top of page

Sonunda Yaz, İmdadıma Yetişti: Menaggio


Uzun zamandır bloga yazı yazmıyordum, hatta bir ara instagramda da hareketsizdim polise haber vermeyi düşünenleriniz olmuş:) Pek keyfim yoktu, ne yazı yazasım geldi, ne paylaşım yapasım. Mutlu değilken mutluymuş gibi yapma konusunda başarılı değilim pek. Mutlu değilken daha çok ölü taklidi yapıyorum.

2020 bir tek bana kötü bir yıl diyemem, Allah için hepimize tokat gibi çarptı. İlk üç ayını çalışma izni dramlarıyla geçirdim, tam rahat bir nefes aldım corona virüsü olayları patladı. Bu kısmı şahsi olarak almıyorum, maddi manevi tüm dünyayı yıktı. Şubat sonundan mayısa kadar bir şekilde moralimi yüksek tutmaya devam ettim. Mayıs ayında ofisler geri açıldı ve temmuz başına kadar benim için zorlu bir iş süreci başladı. İş yoğunluğu değil, beni zorlayan kısım ayak kaydırma oyunları oldu. Müzik sektörünün kolay olmayacağını biliyordum ama bu kadar zor olmasını da beklemezdim. Özellikle yavaş yavaş patronlarınızın dikkatini çekmeye başlamışsanız bir anda hedef tahtası haline geliyorsunuz. Önce arkadan arkadan çevrilen işler, haziran ayıyla beraber açık bir savaşa dönüştü. Özellikle unutamadığım iki gece var ama anlatıp tekrardan hatırlamak bile istemiyorum. Bu esnada şirket içindeki görevim değişti, artık sanatçının asistanı değil, onun ve onun şirketindeki tüm sanatçıların project managerı oldum fakat bu süreç o kadar üzücü geçti ki, buna bile sevinemedim.

Belki tüm bunları seyahat edebildiğim bir dönemde yaşamış olsaydım, haftasonları bir şekilde gezerek veya sadece skyscannerdan bilet bakarak, seyahat hayalleri kurup planlarını yaparak geçirseydim daha rahat atlatırdım. 2020'nin en büyük oyunu bu oldu, resmen en sevdiğim hobimi, stresle başa çıkabilmemin en güzel yolunu elimden aldı. Üzerine bir de aile görememe eklenince ben biraz dağıldım. Birkaç hafta, hafta içleri işe gidip haftasonları yataktan çıkmayıp Fiona'ya sarılarak Netflix izleyerek geçirdim. Sonra dedim ki kendine geliyosun ve hemen birkaç haftasonuna plan yapıyorsun.

Böylece Melis ve Fatihle bir pazar günü Como Gölü üzerindeki Menaggio'ya gitmeye karar verdik. Fiona'yı da aldık, Fatih'in arabasına atladık ve yola koyulduk. Melisle ilgili bir dipnot, çok sevdiğim için kontrol manyağı demek istemiyorum ama anlatacak başka da bir terim bulamadım bu sebeple dicem:) Melis, küçük tatlı bir kontrol manyağı. Fatih'in arabasının haritasını açtık, yok ben buna güvenmiyorum dedi cep telefonundan başka bir harita açtı. Bunu takip edicez, senin arabanın gösterdiği yol kapalıymış dedi. Bugün hala o yol kapalı mı bilmiyoruz ama 1.5 saatlik yolu, 3 saatte gittik. Konuyla ilgili yorum yapmıcam çünkü Melis alınıyor ve dediğim gibi kendisini çok seviyorum, o yüzden siz yorum yapın:)

Asıl harika kısmı anlatmadım, Fatih benzin alalım ama şirket kartımın geçtiği yerden olsun, bir baksana dedi, Melis de buldu hakikaten, tek sorun benzinci İSVİÇRE'DE ÇIKTI, BİZ İTALYA-İSVİÇRE SINIRINDAN ÇIKTIK, İSVİÇRE'DEN BENZİN ALDIK VE İTALYA'YA GERİ DÖNDÜK. Bir de beni azarlıyor, oturma iznin niye yanında değil diye. Ben bir kere Barselona'da her şeyim çalındıktan sonra, İtalya içersinde günübirlik gezilerde yanımda pasaport, çalışma izni falan taşımıyorum, hepsinin fotoğrafları mevcut, dilerse polis beni karakola götürsün misafir etsin ama ben o evrakları bir kez daha çaldırma veya kaybetme riskini almıcam. Bir de sevgili Melisciğim, oturma iznim ve pasaportum yanımda değildi ÇÜNKÜ BENZİN ALMAK İÇİN İSVİÇRE'YE GİDECEĞİMİZİ BEN DÜŞÜNEMEMİŞİM. Neyse bu baya komik hikayeyi anılarıma eklediğin için çok teşekkür ederim, her yerde abartarak anlatacağıma emin olabilirsin:)

Menaggio'ya varıp arabayı park ettiğimiz gibi yemeğe oturduk, niye? çünkü biz hep açız. Mekanın adı La Grolla.

Yemekler için aynı şeyi söyleyemicem ama mekan çok tatlıydı. Yine de bir şişe rose eşliğinde, göl manzarasına karşı tatlı tatlı sohbet etmek o kadar iyi geldi ki.

Menaggio küçük tatlı bir kasaba, yapıcak çok şey gezicek çok yer yok. Biz önce merkeze doğru yürürken biraz fotoğraf çekildik.

Sonra oturup bir şeyler içmeye kaldığımız yerden devam ettik, çünkü neden olmasın!

Ben bu arada annemle ikimize kartpostal ve koleksiyonumuz için magnet aldım. Oturduğumuz yerde aperol eşliğinde kartpostalları yazıp yolladım, sonra da dönüş yoluna geçtik. Melisle çok aşırı dalga geçtiğimiz için ne haliniz varsa görün ben bakmıyorum yola dedi ama dediğim gibi control freak, tabii ki baktı yani:) Dönüş yolunda aşırı trafik vardı o yüzden suçu ona atamadık.

Teşekkürler Melis ve Fatih, teşekkürler tatlı Menaggio, kabus gibi bir dönemime ilaç gibi geldiniz.

Ps: Her yaz, en az bir defa Como'ya giderim, geçen sene annemle haftasonunu çok tatlı bir otelde, bu sefer Bellagio kasabasında geçirmiştik. O yazım için tık tık.

You Might Also Like:
bottom of page