top of page

Çağırdım Kimse Gelmedi: Solo Travel


Hiç felsefik yaklaşmıcam, kendimi bulmak için tek gezdim ya da kafamda cevaplanmamış sorular vardı yollara düştüm demicem. Tam olarak başlıktaki gibi oldu, çağırdım kimse gelmedi, ben de artık kimseyi beklemek istemedim, aldım bileti.

Aslında son birkaç seferdir güzel biletler buluyordum ama birlikte gidecek insan bulmakta zorlanıyordum. 20lerden sonra birlikte gezecek insan bulmak zor dostlarım. Ya o tarihte insanların işi oluyor, ya yakın tarihte sevdicekleriyle gidecek seyahatleri, ya iş, ya çocuk, ya maddi sebepler. Neyse 20lerden sonra seyahat edecek insan bulmak zor, ama ya ben? Ya zavallı bendeniz? Ve benim içimdeki gezme aşkı?

Ben sandım ki çalışmaya başladıktan sonra artık resmi tatillerle yetinirim çünkü haftaiçi ciddi yoruluyorum. Daha önce de senelerce çalıştım ama asla bu tempoyla değil. Bir kere haftaiçi bir hayatımın olmayacağı gerçeğini kabullendim, biz biraz daha geç başlıyoruz çalışmaya ve o yüzden normal ofis saatlerinden daha geç bitiriyoruz. Çok fazla mesaiye de kalıyorum, bu patronumun zorlamasıyla değil, hem işimi çok sevdim hem de iş yüküm çok. Neyse ben bu olayı kabullendim, haftaiçi evden işe işten eve, yemek yiyip Fiona'ya sarılıp bayılarak uyuyorum. Bazen haftasonları da çalışıyorum. Dedim ki ne gezme isteğim olur ne de enerjim. Ama oldu...Ben seyahat özledim. Merhaba Skyscanner, i'm back bitch!

Ne güzel biletler vardı öyle, ucuz ucuz, çapkın çapkın bana bakıyorlardı, ben de hepsinin ekran görüntüsünü alıp, gezmeyi sevdiğim insanlara atıyor ve niye gelemediklerine dair açıklamalarını dinliyordum. Bir bilet öyle kaçtı, sonra arkasından bir tane daha ve bir tane daha ve ben arkalarından öyle mahsun mahsun bakarken dedim ki 'Sen Gözde Gülsoysun, aptallık etme! Uzun zaman önce insanları beklemeyi ve hayatı bekletmeyi kesmiştin, aynısını seyahatlerine de uygula.' Hemen kendime geldim ve ilk önce Sofya biletimi aldım, sonra bir bilet daha ve bir bilet, zavallı kredi kartım o cüzdana geri girene kadar can çekişti.

Aslında ben daha küçükken zaten yalnız seyahat ediyordum. 11-16 yaş arasında her yaz İngiltere veya İtalya'da dil okuluna gitmiştim ama bu yetişkinliğimdeki ilk solo travelım olucaktı. Böylece Sofya uçağına atladım ve macera başladı.

Yalnız gezmeye dair neleri sevdim?

- Sessizliği: Yanlış anlaşılmasın konuşmayı sevmeyen bir insan değilim, hatta ben kendim susmak bilmem. Ama çok sosyal bir işim var, gün içinde bir çok insanla iletişim halindeyim, konserler, özel geceler, televizyon ve yarışma programları...Yani ben bilgisayar başı bir iş yapmıyorum. Bu yüzden zaman zaman sessizliğe, konuşmamaya ihtiyacım var.

- Kendim ne istiyorsam onu yapmayı: Çok az kişiyle seyahat anlayışım yüzde yüz uyuyor. Bazen kendimi 'Acaba yaptığımız bu şeyde o da eğleniyor mu? Mutlu mu?' diye endişelenirken buluyorum ya da tam tersi kendi eğlenmediğim şeyleri sırf karşımdakini mutlu etmek için yapıyorum.

- Kulaklık takıp hiç bilmediğim bir şehrin sokaklarında yürümeyi: Sizi bilmem ama ben çok hayal kurarım, yaş oldu 33 ama hala çocukluğumdaki bu alışkanlığı bırakmadım. En çok da müzik dinlerken hayal kurarım...Kulağımda kulaklık, aklımda yapmak istediklerim, önümde keşfedilecek yepyeni bir şehir.

- Kendime olan güveni arttırmasını: Aslında ben birçok şeyi zaten yalnız yapıyorum. Yalnız negatif bir kelime gibi oldu, 'tek başına' ya da 'kendi kendime' daha doğru bir tanımlama. İnsanın kendine yetebilmesi güvenini çok tazeleyen bir şey. 'Kimseye ihtiyacımın olmaması' duygusunu çok seviyorum ve bu duygu beni özgürleştirip bağımsızlaştırıyor.

Peki ya neleri sevmedim?

- Çok güzel ya da değişik bir şey gördüğümde bunu paylaşacak birinin olmamasını: Bu duyguyu da her gördüğüm güzel şeyi whatsapptan anneme yollayarak geçirdim :)

- Fotoğrafım olmamasını: Ben tanımadığım insanlara poz veremiyorum. Hatta bazen tanıdığım insanları da sıkmaktan korkuyorum. Annem ve bazı arkadaşlarımlayken (mesela Eren) böyle bir sorunum olmuyor, yüzsüzce yüzlerce poz çektiriyorum. Bulgaristan seyahatimde tek kare fotoğrafım yok mesela. Bu yüzden çok fotojenik bir yere asla tek başıma gitmem dostlarım.

- Yeni yemekler tadamamayı: Tek kişi gittiğimden maddi ve midesel sebeplerden o tabağı da deniyim şunu da sipariş ediyim diyemedim. Hatta ve hatta normalde seyahat eşittir yeni yemekler tatmak olan bendenizin tek başıma seyahat ederken baya iştahı kapandı, öğünleri geçiştirdim.

- Çantama yapışarak yaşamayı: Otobüste uyuyamadım bile, her an çantamdan bir şeyler alınabilir korkusuyla ona yapışıp kaldım.

- Taksi ve otel masraflarını bölüşememeyi: Tek başına seyahat kesinlikle daha masraflı. Grup olarak seyahat ederken ne güzelmiş meğer her şeyi ikiye, üçe, dörde bölmek.

Tüm bu avantajları ve dezavantajları yan yana koyduktan sonra diyorum ki ben kesinlikle ara ara tek başıma da seyahat edicem. Çok avantajlı bir bilet bulursam ve bu bilet güvenli bir destinasyona ise benimle gelecek birini bulamasam da ben o bileti alıp kendim gidicem. Hayat, insanları beklemek için çok kısa, yaşamayı bekletmek için fazla güzel.

You Might Also Like:
bottom of page