top of page

Rüzgar Gibi Geçti: Güle Güle 2019


Nerden başlasam? Aslında kolay bir soru oldu, senenin tam başından başlamam en uygunu olur:)

2018'i, Milano'ya geri taşınmış, çok zor da olsa hayallerimdeki eve kavuşmuş, tam bana uygun bir mastera başlayarak uğurlamıştım. 2019 tüm bunların heyecanıyla başladı. Yeni mahallemde Fiona ve ben, kendimize küçük ve sevimli bir dünya kurduk. Ben seviyorum mahalle kültürünü. Nasıl Bomonti'de güne Fiona'yla beraber esnafı selamlaya selamlaya, bir onla bir bunla sohbet ede ede başlıyorsak aynısını burda da yaptık. Her sabah aynı cafede kahvaltımızı edip, kahvemizi içip, parka gittik, Fiona çılgınlar gibi arkadaşlarıyla oynadı, ben diğer köpek sahipleriyle sohbet ettim, sonra küçük kızımı eve bırakıp okuluma gittim. Spor salonum, süpermarketim, manikürcüm, cilt bakımı yaptırdığım spa, hepsi sokağımın etrafında, kısacası bu taşınma olayı beni çok da sarsmadı. Ben Bomonti'deki evimi çok özlerim, çok ağlarım sanıyordum, meğer tam bir nankörmüşüm, aklıma bile gelmedi.

Hayatımda ilk defa, gerçekten sevdiğim bir şey üzerine eğitim aldım, size bunun kıymetini anlatamam. Üniversitede ekonomi okumuş, zerre kadar sevmemiştim, mezun olana kadar canım çıkmıştı. Lise sona kadar inanılmaz başarılı olan ben için, üniversitedeki başarısızlığım yıkıcı olmuş, kendime olan özgüvenimden çok şey götürmüştü, bu sene yaptığım Event Management Master'ı sayesinde üniversite yıllarımdan intikamımı aldım diyebiliriz, gayet başarılı bir öğrenciydim. (Masterımla ilgili detaylı yazım için tık tık)

Elime geçen tüm fırsatlarda İstanbul'a dönmek yerine buralarda yeni bir yerler keşfetmeye çalıştım. Zaten ben İstanbul'u değil ailemi çok özlüyorum, şanslıyım ki onlar da benim gibi bol seyahat ediyorlar, ya burda ya Londra'da ya da Avrupa'nın çeşitli noktalarında buluşup hem hasret giderdik hem hiç görmediğimiz yerleri görmüş olduk.

- 2019'un ilk seyahati Hindistan oldu, annemle beraber Minnat'ın 3 gün 3 gece süren düğününe katıldık, unutulmazdı.

- Uzun zamandır panoramik tren seyahati istiyordum, Bernina Expresle bu dileğim sonunda gerçekleşti.

- Paskalya tatilini cidden iyi değerlendirdim. Bir hafta boyunca annemle Baltık turu yaptık. Vilnius'ta buluştuk, orda Göksu da bize katıldı, sonra ona ayrılan sürenin sonuna gelince biz annemle Riga ve Tallin'e geçtik.

- Porto'da mimari bir ziyafet çektim diyebilirim.

- Okuldan kızlarla Provence'e gittik ama daha lavantalar olmamıştı, 2020'de yine mi denesem?

- Haftasonu küçük bir Como kaçamağı yaptık, keşke her sene tekrarlayabilsek.

- Melislerle Porto Venere'ye gidip yazın Milano sıcağından kaçmaya çalıştık, 2 gün de olsa değdi.

- Ve sonra sıra adalara geldi, Sakız, Marmara adası, Gökçeada, Gran Canarie.

- Londra'da kardeşimi ziyaret ettim.

- Masterımızın bitişini Gdansk'ta kutladık ve dünyaları yedik.

- Bu yılın son seyahati, annem ve Göksu'yla gittiğimiz Dolomitler oldu.

