top of page

Yeni İşim ve Çalışma İzni Sıkıntılarım


Yeni işimi ve tüm bu macerayı anlatacak daha iyi bir fotoğraf düşünemedim. Aslında sudan çıkmış balık fotoğrafı da koyabilirdim bak, o da olurmuş.

En başa dönelim.

2019 Ocak ayında oturma iznimi almak için polise gittiğimde şu soruyu sordum: 'Ben şimdi master yapıyorum ve yaptığım araştırmalara göre, master mezunlarına bir senelik iş arama izni veriyormuşsunuz. Doğru mu?' Polis bana olumlu yanıt verince ben rahat rahat okuluma konsantre oldum. Oturma iznim 13 Aralık'ta biticekti. Eylül ayında dedim ki, işimi son ana bırakmayayım, çalışma iznim için erken erken başvuru evraklarımı toplamaya başliyim. Ve okulun yabancı öğrenciler departmanına gittim, işte böylece kabusum başlamış oldu, çünkü bana verilen cevap 'O, çalışma izni verilen master programlarına senin masterın dahil değil.' O cümleyi duyduktan sonra bir anda gözümün önüne bir perde indi, sesler uğultu halini aldı, düşüp bayılmadığıma inanın şaşırıyorum. Ofisten çıktığım gibi kardeşimi aradım, durumu anlattım, bir an önce bir göçmen avukatı bulmamı söyledi. Hemen araştırmalara başladım, bulduğum ilk avukatla görüşmeye gittim. Bu arada bu avukatlatlarla görüşmenin saati bile 100 euro. Seçeneklerim hakkında konuşmaya başladık. Kadın bana aynen şöyle dedi: 'Artık çalışma izni almak çok zorlaştı, yeni kanunlar, sağcılığın iyice yükselişe geçmesi...Şu anda çalışma izni almak için aşırı kalifiye eleman olman lazım, normal bir iş için çalışma izni alamazsın. İtalyan erkek arkadaşın varsa direkt evlen, en kolay yol o.' Bu harika fikir için 100 euro ödedim, oysa zaten anneannemin her gün verdiği akıl.. Ve o bedavaya söylüyor, hatta zaman zaman üstüne para bile aldığım oluyor...

Sonra Melis, onların şirketine göçmen avukatlığı servisi veren bir avukatın numarasını verdi bana. Sadece şirketlere hizmet verdiği için benle çalışamayan bu kadın, Roberta, bana, tuttuğum ve para ödediğim avukattan bile daha çok yardımcı oldu desem yeridir. Efendim meğersem masterı çalışma iznine dahil olmayan benim gibi insanlar için kısıtlı bir kota varmış, hemen bu kotaya başvur dedi kadın. Yalnız başvurmak için bir işvereninizin olması lazım, yani kısacası bir iş teklifi almalısınız, sonra kotaya başvuruyorsunuz, sizi de işvereni de inceliyorlar ve eğer yer varsa bu kotadan faydalanıp çalışma izni alıyorsunuz. Bu noktada 2 problemim vardı, birincisi iş bulmamıştım ki bir iş verenim olsun, ikincisi kotalar çoktan dolmuştu. Yine Roberta'ya döndüm yüzümü, dedi ki, Milano kotası erken dolar, bu kotalardan her şehre verirler, sonra küçük şehirlerde dolmayan kotalar olursa, yıl sonunda bunları büyük şehirlere dağıtırlar, sen hemen iş bul ve yine de başvur. İş bulmak...O esnada ben master tezimi bitirmeye çalışıyorum, cv göndermeye bile vaktim yok, dedim yine de vazgeçmek yok, tam başladım cvyi yollamaya, tüm bu stresimi gören Silvia dedi ki ben durumumu babama anlattım, onun şirketinde çalışıyor gibi yapıp izinlerini alabilirsin. Sicilya'dan ne kral insanlar çıkıyor görüyor musunuz dostlarım! İNSANLIK ÖLMEMİŞ! Dedim tamam tüm masraflar benden ve kota başvurumuzu yaptık, başladık beklemeye.

