top of page

Instagram vs Reality: Seyahatin Pürüssüz Olmayan Yüzü

  • gozde gulsoy
  • 13 Oca
  • 4 dakikada okunur

Evveet, her sene iki büyük seyahat hedefimin ikinci seyahatini de yaptım geldim, 2024 dosyamı da kapattım. Singapur ve Filipinler hakkında ayrı ayrı detaylı seyahat yazısı gelicek ama ben bugün başka bir şey için burdayım. Bu büyük seyahatten o kadar çok şey öğrenip döndüm ki bir yazı daha eklemek istedim. Öncelikle belirtmek isterim ki tüm aksiliklere rağmen o kadar güzel bir tatil oldu ki daha dönerken özlüyordum kendisini. Asla unutmayacağım bir sürü an var, kendimi çok şanslı hissediyorum ve daha şimdiden bir sonraki yeni yıl biletlerime bakmaya başladım bile. Uygun anı bulduğum an- yani uygun fiyattaki bileti- hemen organize olucam.


Gelelim bu yazıya ve başlığa ve neden bu seyahatin bu yazıya ilham olduğuna. Dostlarım, şöyle bir Filipinler El Nido yazın instagramınıza, google’a ve bakın nasıl fotoğraflar çıkıyor. Masmavi bir gökyüzü, turkuaz sular, bakir bir ada… İşte ben o instagramda gördüğüm fotoğraflara vuruldum ve taa nisan ayından aralık için biletimizi aldım. Bu arada bizim gideceğimiz tarihler kuru sezon, yani yağmur olmayan dönem. Nisan- aralık arası tüm organizasyonlar yapıldı, hayaller kuruldu, yazlık bavullar dolduruldu, turkuaz sulara ve mavi gökyüzüne hazır olundu. Veee El Nido’ya ayak basıldı. Şimdi size unutulan, en azından benim unuttuğum bir gerçeği hatırlatıcam, Filipinler tropikal iklim. Tekrar ediyorum Filipinler tropikal iklim. Arka taraftaki duymayanlar için, El Nido tropikal bir ada! Kısacası kuru dönemde gittim yağmur olmaz demeyin. Öyle bir oldu ki, öyle bir yağdı ki, sanki tüm ada birleşip yağmur duasına çıkmışız gibi, ki çıkmadık yani manyak değiliz, gelmişiz kuru kuru oturmak istiyoruz kuru dönemde. Şimdi durum şu, motorla çıkıyoruz 50 dakika yolumuz var, başlıyor önce yağmur, hemen bir yerlerde duruyoruz çünkü TROPİKAL ada olduğu için ani yağmurlara karşı yer yapmışlar yollarda saklanıyorsun, 5 dakika sonra yağmur bitiyor yola devam ediyorsun, güneş hafif kafasını gösteriyor kuruyorsun oh mis, sonra hooopppa birazdan yine yağmur. Biz biraz ambale olduk. Dört kişilik grubumuzdan üçümüz baya bu dengesizlikle eğlendik ama aramızdan biri maalesef seyahate, hele hele uzak seyahate, hele hele Asya’ya alışık olmadığı için biraz sorun yaşadı. Her ne kadar bize çaktırmak istemese de ,bir kişinin moral bozukluğu tabii ki grubun geri kalanını da azıcık etkiliyor. Bu, bu arada bambaşka bir blog yazısı konusu. Biz şimdi hayaller ve hayatlar, yani güneş ve yağmurun savaşına dönelim. Bu savaş böyle devam ederken, benim içimde de başka bir savaş oluşmaya başladı. Bir yandan çok mutluyum orda olduğum için, deniz kenarındaki tatlı kumsalda o tatlı mekanda çıplak ayaklarla içtiğim Pina Colada için, yanımdaki insan için, biraz evvel yaptırdığım o masaj için, haftanın hangi gününde olduğumuzu unutabildiğimiz için. Bir yandan hayalkırıklığı yaşıyorum güneş bu kadar cimri olduğu için, çok beklediğim o turkuaz suları ucundan görüp biraz sonra kaybettiğim için. Kendi kendimle böyle bir çatışma yaşamaya başladım. Sonra dedim ki, niye her deneyimi olduğu gibi almıyoruz, niye beklentilerimiz bu kadar yüksek. Ve öncelikle instagramı suçladım ama merak etmeyin sonra kendimi de suçladım. İnstagramdan başlayalım mı cezasını kesmeye?


