İki ders alanın yoga hocası olduğu, iki kişisel gelişim kitabı okuyanın toksik pozitif akıllar verdiği, en stili olmayanların bile kıyafet linki attığı bu internet dünyasında, sadece kendi seyahat ve kişisel tecrübelerimi yazmak istiyordum aslında. Seyahat yazılarım bile, turistik yer tavsiyesinden çok, başıma gelenlerden oluşuyor, kişisel tecrübelerimi sağdan soldan duyduğum güzel sözlerle değil, gerçekten o esnada nasıl yaşadımsa, ondan nasıl çıktıysam tam olarak o şekilde anlatıyorum. Bu yüzden asla bir cilt bakımı yazısı yazacağımı, ürün tanıtacağımı düşünmemiştim. Ama hem çok soru geldi, hem de ben konuyu inanılmaz sevdiğim için bolca ürün denedim, en sevdiklerimi buldum, kutu kutu bitirdim. Zaten 3-5 okuyanım olduğu için, tahmin edersiniz ki sıfır reklam. Aşağıda yazacağım ürünlerin hepsi, tarafımdan denendi onaylandı.
Öncelikle yaşımdan başlayalım. 36 yaşındayım, cilt bakımı hayatıma son 10 senede girdi, ondan önce çok düzensiz krem kullanırdım, şimdiyse baya baya rutinim var. Yaşımdan genç göstermemin ve cildimin çok da fena olmamasının ilk sebebi tamamen genetik. Kardeşim de, annem de, hepimiz yaşımızdan çok daha küçük duruyoruz. Yani her şeyi kullandığım ürünlere bağlayamam. Bunu belirttikten sonra başlayabiliriz.
Ben çok makyaj yapan biri değilim. Hatta lise yaşlarımda, şu andan çok daha fazla makyaj yapardım. Gündüz ve gece aynı 3-5 üründen oluşan varla yok arası bir makyaj yapıyorum. Bunun cilde aslında ne kadar iyi geldiğini anlatamam. Hem doğal bir görüntü, hem de nefes alan bir cilt için ilk önerim sizlere az makyaj yapmanız, ama herkesin zevkine kimse karışamaz. Seven yapsın:)
1) Cildimi sabah uyanınca yıkamıyorum ama akşamları yıkamadan, temizlemeden asla yatmıyorum. Bu cilt yıkama deterjanını bana ilk olarak arkadaşım Aslı hediye etmişti. Kendisi yeni çıkan her markayı takip eder, dener ve beğenirse bizlere de hediye eder veya önerir. O kadar memnun kaldım ki, üçüncü kutuma geçtim bile. Markası son zamanlarda en favori markam: Drunk Elephant
Elinize azıcık sürüp, yine çok az suyla ıslatıp köpürtüyorsunuz. Sonra da yüzünüzü güzelce yıkıyorsunuz. Baya başarılı.
2) Yıkadıktan sonra cildimi pamuk ve tonik yardımıyla temizliyorum. Küçük bir sır, ben toniğe şimdiye kadar hiç para vermedim. Her seferinde, alışveriş yaptığımda tester olarak istiyorum. Denediğim tüm tonikler arasında, en çok Kiehls Calendula tonikten memnun kaldım.
3) Yağlar, benim en çok ilgimi çeken cilt bakım ürünleri. Yine Aslı'nın bana doğum günümde hediye ettiği bir serumla resmen aşk yaşadım, ancak baştan uyarıyorum, bunun fiyatı ucuz değil, yine de imkanı olan alsın, bana (ya da Aslı'ya) çok teşekkür ediceksiniz çünkü böyle bir nemlendirme yok!
Özellikle Luna o kadar güzel nemlendiren bir yağ ki anlatamam. Fiyat olarak bu bana imkansız derseniz, Kiehls yağları öneririm. Özellikle onun da gece yağı baya başarılı.
Ben şu sıralar kullandığım başka bir marka yağlardan da bahsetmek istiyorum. İlk birkaç gün, özellikle Sunday Riley'den sonra yeterince nemlendirmediğini hissetmiş, hatta bir daha almam demiştim ama bunlar cildi o kadar gerginleştirdi ki, baya memnun kaldım: Mad Hippie
C serumunu gündüzleri, A serumunu da geceleri kullanıyorum.
4) Gündüzleri değil ama geceleri, yağ sürdükten sonra geçelim masaja. Yine Aslı (o olmasa ne yaparmışım bilmiyorum) doğum günümde bana rose quartz Gua Sha aldı, bunla cildime 5 dakika masaj yapıyorum. Linki buraya bıraktım. Yapın anacım, farkı görüceksiniz.
5) Bana cilt bakımı rutininde vazgeçemeyeceğin tek bir ürün göster derseniz, yağlardan sonra sürdüğüm Kiehls Hydro Plumping Serum derim. Bundan hayatım boyunca 20 kutu bitirmişimdir abartmak gibi olmasın. Bitince, alana kadar geçen o bir günde, cildimdeki nemsizliği hissediyorum. Mükemmel bir ürün, kendisiyle aşk yaşıyorum.