Aylardan kasım olmuştu, ben mezun olmuştum, kızlarla Gdansk'a gitmiştik. Döndükten birkaç gün sonra telefonum çaldı. Adının Valentina olduğunu söyleyen bu kızın konuşmalarının ilk bölümünü asla anlamadım, anladığım kısmı 'iş görüşmesi' 'Melia Hotel' Herhalde dedim okul benim cvmi bir otele yolladı, onlar da düzenledikleri organizasyonlarda çalışmam için benimle görüşmek istiyorlar. Çok ilgimi çekmese de, çalışma izinlerine Silvia'nın babasıyla başvurduğum için birkaç ay başka bir yerde çalışamayacak olsam da, dedim yapıcak daha iyi bir şeyim yok, tamam dedim ve görüşmeye gittim. Otel çok güzeldi, resepsiyona gittim, Valentina'yla iş görüşmem olduğunu söyledim. Onlara böyle bir bilgi verilmemişti. Valentina'yı aradılar, kız geldi, çok şaşkındı, ben burdaki tek Valentina'yım ve kimseyle iş görüşmesi randevum yoktu dedi. O esnada telefonum çaldı, benim konuştuğum Valentina'ydı arayan, geldin mi dedi, geldim dedim, bekle dedi, bekledim. Ve genç bir kadın gördüm, Lauro seni rooftopta bekliyor dedi. Lauro? O kim? Yüzümdeki şaşkınlığı görünce Achille Lauro kim biliyorsun değil mi dedi. Bilmiyordum. Yarım ağız biliyorum dedim ama anladı, bir punk rockstar, hani saçlarının yarısı sarı yarısı siyah dedi ama ıı ııh, bilmiyordum. Rooftopa çıktık ve yarı sarı yarı siyah saçlarıyla gördüm onu. Menajeriyle oturuyorlardı. El sıkıştık. Menajeri cvmi okuldan aldığını, tam aradıkları kişi olduğumu söyledi ve anlat kendini dedi. Nasıl aradıkları kişi olabilirdim ki? Hayatımda müzik sektöründe hiç çalışmamıştım, hatta organizasyon dünyasında çalışmak istemediğim, ilgimi çekmeyen tek sektördü konserler...Ne önerdiklerini bile bilmeden kendimi anlattım, gözleri pırıl pırıl dinlediler. Ne gariptir, çalışma izni sorunum bile gözlerini korkutmadı. Sonra onlar başladılar anlatmaya, daha doğrusu menajer konuştu, Lauro sessizce beni inceliyordu. Lauro'nun özel asistanı olmamı istiyorlardı. Kıyafetlerinden sosyal medyasına, makyajından saçına, katılacağı televizyon programlarından gideceği konserlere, hepsini takip etmemi istiyorlardı. Lauro tek kişiyle konuşacak, yani ben, bense ondan gelen bilgileri diğer insanlara, diğerlerinden gelen bilgileri de ona iletecektim. O görüşmeden çıktığımızda artık bir işim vardı. Çünkü 'Çok zor bir dönemimiz, aslında şu anda başlarsan baya zorlanıcaksın ama çok ihtiyacımız var ne zaman başlarsın?' diye sordular, dedim o zaman başladım sayın!

Tamam artık benim bir işim vardı olmasına da, hala çalışma iznim yoktu! Hem de kotaya Silvia'nın babasıyla başvurmuştum, yani çıksa bile artık bana faydası yoktu. Avukatımı aradım, dedim hemen evrakları değiştiriyoruz, kotaya yeni işverenimle başvuruyorum. Aslında avukatım da tam beni arayacaktı çünkü kotam çıkmıştı!! 1 hafta önce sevinçten öleceğim bu haber beni kahretmişti. Hayat bana squatlı poposuyla gülüyordu, arka planda bir Ferdi Tayfur şarkısı çaldı ve arabeskin dibini yaşadım. Neyse sonuç yüzümü yine Roberta'ya döndüm. Canım benim ya, kadın resmen tek kuruş almadı benden, ama dünyaları alıp telefonlarıma çıkmak yerine instagramdan storylerime bakan avukatımdan daha çok çalıştı benim için. Cidden bu arada avukatımı hala öldürebilirim, zamanım kısıtlı olmasa çoktan yol verirdim kendisine. Kadın resmen asla telefonlarımı açmayıp instagramıma story koyduğum anda bakıyordu, ben de artık ona instagramdan mesaj atmaya başladım burda daha aktifsin diyip. Neyse 6 aralık günü uzun sinir krizleri ve uğraşlar sonucunda (çünkü yeni şirketimin evrakları toplaması sürdü de sürdü) yeniden kotaya başvurdum. Bu esnada işin özellikle 2. haftası o kadar zorladı ki beni, bir ara hata yaptığımı düşünmeye başladım. Ne güzel Silvia'nın babasıyla izinlerim çıkmıştı işte, macera aramıştım, gecem gündüzüme karışmıştı, Fiona saatlerce evde olmadığım için tepki olarak çişini yapmaya başlamıştı...Bir yandan böyle diyordum, bir yandan İtalya'nın en iyi televizyon programlarının perde arkasını görüyor, ünlü insanlarla (ben onları çok tanımasam da) tanışıyor, konserlere gidiyor, yani bir yandan baya da eğleniyordum.

Yeni patronumun çılgının teki çıkmasını beklerken inanılmaz düzgün, yeşil aycı, vegan beslenmeye özen gösteren, asistanına kapı açan bir genç çıkması da beni şaşırtmadı değil. Yine de her yaratıcı insan gibi her an patlayabilir dikkatli olmakta fayda var, ama şu geçen bir ayımda kendisiyle baya iyi anlaştık diyebilirim nazar değmesin. Benden memnun olduğunu da fark ediyorum zaten kendisi de söylüyor. Ama ben bir türlü bu yeni ve 'havalı' işimin tadını çıkaramıyordum, bilim bakalım neden? ÇÜNKÜ KOTA HALA ÇIKMAMIŞTI! Lauro ilerde yapacağımız müthiş şeylerden bahsederken ben içimden 'bakalım ben olabilicek miyim?' diye geçirip dışımdan yüzüme kocaman bir sahte gülüş konduruyordum. Ve dün, kardeşimin doğum günü 19 Aralık, bana o güzel haber geldi. Avukatımdan bir sesli mesaj gördüm, dedim bu kadın beni normalde asla aramaz sormaz demek ki kota çıktı. Hakikaten sesli mesajı dinledim ve kotam çıkmıştı!!! Uzun zaman sonra ilk defa rahat bir nefes aldım, ilk defa bu kadar huzurluyum, gerçi her an bir terslik olabilir diye korkmuyor değilim. Acaba bu yazıyı erken mi yazdım. Alışık değilim çalışma iznimin çıkmasına, ben genelde son dakika golleri yerim :) Neyse şu anda durum bu. Çok zorlayıcı da olsa havalı bir işim var ve kanunlara uygunum. 2020'ye daha huzurla girebilirim artık...

You Might Also Like:
bottom of page