top of page

2020 Yazının Son Deniz Tatili ve Bir Dolu Aksilik: Finale Ligure


Açılın benim yeni tatil anılarım var, inanılmaz ama gerçek. Biliyorsunuz ben 13 Ağustos'ta apar topar İtalya'ya dönmüş, yazın en güzel günlerini karantinada geçirmiştim. Okumayanlar için tık tık. Karantina bitimi masterdan sevdiğim bir kız arkadaşımla Rapallo seyahati ayarlamıştım, İtalya'nın Liguria bölgesinde tatlı bir kasaba. Tüm yaz yağmayan yağmur, şimşek, fırtına, denizin allak bullak olması tam o haftaya denk gelmişti de ayağımı denize bile sokamamış titreye titreye etrafı gezmiştim. O tatil hakkında da blog yazıyım diyorum da 3 paragraf şanssızlıktan başka bir şey anlatamam, ben yazarken siz okurken bunalırsınız. Kısacası ben yazla istediğim gibi vedalaşamamıştım, içimde bir burukluk vardı. Ne yani son kez denize giremeyecek, midye yiyemeyecek, terliğimin içine giren kumlara küfür edemiyecek miydim? Hepsini yapıcaktım tabii ki, ben bir kere hırs yapmıştım. İş ortamından çok sevdiğim bir kız var, Arianna, benim sanatçı çocuğun stilistinin yanında çalışıyor. Baya tatlı, komik, eğlenceli bir kız. Saatler süren çekim günlerimizde iyi ki var dediğim bir insan. Aşırı eğleniyorum kendisiyle, kafamız da çok uyuyor. Kendisi Milanolu, gerçek Milanoluları artık bulmak zor, İstanbul'da 7 göbek İstanbullu bulmak gibi. Hani sorarlar nerelisin diye, İstanbulluyum dersin, tamam da esas memleket nere derler ya, Milanolu olmak da biraz böyle. Ve her gerçek Milanolu gibi, bu kızımızın da Liguria bölgesinde yazlığı var. Liguria bölgesi nerde derseniz:

Meşhur Porto Fino, Cinque Terre gibi minik kasabaların olduğu, Milano'ya 2 saat uzaklıktaki yazlık bir bölge.

Bir çekim esnasında ben bu kızcağıza yazla adam gibi vedalaşamadım diye yakınırken dedi ki hadi bizim yazlığa gidelim. Hemen açtık ikimiz de ajandalarımızı, ikimizin de boş olduğu bir haftasonunu yakaladık, o haftasonu hava durumuna baktık, pırıl pırıl güneşli, bu fırsat kaçmaz dedik ve cuma akşamı iş çıkışı yola çıkmak için sözleştik. Cuma sabahı bavulumu aldım, hoplaya zıplaya işe gittim, hava durumunu kontrol ettim, o pırıl pırıl hava gitmiş, cumartesi - pazar için yağmurlu bir hava tahmini gelmiş. Neyse ara ara güneş var, ben zaten hırs yapmışım ve yola koyulduk. İki saatte Arianna'nın yazlığının olduğu Finale Ligure'ye vardık, bavulları eve bırakıp kendimizi dışarı attık. Akşam yemeği yerine aperitivo yapmaya karar verdik. İlk durak Varigotti, Finale Ligure'ye arabayla 15 dakika uzaklıkta inanılmaz güzel bir kasaba. Bir dahaki gelişimde kesin gündüz gözüyle de gezicem. Ben gecesini gördüğüm için şuraya benim çekmediğim birkaç fotoğrafını bırakıyorum.

Tam Marakeş renklerindeki bu tatlı yerde aperativo yapıp sohbet ederken, dışarda çok nadir başıma gelen ve her olduğunda yanımdakilere çaktırmamak için akla karayı seçtiğim bir olay oldu. Tansiyonum düştü ve birazdan bayılacağıma emindim. Ya benim tuvalete gitmem lazım diyerek zavallı kızcağızın sözünü kestim, koşarak kendimi tuvalete attım. Böylece tek başımayken bayılmış oldum:) Birkaç dakika sonra kendime gelip, yüzümü yıkayıp biraz kendimi toparladıktan sonra hiç bir şey olmamış gibi sohbete kaldığım yerden devam ettim. Dediğim gibi bu nadir de olsa başıma gelen bir durum, geçen sene olduğunda yine arkadaşlarımla yemekteydim, kendimi zar zor tuvalete atmıştım ama bu sefer tuvalet boş değildi ve sırada bekleyen çocuklu ve hamile bir kadın vardı. Oturabileceğim ve kimseye çaktırmayacağım bir alan bulamayınca, kadını 'canım ben birazdan bayılıyorum haberin olsun.' diye uyarıp bayılmıştım. Zavallı kadıncağız da çığlıklar atarak kapıda bekleyen kocasını çağırmış, o da kadın doğuruyor zannedip panikle tuvalete girmişti:) Böyle insan içinde, özellikle de yabancılar arasında olunca bak bir şey kullandınsa söyle lütfen diye panik oluyorlar, oysa ki sadece tansiyonum düşmüş oluyor, biraz şeker yiyince geçiyor. Biraz şeker vermişlerdi, sonra da hiç bir şey olmamış gibi arkadaşlarımın yanına geçip geceye devam etmiştim. Neyse, burda anlatmak istediğim, yağmuruydu tansiyonuydu derken terslikler oluyor ve ben birini bile umursamadan 'Son deniz tatilimi çok güzel geçiricem.' inadıyla devam ediyordum.

