top of page

Noel Tatilinde Dubai


Aralık ayı ve Noel tatili denince aklımıza genelde kar, kış, dağ ve soğuk gelir. En azından benim böyle gelirdi. Bu sene bu kaderimizi değiştirip sıcak bir yerlere bir kaçamak yapmak istedik kardeşimle ama maalesef her yerde karantina vardı. Tek bir yer hariç: Dubai. (Aslında Maldivler de vardı ama küçük bir maaliyet hesabı yapıp, uzatmadan konuyu kapadım.)


Dubai şimdiye kadar neredeyse hiç radarıma girmemişti. Bunun başlıca sebepleri: yapay olan şeyleri sevmemem ve Dubai'yi (kimseyi alındırıp gücendirmek istemem, herkese saygım sonsuz) biraz escort şehri gibi görmem...Tüm önyargılarıma rağmen, hem İstanbul'dan 4.5 saat gibi kısa bir sürede denize girebilecek olmamız hem de hiç karantina olmaması sebebiyle Göksu'yla Dubai biletlerimizi aldık. Tam 2 ay boyunca, bir excel üzerine inci gibi işleyerek çok optimum 4 gece 5 günlük bir program çıkardım ve 25 Aralık 2021 günü, sabaha karşı Dubai uçağımıza atladık ve tatilimiz başladı.


Dubai uçaklarının saatlerinin çok saçma olmasıyla başlamak istiyorum konuya. Sabah saat 01.30 uçağına bindik, Dubai saatiyle sabah 07.30'da ordaydık. Zaten pcr testimizi yaptırıp uçmuştuk, havaalanına inişte bir kez daha test olduk ama her şey baya hızlıydı. Doğruca otelimize gittik. Downtown'daki Taj Dubai otelinden baya memnun kaldık. Odalar geniş, yataklar inanılmaz rahat, manzara çok güzel, her şey tertemiz, çalışanlar baya güleryüzlü. Kesinlikle öneririm. Normalde check in saati biliyorsunuz saat 15.00 ama odamız çoktan hazır olduğu için bize erken check in yaptırdılar ve böylece test sonucumuz bize gelene kadar uyuyabildik.

İlk gün, uçakta uyuyamayacağımız için çok yorgun olacağımızı hesapladığımdan relax bir beach günü yapmaya, Mykonos'tan tanıyıp sevdiğim Nammos'a gitmeye karar verdik.




Gerçekten de bütün gün plandığımızı yaptık. Güneşin altında uyuduk, denize girdik, sezlongta sushi & şarap keyfi yaptık. Mekanda hem düzgün insanlar vardı, hem biraz escort tarzı olanlar, hem de mayosundan telefon kabına kadar her şeyi Dior olan aşırı zengin insanlar. 10 yaşındaki erkek çocuğunun elinde bir Dior çanta olmasını mesela asla anlayamıcam. Neyse, zenginin malı züğürdün çenesini yormasın, ne diyelim...



Saat 18 gibiyse happy hour başladı, canlı müzikle. Aşırı çılgın değildi ama yine de özlemişim.. Hele hele aralık ayında bir plajda happy hour çok da iyi geldi.

Çıkıştaysa akşam yemeği için, baya başarılı bir fast foodçu olan Salt'a gittik. Denk gelirseniz ve pis yemek isterseniz şiddetle öneririm.


Ertesi günün tamamını turistik geziye ayırmıştım. Bir önceki gece erken yattığımız için sabah enerjik uyandık, güçlü bir kahvaltı ettik ve otelimizden yürüyerek Burj Khalifa'ya geçtik.



Burj Khalifa'nın tepesine çıkmak artık turistlerin Haccı gibi bir şey olmuş burda. Ben biletlerimizi önceden viator.com'dan almıştım. Turistik olmayan saatlerde almama rağmen çok ucuz bir şey değil. Çıkarken yine de 1 saate yakın sıra bekliyorsunuz, aynı şekilde iniş esnasında da asansör sırası var. Bugün bana sorsanız, illa yapılması gereken bir aktivite mi diye, hayır derim. Ama insan kendini mecbur hissediyor, Dubai'ye kadar gelip çıkmamak olmazmış gibi. Sizin için illa yapılması gereken bir aktivite değilse, atlayın bence. Çok da bir şey kaybetmezsiniz.


Burdan Old Dubai'ye, Creekside'a geçtik. Dilerseniz bu teknelere binip karşı kıyıya geçebilirsiniz biz yapmadık.

Yalan söylemicem ben old town'ı pek sevmedim. Hele hele Gold souk falan, Avrupalı turistlere enteresan gelebilir de, bizim gibi Kapalıçarşı'yı, Mısır Çarşı'sını bilenler için pek bir numarası yok. Ayrıca ben hiç sevmiyorum insanlara yapışıp bir şeyler satmaya çalışan ısrarcı satıcıları.


Yine old townda Al Seef tatlı bir yer ama çok da eski olmadığını bildiğiniz için tarihi bir hava almıyorsunuz. Yaptıklarınızın gayet yapay şeyler olduğunun hep farkındasınız. Benim ısrarla Al Seef'e gelme sebebim, burdaki Starbucks'tı:

Bence Bebek Starbucks'tan sonra en sevdiğim Starbucks olabilir. Mimarisi çok tatlı geldi bana.





