığım tüm bu nedenlerden dolayı bana sipariş vermeyin çünkü almıyorum:) Zor olsa da hayır demeyi öğrendim. Ama olur da size hayır diyemeyen insanlar varsa bilin ki onlar da sipariş geldiğinde mutluluktan havalara uçmuyorlar, hatta yüksek ihtimalle size kıl bile oluyorlar.

Sevgili yurtdışına gidenlere sipariş verenciler, üzülmeyin, size muhteşem bir öneriyle geldim. Harika bir buluş var, adı internet! Giriyorsunuz ve istediğiniz şey kapınıza kadar geliyor. İyi alışverişler, güzel günlerde kullanın:)

You Might Also Like:
bottom of page