top of page

Fesat Canavarlar Nelerdir, Nerede Bulunurlar?


Bu hikayedeki insanlar gerçektir ve bu sefer izin almadan yazıcam çünkü başroldeki kızımızı zerre kadar sevmediğim için rahatsız olup olmaması umrumda değil...Çok uzun yıllar önce mecburen her gün görmek zorunda kaldığım, seneler önce artık mecbur olmadığım için hayatımdan çıkarttığım ama ortak arkadaşlar sebebiyle hala haberini aldığım bu kızcağızı sevmeme nedenlerimin başında inanılmaz fesat ve kıskanç olması geliyor. Daha bir çok kötü özelliğini sayabilirim ama saymıcam hadi bu da benim tatlılığım olsun.

Çok çok özel hayatının detaylarına girmeden, yıllarca çıktığı sevgilisiyle evlendi, bir kız bir erkek çocuğu var. Bana göre çok erken sayılacak bir yaşta evlendiği için hayatının gençlik kısmını çok yaşayabildiğini düşünmüyorum, bunu eleştirmek için yazmıyorum yanlış anlaşılmasın. Herkesin hayat seçimleri birbirinden farklı ve sadece bir tek doğru var o da benimki diyemeyiz. Gençlik kısmını çok yaşayamamış olmasının ona nasıl koyduğunu ortak arkadaşlarımızın yolladığı 'Bak yine ne postlamış?' diye dalga geçmek adına attığı sosyal medya paylaşımlarından anlıyorum. Buna da olabilir diyelim, bu da beni ilgilendirmez olsun, sonuçta herkesin hayatı kendine diyorum ben, ama işte o demiyor...

Kendisiyle ortak arkadaşlarımızdan biri yine evli ama kocası da kendisi de çalışan, beraber inanılmaz seyahatlere giden bir çift bunlar. Daha çocuk yapmadılar çünkü şimdilik böyle bir istekleri yok. Bu arkadaşımın tatil storylerini bilin bakalım en yakından kim takip ediyor? Bildiniz...Ve onların inanılmaz bir tatileri esnasında aynen şu storyi attı 'Dünyanın neresine giderseniz gidin ama salonunuzda bir elinizde kahve ile otururken çocuklarınızın oyun oynarkenki çığlıklarını duymak kadar güzel bir şey yok. Çok şanslıyım.' Bunun arkadaşıma gittiğini anlamıştık, senelerce onun kötülüğünü test ettiğimizden arkadaşımın seyahatine olan kıskançlığından olduğunu adımız gibi biliyorduk. Arkadaşlar ben anne değilim, ama anne olan bir çok arkadaşım var, hepsi de çocuklarına tapıyorlar ama hiç biri ellerinde kahve çocuk çığlığı dinlemeyi Capetown'da takılmaya tercih etmez. Çocuklarınızı çığlık attıkları için sevmezsiniz, çığlık atmalarına rağmen seversiniz.Yanlış biliyorsam lütfen düzeltin. Yani bu aklı yarım, benim arkadaşımı 'İstediğin kadar gez, senin çocuğun yok.' ile vurmaya çalışıyor. Onlar daha çocuk sahibi olmamaya kendileri karar vermişlerdi ama ya bu kendi kararları olmamış olsaydı? Ya çocukları olmuyor olsaydı? Çocuk sahibi olmakta zorlanan bir çok çift var ve bu onların en hassas noktası, insanları sırf sizin özendiğiniz ama maddi sebeplerden dolayı yaşayamadığınız hayatı yaşıyorlar diye incitmeye çalışmak kadar aşağılıkça bir hareket olamaz.

Bu kızın, maşallah diyorum yine de miniklere nazar değmesin, çocukları dışında o kadar hayatı yok ki, kendisi gibi erken evlenip iki çocuğu olmuş ama ondan daha dolu yaşayan arkadaşımı da bu sefer kendisinin bir kızı, bir de oğlu olmasıyla vurmaya çalışmış. Olay şöyle gelişiyor, benim arkadaşımın bir kızı elinde bir kızı karnındayken bizim yılanla karşılaşıp selamlaşıyorlar. Yılan soruyor 'Aaaa cinsiyeti ne?' diye, arkadaşım kız diyince bu yalancıktan bir üzülme pozları yapıp, aaaa hadi yaaa, ben bir kız bir erkek doğurdum diyor gururla, benim arkadaşım tabii ki şok..Önemli olan sağlıklı olması diyip ilerliyor. Arkadaşlar ne zamandan beri bir kız bir erkek doğurmak madalyalık oldu ve neden bu madalyadan benim anneme de verilmedi?

Peki bu ve bunun gibi insanların derdi ne? Niye sürekli kendilerini övüp, en iyi hayatın onlarda olduğunun altını çizip, en iyi seçimleri kendilerinin yaptıklarından bahsediyorlar? Niye 20 yıldır hayatında olan erkeğe hala ilk günkü gibi sana aşığım storyleri atıp buna inanmamızı bekliyorlar? Niye sürekli bizlere inanılmaz mutlu olduklarını kanıtlamaya çalışıyorlar? Belki de bize bir şey kanıtlamak değil amaçları, amaç kendi kendilerini mutlu olduklarına inandırmak da olabilir. Gerçekten mutlu olan bir insan enerjisini kanıtlamaya değil yaşamaya kullanır. Ve ancak gerçekten mutlu bir insan, başkaları için mutlu olabilir. Hayatından ve kendisinden memnun olan bir insan kimsenin seyahatini, güzelliğini, maddi imkanlarını, çoluğunu çoğunu kıskanmaz ve en önemlisi sahip oldularıyla hava atmaya çalışmaz. Bir insan hangi özelliğinin sıkça altını çizmek isterse emin olun ki orda büyük bir eksiklik vardır. Tıpkı Ece Erken'in herkese namus dersi verip evli adamla olması gibi, ya da Şeyma Subaşı'nın sürekli 'Good Vibes' 'Be positive' mesajları verip kamera arkasında sinir krizleri geçirmesi, Seren Serengil'in 'Kocam da kocam ay biz ölesiye mutluyuz.' diye kanal kanal dolaşırken bir yandan evde yaşadıkları kavgaları gizli gizli kameraya çekmesi, Arda Turan'ın sürekli adamlıktan bahsetmesi, Demet Akalın'ın Hadise için 'Evde tek uyuyor, kocası yok.' derken aslında 1 yıldır kocasıyla ayrı yataklarda uyuması gibi. (Neden böyle bilgilere sahibim bilmiyorum, neyse kendisi sonra başka bir programda söyledi 1 senedir ayrı yataklarda uyuyoruz diye, çok utansam da magazin seviyorum yaaaa) Seyahat eden, şimdilik çocuk istemeyen ama mutlu bir çift kimsenin çocuğunu kıskanmaz, aman çocuklu hayat çok kötü, bakın bize biz ne kadar süperiz demez ya da iki kızına deliler gibi aşık olan bir anne, bir oğlu bir kızı olanlara hasetle bakmaz. Bir yerde bu kızın yaşadığı mutsuzluğu anlayabiliyorum, çok hırslıydı, çok farklı bir hayat istiyordu ama 'normal' bir hayat seçti, şimdi her gün kendine bu hayatı seçerek en iyisini yaptığını, kendisinden farklı bir şeyler yaşayan herkesin hata yaptığını empoze etmeye çalışıyor.

Dedikodu seansımızı sonlandırırken, herkese sahip olduklarıyla hayal ettiklerinin aynı olduğu bir hayat dilerim, çünkü burdan bakınca fesat olmak baya yorucu duruyor...

You Might Also Like:
bottom of page