Seyahat beklentileri, deneyimi gölgeleyebiliyor ve bunun en büyük suçlusu Instagram. Seyahatten önce kafamızda belirli bir imaj oluşturduğumuzda (özellikle sosyal medya etkisiyle), bu imaj gerçeklikten kopabiliyor. Örneğin, Instagram’da hep turkuaz denizler ve güneşli günler görüyorsun ama kimse yağmurlu, bozuk yolları ya da yorgunluk ve hastalık anlarını paylaşmıyor. Bu da beklentiyi fazlasıyla yükseltiyor. Ancak gerçek seyahat, her zaman pürüzsüz ve mükemmel olmak zorunda değil. Aslında her seyyah bilir ki hiç bir seyahat pürüzsüz ve mükemmel olamaz. Peki ben bunu bilmeme rağmen neden ben bu oyuna geldim? Kendi kendime karar verdim, bir daha hiç bir zaman beklentiyi bu kadar yükseltmeme izin vermicem. Bundan sonra çok daha esnek olucam seyahatlerimi planlarken ‘Gidersem süper olur, orayı görürsem çok mutlu olurum ama göremezsem de başka zaman yine gider görürüm.’  mottom olucak. Yapılacaklar listemi zorunluluklar listesi gibi yapmıcam mesela bir daha. Seyahatin gerçek hayat gibi olduğunu kabul edicem, büyülü bir dünya veya büyülü bir deneyim değil, tıpkı hayat gibi içinde güzel anlar, kötü anlar, beklenmedik anlar, sen plan yaparken başına gelenler var. Seyahate bu kadar da ulvi bir anlam yüklememeliyim, her şeyin mükemmel gitmesini bekleyip kendime de bu baskıyı yapmamalıyım.


Son olarak, aslında o yağmur yağmasaydı unutulmaz anlar listeme giremeyecek bir an vardı. Gece saat 22.00. Çok tatlı bir mekandan çıktık, Pina coladalar içilmiş, tatlı müzikler dinlenmiş, motorumuza atladık, dediğim gibi gideceğimiz otele 50 dakika yolumuz var. Yolun yaklaşık 10. dakikasından itibaren ışık yok, birkaç kişi dışında kimsecikler yok, yolun üzerindeki farklı köylerden geçe geçe kendi koyumuza varıyoruz. Mükemmel bir doğa, çok sevilen bir insanın arkasına yerleşmişim motorda, dünyanın öbür ucunda Filipinler’deyiz, kendimi o kadar özgür hissediyorum ki. Ve yağmur başladı, bardaktan boşalırcasına, beş dakika sürer gece gece hiç durmayalım dediğimiz yağmur 20 dakika sürdü. Bir noktada o kadar çok gülmeye başladık ki. Sadece ikimiz, ışıksız bir yolda, yağmurun altında, tropikal bir adada. Bunu bile özledim. Bir kitabın başlangıcında görmüştüm, hayat ne yaşadığınızdan çok nasıl anlattığınızdır. Aynı hikayeyi hem çok kötü hem çok romantik anlatabilmek bizim elimizde. Hangisini seçicez? İnstagramda gördüklerimize benzemeyen her şeyi kötü mü görücez yoksa iyisiyle kötüsüyle kendi hikayemizi mi sahiplenicez? Bundan sonra her seyahatte, sadece Instagram’daki mükemmel anları değil, beklenmedik yağmurları da kucaklayacağım. Çünkü her şeyin mükemmel olmasını beklerken, hayatın gerçek güzelliklerini kaçırmak istemiyorum artık.

Comments


You Might Also Like:
IMG_2924
IMG_3424
IMG_1230
About Me

 Herkese Merhaba!

Ismim Gozde Gulsoy.

 

1986 yilinin mayis ayinda Victoria’s Secret meleklerine bir tepki olarak dogdum.

 

Ortaokul ve liseyi Italyan lisesi’nde bitirdikten sonra, universite icin Italya’nin Milano sehrine tasindim. 

Bocconi Universite’sinden ustun basarilarla mezun olduktan sonra (universiteyi 2 sene uzatmak da bir basaridir.) Istanbul’a geri dondum. 2011 yilindan 2017 yilina kadar tekstil sektorunde calistim.

Su anda Istanbul’un Bomonti semtinde, fransiz bulldogu kizim Fiona ile yasiyorum

Read More

info@benburayaasikoldum.com

Join my mailing list

Search by Tags

© 2023 by Going Places. Proudly created with Wix.com

bottom of page