6) Gelelim yaşın en çok hissedildiği bölge olan gözlere. Senelerce kutu kutu Kiehls avokado göz kremi kullandım.
20li yaşlar için çok ideal bir üründü ama bu sıra göz çevrem için daha yoğun bir bakıma ihtiyaç duydum ve Drunk Elephant'ın 2 ürününü aldım. Önce mavi kutuda olan serumu azıcık sürüyorum, sonra pembe kutuda olan kremi.
7) Göz çevresinden sonra geçelim yüze. Yüz kremi olarak da ara ara farklı şeyler denesem de, dönüp dolaşıp Kiehls yüz kremime geri dönüyorum. Bundan da 20 kutu bitmiştir. Çok memnunum.
8) Gece rutinim burda biterken, gündüzleri makyaja geçmeden önce, yaz - kış fark etmez, en az 30 faktör güneş kremi sürmeden evden dışarı adım bile atmıyorum. Çünkü gerçekten cildinizi en çok yaşlandıran şey güneştir dostlarım. Senelerce Kiehls güneş kremini kullandım çok da memnun kaldım. Şimdi Drunk Elephant'a geçtim, ondan da çok memnunum. Dilediğinizi alın gönül rahatlığıyla.
Göz çevresi kremleri hariç, sürdüğünüz her şeyi, boynunuza da sürmeyi unutmayın.
Şimdi geçelim maskelere. Haftada 3 gün, duştan sonra, kremlerime geçmeden, özellikle de makyaj yapıp dışarı çıkacağım zamanlarda, yüzüm daha da parıl parıl olsun diye, 10 dakika maske yapıyorum. Benim kullandığım 3 farklı maske var, hepsi de güzel bir ışıltı ve nem veriyor. Canım o gün hangisini isterse onu kullanıyorum. Maskeler farklı ama marka aynı: Kiehls
Avokado (yeşil), Calendula (sarı), Turmeric & Cranberry (turuncu) benim kullandıklarım. Duştan çıkınca bunlardan birini sürüp yüzümde 10 dakika bekletiyorum. O esnada ben vücuduma ve saçlarıma yağ sürüyorum, salak salak dans ediyorum, gidip Fiona'yı korkutuyorum, sonra yüzümü iyice yıkayıp kağıt havluyla kurutuyorum, Kiehls yüz kremimi sürüyorum ve makyaj yapmaya hazırım.
Bunlar benim günlük bakımlarım, bir de aylık ve haftalık bakımlarım var.
Ayda bir kez, bildiğiniz klasik siyah noktaları sıktırmalı bir cilt bakımı yaptırıyorum.
Haftada bir gün ise, benim için o gün pazar günü, cildimi güzelce yıkayıp Kiehls'in gözenekleri iyice temizleyen kil maskesini sürüp yaklaşık 20 dakika bekletiyorum.
Diğer maskeler daha çabuk bitiyor ama bu kutu en az bir sene boyunca sizinle. Tüm Kiehls maskeleri arasında tek birini seçme hakkım olsa, bunu seçerdim. 20 dakika sonra iyice yıkayıp (tüm maskeleri boynunuza da sürmeyi unutmayın) yine kağıt havlu ile kuruladıktan sonra (yüzünüzü normal havluyla silmeyin, hep kağıt havlu kullanın) geçiyorum göz altı nemlendirici maskeme.
20 dakika sonra bantları çıkarın ve yağlardan başlayarak gece rutininizi uygulayın, sadece göz kremlerinizi sürmeyin.
Hazır bu yazıyı yazmışken, çok kısaca vücut ve saç bakımımdan da bahsetmek istiyorum. Her duş sonrası ben vücudumu iyice yağlıyorum, böyle bildiğiniz pehlivan gibi. Bu cildi hem besliyor, hem parlatıyor,hem de yumuşacık yapıyor. Birkaç şişe L'Occitane Almond Oil bitirdim bile, onu önerebilirim.
Saç bakımına ise ayrı bir parantez açmak istiyorum. Bundan 5-6 sene önce saçlarım inanılmaz yıpranmış, tüm gürlüğünü kaybetmişti. Ani bir kararla saçlarımı kısacık kestirdim (normalde hep uzun kullanırdım) ve ciddi bir bakıma başladım. Senede 2 defa keratinli brezilya fönü yaptırıyorum. Bu hem saçlarımı düzleştiriyor hem de inanılmaz besliyor. Duşta ise kullandığım 2 marka var. Biri daha uygun fiyatlı, diğeri daha pahalı, ara ara bir onu bir diğerini kullanıyorum ve ikisinden de çok memnunum: Nashi ve Botanicals. Şampuan ve saç kreminden sonra, saçınızın uçlarına, maskelerini sürün, o esnada vücudunuzu ve yüzünüzü yıkayın. Durulayıp duştan çıktıktan sonra ise kesinlikle Nashi'nin argan yağlı saç serumunu sürüp yıkamadan kurutun.
Verecek başka sırrım, önerecek başka bir ürünüm kalmadığına göre, sağlıcakla parıl parıl kalın:)
Comments