Aslında bir seyahat daha olucaktı. Annem ve Fiona'yla İsviçre'nin başkenti Bern'e gidicektik, tren biletlerimiz ve otelimiz her şeyimiz hazırdı, fakat ben iş buldum, daha doğrusu onlar beni buldular. İşimle ilgili bu hikayeyi detaylıca birkaç ay sonra ayrı bir postta yazmak istiyorum ama çok detaya girmeden hikaye şu:

Doğrusunu söylemek gerekirse, eylül ayından beri çok sıkıntılı günler geçiriyorum dostlarım, çünkü sağcılık sadece bizim ülkemizde yükselişe geçmedi, Avrupa'da da durum aynı. Göçmen yasaları eskisine göre fazlasıyla katılaşmış ve ben çalışma izinlerimi ayarlarken çok zorlandım. Çok karışık, meşakkatli, saçma sapan bir süreç, ben de dedim ki hem iş arama hem izinleri ayarlamayı aynı dönem yapamıcam, önce izin işimi hallediyim, sonra sağa sola cv yollamaya başlar saldırırım. Ben bunu dedim ama bir şekilde benim cv İtalya'daki bir rock starın menajerinin eline geçmiş, bu iş görüşmesini de size detaylıca anlatmam lazım, tam bir sitcom sahnesi. Neyse biz kendileriyle tanıştık ve bir saatlik görüşme sonrasında işe ne zaman başlayabileceğimi sordular. Bu arada vizemle ilgili de hiçbir şeyi saklamadım açık açık anlattım, gözleri korkmadı nedense, ben vazgeçerler sanıyordum. Bugün yeni işimdeki 3. haftam bitti, 3 haftadır nefes almadan çalışıyorum, eve bazen gece 2'de geldiğim oluyor, müzik sektörü hakkında hiçbir şey bilmediğim bir sektör ama öğreniyorum ve zorlansam da keyif alıyorum, iş verenlerimin de benden memnun olduğunu düşünüyorum çünkü her geçen hafta daha çok sorumluluk veriyorlar. Benim çalışmaya başlamam bir tek Fiona'yı mutsuz etti. İşe başlayacağım belli olduğu gibi bir bakıcıyla anlaştım, evin anahtarlarını verdim ki Fiona'nın yemek ve dışarı çıkma saatleri etkilenmesin diye, ama Fiona en çok beni özlemekten etkilendi, eve çiş yapmaya başladı. Allah'tan son bir haftadır annem benle de çocuğumun bozulan psikolojisi biraz olsun düzeldi. Bu arada çalışma izinlerimi ayarlama sürecim de tüm stresiyle devam ediyor. Bitse de kurtulsam artık.

Bu senenin tek kötü dönemi eylülden beri geçirdiğim bu süreç olmadı. Mayıs sonundan eylül sonuna kadar Fiona ve rahatsızlığıyla uğraştım ve çok yıprandım, saçımdaki beyazlar ikiye katlandı. Haziran ayında bununla ilgili bir yazı yazmıştım, sonrasında daha birçok gelişme yaşansa da konuşmamayı ve yazmamayı tercih ettiğim bir konu bu. Özellikle ağustos ayı kötüydü, bir haftamızı İstanbul Üniversitesi Veterinerlik Fakültesinde sabahlayarak geçirdik, Allah'tan annem hep yanımdaydı, tek başıma atlatamazdım. En sonunda teşhis konuldu ve doğru tedavi başlatıldı ama Fiona'nın kafa sallamaları dönem dönem devam etti, sonunda bir buçuk ay önce kesildi de rahat bir nefes alabildim. Ama yine de her an başlayacak korkusunu içimden atamıyorum.

2019 benim için radikal değişikliklerin olduğu, comfort zone'umdan hunharca çıktığım bir yıldı, ülke değiştirme, yeni ev, ilk 10 ayı öğrenci son 1 ayı rock star asistanı... Her şey hem çok güzel hem de bir o kadar korkutucu. Üzücü tek kısmı Fiona oldu, negatif anlamda yoran da çalışma izni süreci. Onun dışında ailem sağlıklıydı ya gerisi önemli değil.

Tüm bu sebeplerden dolayı, sana teşekkürlerimi sunarım 2019, güzel bir seneydin. Umarım 2020, düzenimi iyice oturttuğum, ailemin sağlıkla yanımda olmaya devam ettiği, Fiona'nın rahmetli Azer Bülbül gibi sallanmadığı, izinlerimin pıt pıt hallolduğu, seyahatlerimin ikiye katlandığı, işimin iyi gittiği bir sene olur.

Hepimize şimdiden mutlu, huzurlu ve sağlıklı yıllar dilerim. Umarım 2020 hepimize şans getirir.

You Might Also Like:
bottom of page