top of page

Burnout ve Depresyondan Çıkma Rehberi:


Öncelikle, bu fotoğraf ve yazının ne alakası var diye soracaklara cevap vermek isterim. Alakası yok, beğendim, koydum :) Şimdi yazının içeriğine geçebiliriz.


Bu sene mayıs ayında bir yazı yazmıştım, okumadıysanız okumanızı öneririm: tık tık

Orda yazanları tekrar etmek istemiyorum ama gerçekten zor bir dönemden geçiyordum ve basıp İstanbul'a gitmiştim bir haftalığına. Bu yazı da ise, size o ruh halinden nasıl kurtulmayı başardığımı anlatmak istiyorum. Hazırsak başlayalım.


İlk adım: Yardım istemek

Ben, durumumu ailem ve en güvendiğim arkadaşlarımla paylaştım. Depersonalizasyon beni çok korkutmuştu ve varoluşsal bir kriz yaşıyor, yaşama amacımı bulamıyordum. Ne kadar zor olursa olsun, güvendiğiniz insanlardan yardım istemekten çekinmeyin, durumunuzu anlatın, bir psikolog ve hatta daha da gerekliyse bir psikiyatristle görüşün. Kendinize bir tanı koydurun ve tedavi sürecinize uzatmadan başlayın. Tedavi süreciniz sadece terapi de olabilir, durumunuza göre yanında antidepresan da gerekebilir. Benim tanım, burnout, depresyon ve varoluşsal krizdi. Depresif bir karakterim olmadığı için bu durum o an yaşadığım sürece bağlıydı ve 2 ay gibi bir sürede çıkabileceğim söylendi. Gerçekten de öyle oldu. Nasıl fiziksel bir rahatsızlık yaşadığınızda doktora gitmek normalse, akıl sağlınızla ilgili bir doktora gitmek de o kadar normal bir durum. Psikolog veya psikiyatriste gitmek sizin güçsüz olduğunuzu göstermez, bilakis, bir sorununuz olduğunu fark etmek ve bunun için aksiyon almak ancak güçlü insanların işidir.


İkinci adım: Yaşadığınız durumu kabullenmek, sindirmek ve dinlenmek

Olayları ne kadar çabuk kabullenirseniz, o kadar çabuk rahatlarsınız. Kendinize şunu söyleyin, ben bir insanım ve her insan gibi zayıf düşebilirim, şu anda böyle bir dönemden geçiyorum ama elimden gelenin en iyisi buydu, bundan daha iyisini bu şartlarda yapmam mümkün değildi. Değiştiremeyeceğiniz durumları kabullenmek kadar rahatlatıcı bir şey yok. Her şey şu anda tam da olması gerektiği gibi. Bunu yaşamanız lazımdı ve vücudunuz, beyniniz size ara vermenizi ve dinlenmenizi söylüyor, savaşmak yerine teslim olun. Merak etmeyin, savaşmanız gerektiği an da gelicek ama önce biraz dinlenin, kendinize zaman tanıyın.


Üçüncü adım: Sizi zorlayan durum neyse, o durumla aranıza sınır koyun

Bence en büyük cesaret anı, bu adımda. Söylediğim şeyi yapmak gerçekten zor biliyorum, zaten bir önceki tedaviye başlama ve dinlenme süreci tam olarak da bu adımı gerçekleştirmeniz için gereken gücü kendinizde bulmanıza yarıyor. Burnout yaşıyorsanız, burnout sadece iş ortamıyla ilgili bir duygu durumdur, ne olursa olsun kendinizi o iş ortamından uzaklaştırmalısınız, depresyondaysanız ve buna sebep olan bir insansa, o insanla bağlarınızı tamamen kesmelisiniz. Benim öncelikli sorunum iş ortamıydı, haziran ayında gücümü topladıktan ve tam karar verdikten sonra temmuz ayında, daha bulduğum bir iş olmamasına rağmen istifamı verdim. Şimdi diceksiniz ki, ödenecek bir sürü fatura varken, işten istifa etmek, herkes için o kadar kolay değil. Katılıyorum ama katılmakla beraber, ruh sağlığınızı ve motivasyonunuzu kaybettiğiniz bir iş ortamında zaten çok uzun bir süre çalışmanız mümkün değil. Bahsettiğim durum, patronumu pek sevmiyorum durumu değil, çok daha ciddi bir durumdan bahsediyoruz. Sağlığınızı tam olarak kaybetmeden, çok daha fazla yara almadan o durumdan bir an önce çıkarsanız, yeni bir iş bulma olasılığınız daha bile yüksek olucak. Tabii ki önce başka bir alternatif bulmaya çalışın, ama bulamadığınız noktada depresyonunuzun daha da ilerlemesini beklemeden aksiyona geçin. Ben öyle yaptım. Ve bir de şunu hatırlatmak istiyorum, şu anda bulunduğunuz dünyanın dışında, koskocaman bambaşka dünyalar ve milyonlarca olasılık var. Bazı kapıları açabilmek için, bazı odalardan çıkıp bazı kapıları kapamak lazım. Nitekim istifamı verdikten 2 hafta sonra, karşıma inanılmaz bir fırsat çıktı. Eğer istifa etmemiş olsaydım, o proje teklifi asla önüme gelmicekti. Böylece freelance olup kendi kendimin patronu oldum.


Dördüncü adım: Kendinizle ilgilenin

Dünyadaki en saçma şey, depresyondaki bir insana, 'Çık gez, spor yap, kendine bak.' demektir. Depresyonla can sıkıntısını karıştırmamak lazım. Depresyondaki bir insan bırakın spor yapmayı, bazı günler yataktan kalkıp duş alacak motivasyonu bulmakta zorlanır. Ama yardım istemiş, tedavi sürecinizi başlatmışsanız, artık ufak ufak kendiniz için bir şeyler yapma zamanınız gelmiş demektir. Ben bolca yürüyüş yaptım önce, günde 6-7 km, kulaklıklarımı takıp yürüdüm, yediklerime dikkat ederek kilo verdim. Aynada gördüğüm insanı beğenmek sarsılan özgüvenimi biraz da olsun toparladı. Kendi küçük dünyamdan çıkmak için bir sürü program yapıp yepyeni insanlarla tanıştım. Yeni insanlar, yeni dünyalar, yepyeni alanlar demek. Tüm toksik insanları hayatımdan çıkarttım, çıkartmaya da devam ediyorum. Beni üzen hiçbir şeye, hiçbir kimseye ikinci bir şans vermiyorum. Sınırlarımı çizdim, ihlal edenlere dur derken çekinmiyorum. Hiçbir şey benden ve benim ruh sağlığımdan daha önemli değil. Bol bol meditasyon yapıyorum, herkese öneririm.


Benim burnout ve depresyondan çıkma hikayem tam olarak bu, bu adımları tek tek takip etmek.


Sonuç olarak, hayat tam olarak da böyle bir şey, düşücez kalkıcaz, sonra yine düşücez , mutlu olucaz, mutsuz olucaz, hayallerimizi gerçekleştiricez, hayal kırıklığına uğrucaz, işimizi kaybedicez yeni bir iş bulucaz, biriyle tanışıcaz mutlu olucaz, ayrılıcaz ve üzülücez ve sonra bambaşka biriyle tanışıcaz. Bazı kapılar kapanıcak, bazıları açılıcak ve hepsinin de belki şu anda bilmediğimiz bir sebebi olucak.


Kendinize hatırlatın : her şey şu anda tam da olması gerektiği gibi...


Comments


You Might Also Like:
bottom of page