Cumartesi sabahı tatlı bir yağmura uyandım. Allah seni bildiği gibi yapsın e mi yağmur? Yine de mayomu içime giydim, şıpıdık şıpıdık kahvaltıya gittik. Liguria bir focaccia cennetidir dostlarım. Kahvaltıda, öğlen, akşam, nerde bulursanız yiyin.

Ferro cafede kahvaltımızı yaptıktan sonra, biraz Finale Ligure'yi gezdik.

Kartpostallarımı, magnetlerimi aldım, sonra meşhur bir fırında (Panetteria Pippo) sıraya girdik, öğlen teknede yemek için çeşit çeşit focaccialarımızı başka bir yerden de biralarımızı alıp limana geçtik. Arianna'nın tatlı bir teknesi var, onla açılmayı kafaya koymuştuk ama hafif rüzgar vardı. Biz de rüzgar geçene kadar teknede takılmaya karar verdik.

Bira, müzik derken baktık bu rüzgarın tam olarak biteceği yok, artık çıkmak lazım dedik, demesine de, bu sefer de tekne çalışmadı :) Zorluyoruz zorluyoruz olmuyor, en az yarım saat denedikten sonra çalıştırabildik ve yola çıktık oleeey!

Oley de nasıl dalga var anlatamam. Neyse, biz tatlı bir koya geldik, kızcağızın 3 senelik flamingosunu denize attık ardından biz de denize atladık.

Arkadaşlar bu hanginizin nazarıysa çıksın ortaya. Zavallı flamingo...

Her ne kadar bu kaybımıza üzülsem de hemen denize atladım, vallahi mis gibiydi. Tam sevdiğim gibi tuzlu tuzlu, dibi masmavi, doya doya yüzdüm. Tekneye geri çıktım ve güneşlenmeye başladım. Bahsettiğim gibi deniz ara ara dalgalanıyordu ama beni normalde tutmaz. Tekne beşik gibi sallansa da ben alışkınım diyordum ki midem altüst olmaya başladı. Herhalde kusucam, ama kusarsam da geri dönüp güneşlenmeye devam edicem, bu benim son yaz tatilim kimse elimden alamaz dedim, çok şükür kusmadım ama dostlarım çok çok yakındım. Gördüğünüz gibi minik aksilikler asla peşimi bırakmıyordu ama ben hiç birini sallamıyordum. Yine de tekneden inip karaya ayak basınca rahat bir nefes aldım.

Yemek öncesi, deniz üzerinde inanılmaz tatlı bir yerde aperativo yaptık. Yolunuz düşerse La Ruggia'ya kesin gidin. Hem plaj, hem restoran hem de bar. Gitmeden rezervasyon yaptırmayı unutmayın. Saat 19 itibariyle rezervasyonsuz yer bulmak neredeyse imkansız.

Tatlı aperativomuzdan sonra eve döndük, duş alıp süslendik ve yakınlardaki başka çok tatlı bir kasabaya gittik: Finalborgo

Sarı ışıklarla aydınlatılmış daracık tatlı sokaklar, bir sürü güzel mekan. Birine hemen oturduk ve akşam yemeğimizi yedik. Hem midye hem deniz mahsüllü ravioli çok çok başarılıydı.

Hem tekne, hem deniz, dalgalar, flamingonun kaybı bizi inanılmaz yormuştu, yemek sonrasında eve dönüp bayılarak uyuduk. Ertesi gün yağmurlu olucaktı, yani ne deniz ne de tekne mümkün değildi. Biz de bir tatil gününe yakışır biçimde uyuduk, sabah yine güzel bir kahvaltı yaptık, fırından Milano'ya götürmelik focaccialarımızı, pesto soslarımızı aldık ve vakitlice yola çıktık. Ben size bu satırları yazarken canım Fiona'm yanımda horul horul uyuyor, ben de birazdan akşam yemeği olarak peynirli focacciamı ısıtıp yanına çay yapmanın hayalini kuruyorum. Tekrar teşekkürler Liguria, yine görüşücez.

You Might Also Like:
bottom of page