top of page

Bir Mükemmel Doğum Haftası: Emily In Como & Milano


İyi ki doğduuuum beeeeğnnn! 37 oldum beeeeğn!

Herkese yeni yaşımdan merhaba. Yaş almış ama yaşlanmamış, eskisinden daha mutlu, daha enerjik halimle herkese merhaba! Geçen haftasonu muhteşem kutlamalarla doluydu ve bunu anı depom olan bloguma yazmasam olmazdı. Kemerlerinizi bağlayın, zamanda çok kısa bir yolculuğa çıkıp geçen haftaya gidiyoruz.

Sık sık söylediğim gibi, 2022 senesi benim dibi gördüğüm, kendimi gerçekten mutsuz hissettiğim bir seneydi. Özellikle geçen seneki doğum günüm ağlayarak geçmişti ve kendime bir söz vermiştim. Mutsuz olduğum her şeyi değiştiricektim, iş hayatımdan başladım, toksik arkadaşlarımdan devam ettim ve hayat stilimi değiştirdim. Bugün sevdiğim freelance bir işim, çevremde beni destekleyen bir çok güzel kadın ve her gününü severek yaşadığım bir hayatım var. Öyleyse geçen seneki doğum günümün acısını çıkarmalı, yeni yaşımı günlerce ve inanılmaz bir programla kutlamalıyım dedim ve öyle de yaptım.

Beni tanıyıp, en yakın arkadaşım Eren'i bilmemeniz imkansız. Öncelikle Eren'in yanımda olmasını çok istiyordum, onu çağırdım. Sonra bir Brüksel ziyaretimde onun çok tatlı bir arkadaşı olan Nicole ile tanışmıştık. Nicole de tıpkı Eren gibi, mühendis, zeki, güzel, Brezilyalı ama Norveç'te yaşıyor. Tanıştığımız akşam çok iyi anlaşıp birbirimizi takibe almıştık. Nicole, Eren'e ' Gözde ne güzel programlar yapıyor, onla bir tatil yapmak çok isterim.' diyince, dedim doğum günüme neden bu tatlı Brezilyalı'yı da çağırmiyim. Böylece 4 mayıs perşembe ikisi de farklı destinasyonlardan uçağa atlayıp benim doğum günüm için Milano'ya geldiler. Perşembe ve cuma günlerini, üçümüz tatlı restoran ve mekanlarda geçirdik. Cumartesiden itibaren ise kutlu doğum haftası başladı!

Cumartesi günü için en fancy kız arkadaşlarıma haber salmıştım. Como'da öğle yemeği sonrada tekne turu. Yalnız bir dress code vardı: Emily in Paris. Hepsine dedim ki 'O kadar abartı giyinin ki, bir gören ne giymiş ya bu diye bir kez daha bakmıyorsa, muhtemelen yanlış kıyafeti giydiniz.' Bol parıltılar, fiyonklar, pembeler, simler.. Ve öğlen bir kısmımız benim evimde buluşup yola çıktık. Bizim araba yanlışlıkla nerdeyse İsviçre'ye gidiyordu, böyle küçükler riskler yaşayıp restorana en geç biz geldik böylece assolist girişi yapabildim. Bu arada restoranımız müthişti: Crotto dei Platani

Tüm kız arkadaşlarım müthiş giyinmişti. Herkes birbiriyle inanılmaz iyi anlaştı. Bir çok kişi birbiriyle o anda tanışmasına rağmen günün sonunda her kız arkadaşımdan aynı cümleyi duydum : 'Müthiş arkadaşların var, çok şanslısın.' Biliyorum! O kadar çok eleme yaptım ki ben çevremde sadece bu insanları tutabilmek için, iyi ki de öyle yaptım. Az ve öz, hepsi birbirinden güzel, birbirinden zeki, iyi huylu muhteşem kadınlar.








Arka arkaya patlayan proseccolar, aldığım muhteşem hediyler, attığımız kahkahalar... Unutulmaz bir öğle yemeğiydi. Yemekten sonra tekne turumuza geçtik. Bu arada, hava durumu o cumartesiye kadar fırtına ve yağmur gösterirken, şansıma hava muhteşemdi. Şu andaki havayı görseniz, şansımı anlardınız, tüm gün şimşekler çakıyor, bardaktan boşalırcasına yağmur yağıyor, hava soğudu tekrar montlara döndük.

Günün tekne kısmı da çok ama çok güzeldi.




O kadar muhteşem ve yorucu bir gündü ki, belki dışarı çıkarız demiştik öncesinde ama Eren ve Nicole ile kendimizi terasa attık, bolca sushi sipariş ettik ve yattık.


Pazar günü ise çılgın arkadaş grubumla kutlama yapmaya karar vermiştim: Bungee Jumping tayfam. Bu tayfayı da cidden çok seviyorum ama Emily in Paris konseptime büyük ihtimalle kusarlardı :)

Önce Un posto a Milano'ya gittik. Mekan inanılmaz tatlı da, ne servisi ne çalışanları pek sevmedim, o yüzden bu seçimime biraz pişman oldum diyebilirim.



Mekandan çok memnun kalmayınca, 22.30 gibi mekan değiştirdik. Tam evimin yanında çok sevdiğim bir kokteyl bar var, mahalle barım, sıkça giderim, çalışan herkes genç, enerjik, birbirimizi çok seviyoruz. Cuma Erenle Nicole'ü de götürmüştüm onlar da çok sevmişlerdi. Böylece oraya geçip ortamın tüm enerjisini değiştirdik. Bir yerin müdavimi olmayı, çalışanlar tarafından tanınmayı, özel ilgiyi aşırı seviyorum ben. Nitekim öyle de oldu, tam 00.00'da masaya shotlar geldi, tüm mekan iyi ki doğdun şarkısı söyledi. Yine tüm arkadaşlarım çok iyi anlaştı, Fiona da yanımızdaydı. Daha ne olsundu?





Pazartesi. Asıl doğum günüm olan 8 Mayıs...Bir şey yapmayacağımı düşünmeniz beni üzer...

Uzun zamandır (yaklaşık 2 senedir) gözümü diktiğim, Bergamo şehri sınırlarında, tam bir country side restoranı vardı: Ferdy Wild. Muhteşem ortamı, doğası, yemekleri, hayvanları... Senelerdir yer arıyordum çünkü şu anda baksanız, Eylül sonuna kadar dolular. Ve doğum günüm şansına bulup Eren, Nicole ve Fiona ile gidip muhteşem bir ziyafet çektik.










Hırkamın ortamla olan uyumuna dikkatinizi çekmek isterim. Bu doğum günü için her şey en ince detayıyla düşünülmüştü. Outfitler, restoranlar, çağrılan insanlar...

Son kalan aktivitemiz ise, en sevdiğim kokteyl barlardan biri olan Kilburndü. Gerçekten her kokteyli birbirinden leziz ve şansıma pazartesi akşamları canlı müzik yapmaya başladılar.




Deyim yerindeyse bütün menüyü denedik ve bir maceranın daha sonuna geldik. Katılan tüm kız arkadaşlarım hala ne kadar harika bir program olduğuna dair mesaj atıyorlar. O kadar gaza geldim ki, şimdiden gelecek seneki doğum günümün yeri ve konseptini düşünüyorum desem?

Salı günü, bu tatili bu kadar özel yapan iki insana veda ettim ve normal hayatıma geri döndüm.

Nicole ve Eren, teşekkür ederim, iyi ki geldiniz, iyi varsınız. Yine gelin. Şimdiden ben, Fiona, tüm Milano ve tüm Milord ekibi sizi özledik :)



Comments


You Might Also Like:
bottom of page