top of page

Ufak Tefek Travmalar ve Hayat Sana Güzelciler


Tamam kabul, biraz iddialı bir kelime oldu ama travma diyerek size neyi kastettiğimi açıkliyim:

Günlük rutini bozan, ani ve beklenmedik bir şekilde gelişen, dehşet, kaygı ve panik yaratan, kişinin anlamlandırma süreçlerini bozan olaylar...

Aslında bu konu yeni işe başlamamla girdi hayatıma. Daha önce farkında bile değildim. Çok ani çalışmaya başlayınca, kendi kendime, daha 1 ay önce master eğitimi alıyordun, hayatının günlük rutini bambaşka insanlar ve konulardan oluşurken şu anda tamamıyla farklı bir 'dünyanın' içine girdin dedim. Sonra aslında fark ettim ki ben her sene bambaşka bir dünyanın içine giriyorum! Benim senelerdir tutturulmuş bir düzenim yok! Biraz geriye gidelim...

2016 senemi bambaşka geçirdikten sonra 2017 benim için kendimi ve hayatımı sorguladığım bir yıl olarak geçti. Beş senelik işimden ayrıldım, kendimi seyahate verdim, Fiona'yı hayatıma soktum. Önceki hayatıma dair değişmeyen tek şey evim oldu.

2018'de arkadaş çevremin büyük çoğunluğunu değiştirdim (her daim sabitlerim asla değişmez). Ortak hobilerimizin çokça olduğu bir arkadaş grubuyla neredeyse haftanın 4-5 günü yemekler & piknikler düzenledik, organizasyonlar yaptık, bu arada seyahatlerim bolca devam etti ve mayıs ayında İtalya'ya geri dönmeye karar verip master başvurumu yaptım. 2018'in son aylarında 3 senelik evimden ayrıldım, Fiona'yı da alıp yepyeni bir hayata adım attık. Bulunması çileli olan bir ev, yeniden değişen arkadaş grubu, master senesi derken tam bu düzene alışmıştım ki okul bitti. Daha bunu sindiremeden bir anda İtalyan bir sanatçının asistanı oldum ve rutinime bambaşka karakterler katıldı.

Bu herkes için böyle mi diye düşünmeye başladım sonra. Yani her sene yepyeni bir hayat yaşayan bir tek ben olamam, kesin herkes böyledir, nolur herkes böyle olsun...Değil...Herkes böyle değil...Birçok arkadaşımı ve onların hayatını düşündüm. Liseden beri çıktığı insanla evli olan arkadaşım var benim. Eminim hayatında değişiklikler oluyordur ama büyük ölçüde hayatında sabitler var. Ya da iş hayatına başladığından beri en fazla bir iş değiştirmiş arkadaşlarım...Arkadaş çevresi senelerdir değişmemiş olanlar...Rutin kelimesi biraz sıkıcı gözüküyor biliyorum, hatta benim için pozitif bir kelime değil, ama her sene sıfırdan bir hayata başlamak da biraz abartı değildir de nedir a dostlar!

Ayrılık, ölüm, taşınma, iş değiştirme, bunların hepsi birer travma sebebi ve ben çok şükür ölüm hariç en az bir tanesini her sene yapıyorum. Her sene bir önceki düzenimi yıkıp üzerine yepyeni bir dünya yaratıyorum. Bundan yakınmak istemiyorum aslında çünkü kurduğum her dünya bir öncekinden daha güzel oluyor, taşındığım her evi öncekinden daha çok seviyorum, ya da yeni işim eskisinden çok daha heyecanlı, masterla cvme çok güzel bir ekleme yaptım ve İtalya'da ''şu anda'' İstanbul'da ''o zaman'' olduğumdan çok daha mutluyum. Sorun hayatımda yaptığım değişiklikler değil, sorun bunları her sene yapıyor olmamdan dolayı duygusal olarak bunlara alışma sürem. Tam bir hayata alışıyorum, tam onu sindiriyorum ki değişiyor ve ben yepyeni bir ortama alışmak ve uyum göstermek için çabalamaya başlıyorum. Birkaç sene önce hayatımda olan biriyle karşılaşsam ve bana her şey nasıl gidiyor diye sorsa 'Ne olsun işte bildiğin gibi.' diyemem çünkü bildiği her şey çoktan değişti.

