top of page

Eksileriyle, Artılarıyla: Smart Working


Kahvemi kaptım, müziğimi açtım, yepyeni bir yazı için bilgisayarımın başındayım. Bu yazının şarkısını anons ediyorum, hazır mıyız? The Finishing - Stavroz. Açtıysanız başlıyoruz!


Neredeyse tam bir sene olmuş evden çalışmaya başlayalı. Tabii benim sahada olmam gereken zamanlar, video çekimleri, televizyon programları, minik konserler, Sanremo gibi festivaller olsa da, onun dışında kalan zamanda tüm işlerimi evden hallediyorum. Dürüst olucam, ben bu evden çalışma işine bayılıyorum!


Ofise gittiğim günlerde, sabahın köründe kalk, koştur koştur Fiona'yı dışarı çıkart, eve dön, ne giyicem diye dolabın başında dikil, saç makyaj yapıp insana benzemeye çalış, hızlı bir kahvaltı yap, koştur koştur koca çantanı sırtlanıp metroya atla, 40 dakika sonra ofiste ol, bir sürü insanın, gümbür gümbür çalan müziğin ortasında (müzik sektöründe olunca malzeme bu, bol bol şarkı dinliyorsun) çalış. Şanslıysan 19.30'da mesai bitiminde işten çık, ki o genelde en erken 20.30'u bulurdu, yine 40 dakikada eve dön, yemek hazırla, evi toparla, tüm gün evde yalnız kalmış Fiona'nın gönlünü yap, yatağa atla, Netflix aç ve 10 dakika sonra uyuyakal. Ofis zamanı hafta içleri hayatım tam olarak buydu, ne bir eksik ne bir fazla.


Şimdiyse sabahları kalkıyorum, bir 10 dakika yatakta Fiona'yı öpüyorum, ohh zaten güne 1-0 önde başladım. Sakince kahvemi koyuyorum. Kahvaltıdan önce spor, ya evde kendi egzersizlerimi yapıyorum ya da sabah 6 km Fiona ile yürüyorum. Fiona hiç sevmiyor o yürüyüşü ama evdeki egzersize o da katılıyor. Ben hareketlerimi yaparken üzerime atlıyor, zıp zıp zıplıyor, o da topuyla oynuyor. Sonra meditasyon, terasımın camları açık, içeri püfür püfür bir hava girerken masmavi gökyüzüne bakıp kendimi o yoğun güne hazırlıyorum. Yürüyüş yaparken de 20 dakikamı yürüyüş için olan meditasyona ayırıyorum. Sonrası güzel sakin bir kahvaltı, Kısmetse olur izleye izleye. Yıl oldu 2021, program biteli 4 sene olmuş, artık bölümleri ezbere biliyorum ama hala bayıla bayıla izliyorum. Fiona'nın dışarı çıkışı da hallolduysa, kahvemi yapıyorum, klasik müzik açıyorum evde, geçiyorum bilgisayarımın başına. Sıfır makyaj, rahat pijamalar, toksik insanlar yok yanımda. Rahat rahat çalışıyorum. Tabii bolca zoom üzerinde sonsuza giden toplantılar yapa yapa. Şu zoom toplantılarını hiç sevmiyorum. Karantina başlarında düzgünce giyinir, makyajımı yapar, kameramı açardım, şimdi sürekli siyah ekranım. Ay kim uğraşıcak artık makyajla falan.


Smart workingin en ama en kötü yanı, artık mesai saati diye bir kavramın kalmamış olması. Nasılsa evdesin diye, saat akşam 21.30'a konulan toplantılar mı dersiniz, gece 23.00'te rahat rahat arayan iş arkadaşları mı, hepsi var, bilgisayarım 1 senedir tam kapanmadı, her sabah yeniden başlat butonuna tıklıyorum. Sonsuz bir çalışma hayatı var, ama yine de o gün bitince eve dönüş yolu diye bir şey yok, bilgisayarın ekranını indirince hooop bitti.


Bu durumdan en çok Fiona memnun. Ben evden çıkarken boynu bükük bükük bakardı, çok üzülürdü evladım. Şimdi 7/24 yan yanayız. Bazen çalışırken gidip onu mıncırıp geri dönüyorum işe. Bayılıyorum onunla sürekli yan yana olmaya. Sadece ona değil artık kendime de daha çok vakit ayırabiliyorum. Sabah kendime adadığım 2 saatim var, hem de uykumu alabiliyorum. İşe gidicem diye sabahın köründe kalkıp yollara düşme vaktini tamamen kendime ayırdım. Bundan daha büyük bir lüks olabilir mi?


Peki ya sosyalleşme isteğimiz? Ben birkaç haftada bir iş arkadaşlarımı zaten görmek zorunda olduğum için ofis ortamına karşı derin bir özlem çekmiyorum açıkçası. Aralarından sevdiklerimle bol bol telefonlaşıyoruz veya hafta sonları bir şekilde görüşüyoruz. Sevmediklerimi de haftanın 5 günü görmek yerine kırk yılda bir görüyorum. Ayrıca sosyalleşmek için hiç bir zaman ofise ihtiyaç duymadım, ben memnunum insanlardan uzaklaştığım için. Büyüdükçe, yaşlandıkça demeye dilim varmıyor, iyice çekilmez bir insan mı oldum nedir, ama ne kadar az insan o kadar mutlu yaşam.


Peki smart workingin avantajları bitti mi? Bitmedi. En güzel şeylerden biri ne derseniz, istediğim yerde çalışıyor olabilmek derim. Hele yazın herkes memleketine dönünce 1.5 ay annemlerin dizinin dibinde, evde, deniz kenarında resmen huzur dolu çalıştım. Nasılsa konserler daha olmucak, büyük ihtimalle bu yaz da İstanbul'a giderim temmuzdan. Ağustos sıcağında ofiste olmamak kadar güzeli var mı dostlarım?


Bitmeyen mesai saatlerinin yanına, eksi olarak ekleyebileceğim bir şey de elektrik ve mutfak masrafı olabilir. Bunlar baya arttı yalan yok. Benim evim çatı katında ve yalıtım çok kötü. Yazın çok sıcak, kışın çok soğuk, o yüzden kışın bolca elektrikli ısıtıcı çalıştırıyorum yazın da klima. Faturalar küçük bir kalp krizi. Sürekli evde yemek zorunda olduğum için yemek masrafım da arttı ama olumlu yönünden bakıcak olursak, en azından artık sağlıklı yiyebiliyorum.


Eksileriyle artılarıyla bir teraziye koyacak olursak, ben çok sevdim bu evden çalışma işini. Covidin tek hayırlı yönü benim için bu oldu diyebilirim. Umarım pandemi bitse bile ofise dönmeyiz ve bu çalışma biçimi kalıcı olur. Dinimiz, amin.



Commentaires


You Might Also Like:
bottom of page