top of page

Bungee Jumping: Adrenalin Dolu Bir Pazar Günü


Bir kısmınız tıpkı annemin tepkisi gibi, şimdi nerden çıktı bu iş diyebilirsiniz.

Bungee Jumping aslında senelerdir listemde olan bir şeydi kısmet bu seneyeymiş.

Her şey arkadaşım Miriam'ın kurduğu bir whatsapp grubuna gelen bir mesajla başladı. Doğum gününde Bungee Jumping yapmak istiyor ona katılmak isteyip istemediğimizi soruyordu. Bir gün kadar düşündükten sonra, bu fırsat bir daha ne zaman ayağıma gelir ki diyip ben varım dedim! Varım be ben, olabildiğince çok deneyime ve farklılığa varım, hayat kısa, kuşlar uçuyor, benim neyim eksik ben de uçucam. Ve böylece paramı ödedim, parayı ödeyince ve geri alma ihtimali yoksa, ben ne kadar korksam da o deneyimi yaparım, parayı yakmam ama kendimi yakarım. Skydiving için ödeme yaptıktan sonra, skydiving yapana kadar geçen sürede ben baya bir video izlemiştim, bu sefer hiç bakmadım, sadece Miriam'a sordum, ölen olmuş mu orda? Olmamış, okey. Ben vinçten mi atlıcaz, köprüden mi uçucaz hiç bilmeden hazırdım bu maceraya.


5 mart pazar sabahı 7'de kalktım. Pazar pazar 7de mi kalkılır, of keşke yapmıcam deseydim yakınmaları arasında kendime kahve, Blanca ve Fiona'ya da mama koydum. Blanca'yı instagramdan görmüşsünüzdür, arkadaşımın fransız bulldogu. Baktık bakıcılara aşırı para ödüyoruz, dedik seyahate gidince birbirimizin köpeğine bakalım, bakıcıya gerekmedikçe para ödemeyelim. Bu işten de en zararlı ben çıktım, her haftasonu Blanca burda. Beraber bungee jumping bile yapıcaz o kadar burda. Neyse, saçlarımı 2 yandan Wednesday gibi ördüm, 2 deli kızı aldım, arabaya atladık ve 1.5 saatin sonunda Bungee Center'a vardık. Yaklaşırken ben bir köprü gördüm, whatssapp grubumuza mesj attım, arkadaşlar orda bir köprü var uzakta, inşallah o köprü bizim köprümüz değildir.' diye, cevap uzun bir sessizlik, anladım ki o köprü bizim köprü...


Atlayacağımız yükseklik 152 metre. Arabaları park ettik. Resepsiyona girip kaydımızı yaptırdık. 7 kişi, 3 köpekli grubumuzdan 4 kişi atlıcaktık. Ekstra 2 video da istedik, atlama anı ve go pro çekim. Ödemeyi yapıp köprüye gittik.


25 senedir bunu yapan bir işletme ama senenin ilk atlaması tam da bizim günümüzdü. Bizi hazırladılar, yapacaklarımızı anlattılar. Benim kafamda tek soru işareti, ben nasıl atlıcam? Ya yanlışlıkla çivileme atlarsam? Ki yapılmaması lazımmış. Dediler ki, işin sırrı şu, merdivenlerden çıkmaya başladığın anda sen hazırsın aslında, biz geriye doğru sayıp sana atla dicez ama istediğin an atlayabilirsin, ellerini iki yana aç ve kendini öne doğru bırak, gerisi gelicek, yukarda ne kadar az kalırsan o kadar iyi, kaldıkça aşağı atlaman zorlaşır. Şimdi bile bu satırları yazarken kalbim hızlandı, bir de o an düşünün beni. Doğum günü kızı olarak ilk önce Miriam atladı, ben 2. olmak istedim çünkü ne kadar beklersem o kadar korkarım ben. Ve sıra bende...


