top of page

Şeyma Subaşı'yla Derdim Ne?


Açılın magazine el attım!

Hiç sırf belgesel izleyen biri gibi davranamıcam, he onu da izliyorum, Netflix'teki tüm seri katil, cinayet, kaçırılma belgesellerini hatmetmiş bir insanım ama Allah için magazin de çok seviyorum. İstanbul'da da olsam, Milano'da da yaşasam her sabah kahvaltımı yaparken, biraz Müge ve Gülşen, arada nefret kusmak istersem yılanlıkta çığır açmış Bircan ve Ece, hafif seviye yükselsin diyerek Cengiz Semercioğlu falan izleyip her daim magazin kültürümü(!) güncel tutuyorum. Son yıllardaysa en sevdiğim magazin figürü Şeyma Subaşı. Allah Acun'dan razı olsun bu kadını bize tanıttı da eğlence çıktı.

Kendisini bu kadar yakından takip edip, ara ara dalga geçtiğim için onun gizli hayranı olduğumu düşünenler varmış kulağıma geldi:) Birincisi hayranı olsam aslaaaaa saklamazdım, ben ki tüm ortaokul ve lise hayatımı Apaçi İlhan Mansız'a platonik aşık geçirmiş ve iyi bir halt eder gibi de bunu tüm liseme ilan etmiş bir insanım. İkincisi, şu dünyada hayranı olduğum en birinci kadın Gülse Birsel'dir, gözünüzü seviyim ona hayran olan Şeyma'ya olmaz. Amaaaaa önüme iki haber koyun, biri Şeyma üzerine olsun diğeri Gülse Birsel, ben Şeyma'nın haberine tıklarım. Ne yapmış etmiş daha çok merak ediyorum, onla ilgili bir haber okurken daha çok eğleniyorum, çünkü Şokopop'un dediği gibi kavga, skandal ve basitlik ilgimizi çekiyor napalım? Magazini de bu yüzden seviyorum. Hepimizin zorlu bir özel ve iş hayatı var, Türkiye gündemi deseniz, tecavüz, hayvanlara işkence, Kanal İstanbul, kutuplaşma aiiiiy yazarken içim sıkıldı, gelelim dünya gündemine, terör, yükselen sağcılık, ırkçılık, yani demek istiyorum ki, tüm bunların arasında magazin güzel kafa dağıtıyor, ooooh kim kimle nerde, kim kimi aldatmışı, kadın cinayetleri haberlerine bin kez yeğlerim.

Gelelim Şeyma Subaşı'na ve benim kendisiyle olan derdime. Yemin ederim kendisiyle hiç bir derdim yok. Hatta metresmiş, yok evli adamı ayartmış, yok yuva yıkmış, umrumda olmadığı gibi onu da suçlu görmüyorum. Birincisi bizim memleketemizi bu konuda inanılmaz iki yüzlü buluyorum, yani bu sadece 2. kadını suçlu gören iki yüzlülükten bahsediyorum. Dostlarım, sadakat sözü veren adam, adam! Hastalıkta sağlıkta, zenginlikte fakirlikte karısının yanında olma, onu aldatmama sözü veren kişi Acun Ilıcalı. Şimdi bu adam bu sözü Şeyma'yla bozmasa, başka biriyle zaten bozucaktı. Bu adamı ailemizin televizyon programcısı yapıp 'Ay çok iyi adam ya' dicez ama kendisi 40lı yaşlardayken parasıyla ve zenginliğiyle gözünü boyayıp ayarttığı 18 yaşındaki çocuğa (üzgünüm ama 18 yaş hala çocuktur.) vurun kahpeye dicez? Demem. En azından ben demem. Bir ara yine çok güldüğüm ama şu anda acil olarak tedavi olması gerektiğini düşündüğüm Ceren Cerengil (!) 'Kocama dokunma' diye bir hashtag başlatmıştı. Kocama dokunma! Ay yazık kıyamam adamlara, evlerinde masum masum karılarının dizlerinin dibinde otururken, geliyor bir yelloz, diyor hadi karını aldat, zavallı adamcağız da 'Yooo nayıııırr ben karımı seviyorum, niiitt burdaaaan nittttt' diyor, kötü kadın durur mu devam ediyor adamcağızı zorlamaya, ne nudeler geliyor da yılmıyor, ama kötü kadın sonunda amacına ulaşıyor, adam ağlaya ağlaya karısını aldatıyor. Cidden bunun böyle geliştiğine inanan varsa kendisine acil akıl fikir diliyorum. Şeyma olmasa Belma olsa Acun yine aldatıcaktı çünkü adamın fıtratı bu. Bir de ne dicem, acaba milyar nüfuslu dünyadaki kadınların hepsine 'Kocama Dokunma' demek yerine kocana sağa sola dokunma desen daha kolay olmaz mı? Benimki sadece bir fikir.

Buraya kadar okuduysanız hala aklınızda şu soru olabilir, peki arkadaş senin Şeyma'yla derdin ne, niye bu kadar onla dalga geçiyorsun? ÇÜNKÜ ÇOK GÜZEL MALZEME VERİYOR ELİMDE DEĞİL. Tüm özel hayatını bir kenara bırakırsak Şeyma'nın good vibes only takılmalarını acayip yapmacık ve komik buluyorum. Yani o storyi atarken arkada sinir krizleri geçirdiğine eminim. Sürekli ben aşırı pozitifim, çok mutluyum, hayatım aşırı güzel diye kanıtlama çalışmaları da bir garip. Değilsin çünkü. Ve olmaman da normal. Evliya Çelebi de değilsin, dünyayı geziyormuş havaları çok saçma. Gittiğin birkaç yer var işte, İbiza, Tulum, Miami. Şimdiki nafaka dişinin kavuğuna yetmez ama zamanındaki imkanlarını Evliya Çelebi olsa cidden iyi değerlendirebilirdi. Gerçekten aynı süre ve aynı parayı harcayarak dünyada görülmedik yer bırakmazdı. Kendimi geliştiriyorum diyor, ben anlamıyorum hangi konuda? İngilizce hala berbat, benim bildiğim iyi bir eğitim de almadı. 3-5 yabancı particiyle takılmak mı kendini geliştirmek? Kısacası Şeyma'nın kendiyle ilgili yaratmak istediği algı bana inanılmaz malzeme veriyor. Yoksa ben ondan nefret etmiyorum.

Bir de kraldan çok kralcılar var tabii. 'Çünkü sen Şeyma'yı kıskanıyiiiirsiiiin.' Neyini? Bence Şeyma cidden güzel bir kız, benim boyum kadar bacağı var, fıstık gibi, güzel de sporunu yapıyor, iyi de giyiniyor, ama bir kadının güzel olması benim onu kıskanmamı gerektirmez. Bütün bücürlüğüme rağmen kendiyle barışık bir insanım, başka bir kadının güzelliği benim kendimle olan ilişkime etki edemez. Seyahat desek, milyon kez kendi seyahatlerimi tercih ederim. Kültür, eğitim ve dil konusuna girmiyorum bile. Ben onu niye kıskaniyim? Nefret de etmiyorum, gizli hayranı da değilim 'Sadece Şeyma' benim mizah yönüme inanılmaz hitab ediyor ve kendimi tutamıyorum.

Son olarak, burdan kendisine seslenmek isterim. Üzülme Şeyma, pizza da herkesi mutlu etmiyor, ben yedikten sonra baya kalori hesabı yapıp pişmanlık yaşıyorum.

You Might Also Like:
bottom of page