top of page

Asın Bayrakları: Sonunda Çalışma İznimi Aldım


Neredeyse geçen sene bu zamanlar başlayan çalışma izni sürecimin sonuna geldik çocuklar. Ve ben binbir zorluk, ağlama krizleri, stres, yeni çıkan beyaz saçlar sonrasında sonunda çalışma iznime fiziksel olarak kavuştum.

2019 Aralık ayında yazdığım şu yazıda çileli sürecimin başlangıcına değinmiş ve sonunu mutlu sonla bağlamıştım, erken konuşmuşum: tık tık

2020 Mart ayında yazdığım şu yazıda ise, en çileli bölümü atlatıp 2. etabı geçebilmiştim: tık tık

Benim çalışma iznim 4 adet etaptan oluşuyordu: 1) Çalışma izni almaya hak kazanmak 2) Evraklarımı onaylattırıp, posta yoluyla yollamak 3) Polise gidip onaylanan evrakları kontrol ettirmek 4) 1 ay sonra tekrar polise gidip çalışma iznini almak. Son yazımda mayıs ayına polis randevumu almıştım. Peki ya sonra ne oldu? Covid oldu... Benim mayısta olan randevum taa 28 ağustosa atıldı. İstanbul ziyaretimi yarıda kesip, 14 gün karantina yaptıktan sonra koşa koşa randevuma gittim. Evraklarımdaki bir iki yanlış bilgiyi son anda fark etmiştim, o sebepten randevumu beklerken hatim indiriyordum. Yaklaşık 2 saat kadar kuyrukta bekledikten sonra ateşim ölçüldü ve içeri alındım. Görevli polis sessizce evraklarımı incelerken ben hatim indirmeye devam ediyordum. Çok şükür benim fark etmesinden korktuğum hiç bir şeyi fark etmedi, benim hiç farkında bile olmadığım bir evrakımın eksik olduğunu söyledi. Ben 'Nasıl ya her şeyin olması lazım, iyi bakın.' derken o çoktan bir ay sonrasına yeni randevu yazmıştı bile, elime tuttuşturdu o evrakla bir ay sonra geri dönmemi söyledi. Yani bu sefer de mutlu son değildi. Randevudan çıktım, asıl avukatımı aradım, şekerim ben Yunanistan'da tatildeyim, sonra arasana dedi, küfür etme isteğimi bastırarak tamam diyip telefonu kapattım. Yaklaşık bir senedir bana bedava danışmanlık veren Roberta'ya durumu mesaj attım. Roberta hemen beni aradı, çabuk polise geri dön, senin durumunda o evrak lazım değil dedi. Koşarak karakola geri döndüm, sırada bekleyen diğer göçmenlerin kınayıcı bakışları arasında üst kata koştum ve demin görüştüğüm polisin tekrardan yanına gittim. Nefes nefese durumu anlattım, dilerseniz avukatımla telefonda konuşabilirsiniz dedim, cevap 'Ben hiç bir avukatla konuşmam, bir ay sonra evrakınla gel.' oldu. O evrağın gerekli olmadığını, hatta istesem de alamayacağımı anlatmama fırsat bile vermedi. Dışarı çıkıp yeniden Roberta'yı aradım, kadın çıldırmak üzereydi, o evrağa ihtiyacın yok şimdi o polis karakolunu arıyorum, hiç bir yere ayrılma dedi. Canım Roberta ya, bayılıyorum tuttuğunu koparan inatçı kadınlara. Hakikaten kadın yılmadı, komiserliğe ulaştı, ben avukatla konuşmam diyen polise durumu anlattı. Roberta'dan yine bir mesaj, 'çabuk yukarı çık.' Ben yine sırada bekleyen göçmenlerin suçlayıcı ve kınayıcı bakışları arasında yukarı koştum, onun tüm gününü aldığım için sinirlenen polisin kızgın bakışlarına aldırmadan beklemeye başladım ve sonuç, o evrağa gerek olmadığını kabul etti ve 1 ay sonra gelip çalışma iznimi almamı söyledi. Bir anda dans etmeye başladım, elimde değildi dostlar, ben bu an için çok çabalamıştım, sinirli polis bile gülümseye başladı, sonra yine ciddileşip gitmemi söyledi. Umrumda değildi, hiç bir şey sinirimi bozamazdı, artık her şey yolundaydı. Bir ay sonra geri dönebilir, 2 senelik olarak başvurduğum çalışma iznimi alabilirdim.

Bir ay sonra tekrar aynı karakolun yolunu tuttum, evrağımı almak için yukarı çıktım, fotoğrafta çok kötü çıkmıştım ama olsun, önemli olan o fotoğraftaki kişi bendim. Sonra geçerlilik tarihine baktım ve başımdan aşağı kaynar sular döküldü, haziran 2021. HAZİRAN 2021, 9 ay, tam 9 ay geçerli, yani bu kabus yakın zamanda yine başlıcaktı. Melis'i aradım, olsun aralığa kadar rahatsın sonra yeniden başvuru yaparsın dedi. ARALIK. 3 AY RAHATIM. Şaka mı bu? Ben 2 ay öncesi yeterli olarak düşünmüştüm ama çok sıra olduğu için 6 ay önce başvur diye öneriliyormuş. Yerim o öneriyi. O öneriyi kıtır kıtır yerim ben. 3 ay sonra şirkete gidip, hellooooo hadi bana yine evrak verin diyemem. Başımıza bela aldık bu göçmeni derler. Ben elimden geldiğince şirkete yaşadığım problemleri yansıtmıyorum, hatta yaşadıklarımın 4te 1ini gördüler onda bile pes dediler, tamamını görseler bavulumu kendileri toplayıp beni Türkiye'ye postalarla.

Kısacası dostlarım, ben nisan ayında tekrardan evrak toplama işine girişiyorum ama zor olan kısım halledildi. Zor olan ilk çalışma iznini almaktı. Gerçi böyle diyorum ama bir yandan da yine mi erken konuşuyorum diye korkmuyorum değil.

Yurtdışında yaşamak kolay değil, tüm düzenini değiştirmenin zor bir karar olmasını bir yana bırakarak söylüyorum, evrak işleri gerçekten zor. Bu izinleri halletmek için gerekli olan şeyler, iyi bir sinir sistemi, gerçekten istemek ve sabır. Seneye, yeni çalışma izni maceramda görüşmek üzere. Şimdilik benden bu kadar.

You Might Also Like:
bottom of page