Merdivenleri çıkmaya başladım. 152 metre! Aşağısını size anlatamam. Arkadaşlarıma döndüm, hafif bir korkuyla karışık gülümseme, tepedeyim, adam saymaya başladı, 3 -2, ben 2'de kendimi attım. Onlar bile 'E baya korkmuyormuş aslında.' demişler ama ben korkudan atladım. Orda ne kadar kalırsam korkumun daha da artacağından, asla atlayamacağımdan korkarak, bir an önce olsun ve bitsin hissiyle... Ama herkes cesaretimden sanmış iyi mi:) Videoyu gören herkes, ne kadar kararlı, ne kadar hiç düşünmeden atlıyorsun helal diyor da, ben düşünmemek için atladım:)


Düşüş anı.. Anlatılmaz yaşanır dicem de yaşamakla ölmek arası bir his o...Aşağısı o kadar net, siz o kadar hızlı düşüyorsunuz ki...Asena fark etti ben fark etmemiştim, 1 saniye kadar bayılmışım, boynumun hareketinden belli oluyor. Jet pilotlarında da olan kısa süreli ani bayılmalarmış bunlar...Ve sonra elastik birkaç defa sizi zıplatıyor. İlk 4-5 zıplama bir şey yapmamanız lazım, sonra yanınızdaki ipi çekerek duruşunuzu düzeltip kendinizi aşağı indiriyorsunuz, aşağıda sizi karşılayan biri var. Bu arada ben daha çok düşücez, aşağı daha çok yaklaşıcaz sanıyordum ama gayet yüksekte düşmeniz duruyor. Bu kilonuzdan kaynaklı, eğer hafifseniz elastik sizi çooook fazla indirmiyor aşağıya. Gerisi size kalmış.


Aşağı indiğimde demin yaptığım şeye hala inanamıyordum. Sonunda bucket listimden bir şey daha silinmişti, bungee jumping yaptım ben! Miriamla birbirimize sarıldık, sonra diğer 2 arkadaşımızı bekledik.Bizden herkes takır takır atladı ve dönüş yolunu tırmanarak çıktık. Yukarı çıkmak inanın aşağı atlama kısmından daha zor ve kötüydü. Yukarıda köpeklerimiz ve arkadaşlarımız bizi proseccolarla kahraman gibi karşıladı. Ve bir yarım saat kutlama yaptık.




Kutlama bunla da bitmedi, arabalarımıza atlayıp Candelo isimli inanılmaz bir ortaçağ kasabasına gittik, öğle yemeğinden sonra harika havadan faydalanıp yeşilliklere yayılıp, köpekler oynarken biz prosecco içmeye devam ettik. Muhteşem bir pazardı, anlatamam!





Gelelim en çok sorulan soruya: Skydiving mi daha korkunçtu bungee mi?

Öncelikle skydiving yazım için sizi şuraya aliyim: tık tık

Ve gelelim sorunun cevabına, kesinlikle bungee daha korkunç, neden mi?

- Skydivingde aslında atlayan siz değilsiniz, eğitmeniniz atlıyor siz de onla atlıyorsunuz. Bungee'de ise sadece siz varsınız, kendinizi atlamaya sizin ikna etmeniz lazım. Ben çok sordum, beni iter misiniz diye, itmiyorlar...

- Bungee'de yere daha yakınsınız, her şeyi, düşüşünüzü daha net görüyorsunuz. Skydiving yaparken her şey bir nokta olduğu için ne yaşadığınızı daha zor idrak ediyorsunuz. Ve belli bir yükseltide paraşüt açılıyor, burda ise paraşütün açıldığı yerde siz hala düşüyor oluyorsunuz.

- Skydivingde uçma hissi daha fazla, aşağıdan size yoğun bir baskı yapan hava var, bungee de ise hissettiğiniz uçmak değil düşmek.


Bir daha yapar mısın deseniz, bilemiyorum. Yukarı geri çıktığımda beni düşüşe hazırlayanlar, süperdin bir dahaki sefere daha iyi olucak dediler, ben de dedim ki, siz ve ben bir daha asla görüşmücez, güldüler, hem de çok güldüler, oysa ben espri yapmıyordum ki, gayet samimiydim.


Neyse gene de benim sağım solum belli olmaz.

Kim bilebilir?

Commentaires


You Might Also Like:
bottom of page