Benim sporla ilgili bir takıntım oluştu, yapmadığım zaman kendimi inanılmaz mutsuz hissediyorum, her cumartesi ve pazar programımı spor saatime göre ayarlıyorum. Bunun fiziksel değil zihinsel bir ihtiyaç olduğunu yeni fark ettim. Spor salonuma gitmem lazım çünkü İtalya'ya geri taşındığım ilk andan beri buraya dair tek sabitim spor salonum. Değişmeyen tek şey ilk ay yazıldığım, sürekli aynı insanların geldiği bu minik yer, bana kendimi güvende ve tanıdık bir alanda hissettiriyor. Tam master bitip işe başladığım o süreçte de çok bocaladım. Tüm rutinim tekrardan değişti. Annem beni ziyarete gelip eve adım attığı anda duygusal bir boşalma yaşadım ve nedensiz hüngür hüngür ağladım. O kadar ihtiyacım varmış ki tanıdık bir yüze ve güvende hissetmeye, mutlulukla karışık gelen rahatlamadan ağladım. Kocaman kadın oldum hala annemin yanında hissettiğim güveni hiç bir yerde hissedemiyorum.

Gelişebilmek için konfor alanınızdan çıkmanız lazım derler. Konfor alanınız minimum stres, rahatlık ve durağanlığın oldu bir alandır. Sizi gelişimden uzak tutar, rahatlığa iyice alışırsınız ve bu yanında monotonluğu da getirir. Oysa hayatta güzel ve heyecan verici şeylerin hepsi konfor alanınızın dışındadır. Ben bu alanın beni durdurmasına izin vermedim, sürekli kendime yeni mücadeleler yarattım, aynı Barney Stinson gibi 'Challenge accepted!' dedim ancak bunun yanında getirdiği stresi de küçümsememek lazım.

Hayat sana güzel...İnstagram fotoğraflarının en meşhur commenti...Hayat sana güzel çünkü İtalya'da yaşıyorsun, çünkü güzel bir evin var, köpeğin tatlı, master da yaptın oooh, e şimdi iş de buldun...O güzel evi bulmak ve tutmak için yaşanan mücadele var, o tatlı köpeğin bir sene boyunca eve yaptığı kakayı temizlemek ve hastalığıyla baş etmek her gün ona ilaç vermek, bir hafta hayvan hastanesinde uyumak var, o masterın uykusuz geceleri, o bulunan işin stresi o çıkarılan çalışma izinlerinin aylarca süren sinir krizleri var. Hayat sana güzel çünkü imkanların var olsaydı bugün nargile cafelerin kapısına lüks arabasını çeken gençler ya da marka çantalarını kollarına takıp kıvırtarak avm gezen kızlar olmazdı, bu iş sadece maddiyatla olsa herkes yapardı.

Ailemin ve benim oluşturduğumuz her şeyde çok büyük bir emek ve mücadele var, şans var ama sadece şanslısınız demek bizim bugüne kadarki tüm çabalarımızı, yaşadığımız stresleri ve emeklerimizi küçümsemek olur. Dördümüz de konfor alanımızda oturup bir şeylerin iyi gitmesini beklemedik. Hayat bize güzel değil bizim hayat mücadelemiz güzel.

Son olarak burdan 'hayat sana güzelciler'e seslenmek isterim. Lütfen bundan sonra birilerinin instagram fotoğraflarının altına 'Hayat sana güzel' diye yazmadan önce, o fotoğrafa erişebilmek için yaşanan arka planı ve mücadeleyi düşünün ve o yorumu yazmak yerine hayat size de güzel olsun diye poponunuzu yasladığınız koltuktan kaldırın ve bir şeyler yapın.

You Might Also Like:
bottom of page