Old Town'ın aslında tarihi olmaması, ısrarcı satıcılar derken, geri kalan tarihi geziyi yapmaktan vazgeçtik. Bize biraz vakit kaybı olarak gelince bari o meşhur alışveriş merkezini gezelim diyerek downtowna geri döndük. Ben çok alışveriş merkezi insanı değilim. İstanbul'da binlercesi var, burda yaşarken de çok mecbur olmadıkça hiç birine gitmezdim. Alışverişi ya açık havada, Nişantaşı gibi yerlerde yapmayı severim ya da online ama madem bu mall bu kadar meşhur, görmemek olmaz diyip gittik.


Mall dönüşü, otelimize bu sefer başka bir yoldan, Sheikh Mohammed bin Rashid Boulevard'dan yürüdük, inanılmaz güzel süslenmişti:


2. günümüzün akşam yemeği için Madrid'teki favori restoranım Amazonico'nun Dubai şubesine rezervasyon yaptırmıştım. Göksu'nun çok yakın arkadaşı Oral da iş için Dubai'deydi şansa, o da bize katıldı. Amazonico'da yemekler yine inanılmaz başarılıydı fakat fiyatlar çok ama çok abartı geldi bana. Avrupa'da yediklerimizin hesabı bu gelse,o restoranı barındırmazlar.





Hazır pahalılıktan bahsetmşken, 3. günümüze geçmeden size kısa kısa Dubai bilgileri de veriyim. Pahalılık hakkında paragraflar yazabilirim ama bu konuyu orda kesicem. Bu blog yazılarımın hiç birinde özellikle fiyat vermiyorum, biraz görgüsüzlük gibi geliyor ama sizler giderseniz veya söylediğim yerlere googleda bakarsanız, biraz bilgi edinirsiniz. Bunun dışında ama ulaşım Dubai'de ucuz ya da en azından biz uber kullanarak ucuza getirdik. Gittiğimiz mesafelerden en pahalısı 15 euroydu, araba kiralamaya hiç gerek kalmadı. Maalesef yürümeye uygun bir şehir değil, bu da aklınızda bulunsun. Öbür taraftan Dubai tam bir tezatlıklar şehri, bir yanda escortlar (çok altını çizdim ama inanın az değiller) diğer yandan halkın gittiği plajlarda veya restoranlarda alkolün yasak olması, bir yanda çılgın eğlenceler, öbür yanda ezan okunurken tüm mekanların müziği kapatması...Dubai'de dikkatimi çeken bir diğer şeyse, aşırı güvenli olması! Asla hırsızlık olmayacakmış, kimse sizi taciz etmeyecekmiş gibi bir güven var şehirde. O konuda adeta bir İskandinavya. Sadece çok eğitimli yabancı yaşamasından dolayı değil, ortadoğulu kesim de bu güven ortamının bir parçası olmuş. Kendimi bir saniye bile tehlike altında hissetmedim veya asla huzursuz olacağım bir ortam oluşmadı.


İkinci gün, turistik gezinin bizi çok tatmin etmediği ama akşam yemeğinin leziz olduğu bir gün olarak geçtikten sonra, geldik seyahatimizin bizce en güzel günü olan 3. gününe. Blogda bir önceki yazımda yazdığım gibi, biz skydiving yaptık!

Detayları şurdan okuyabilirsiniz: tık tık

Skydiving bittikten sonra yemek yemek ve denize girmek için La Mer'e gittik. Birçok restoranın ve güzel bir halk plajının olduğu tatlı bir bölge burası:





Bana, Bomontiada'nın kumsallı versiyonu gibi gelen La Mer'de önce hızlıca bir şeyler atırştırdık, sonra plaja havlularımızı serip günün geri kalanında denize girip güneşlendik.


Akşam inanılmaz bir yere rezervasyonumuz vardı: Atlantis Hotel'in içindeki Ossiano.

Burayı seçme nedenim, skydiving yaptığımız günün bir hikayesi olmasını istememdi. Şöyle ki, güne kendimizi gökyüzünün tepesinden atarak başlamıştık ve bir deniz altı manzarası içerisinde yemek yiyerek bitirecektik.


Yemeğe bir saat erken giderek önce biraz Atlantis Hotel'i gezdik, gerçekten inanılmazdı.



Ve sonra akvaryumlar içindeki restoranımıza geçtik. Nefes kesici derler ya, tam olarak öyle. Ossiano'da ben Dubai bileti aldığım gibi rezervasyon yaptırmıştım. Menü, yedi tabaktan oluşan tadım menüsü. Normalde tadım menülerinde ben aç kalırım ama burda artık tatlıları yiyemedim bile, neredeyse patlayacaktım. Yemeklerin hepsi birbirinden iyiydi ve servis yaklaşık 4 saat sürdü. Bence burası verilen parayı sonuna dek hakeden, inanılmaz büyüleyici bir yerdi.







Tahmin edebileceğiniz gibi, tatilin en güzel günü, bu gündü.

Son günümüzde, Dubai'de yapılması gereken başka bir aktivite ayarlamıştım: Çöl gezisi

Bu ayarlamayı da her zamanki gibi viator.com üzerinden yaptım. Çöl gezileri ya sabah erken saatte yapılıyor ya da gün batımında. Gün batımı turlarının hepsinde dansöz gösterisi ve nargile vardı. Biz Türküz dostlarım, dansöz falan bize egzotik gelmiyor, bu sebepten daha kısa olan gündüz turunu ayarladım ben. 6 kişilik küçük bir ekiple gezicektik. Sabah şöförümüz ve tur rehberimizi bizi bir jeeple aldı ve yollara koyulduk. İlk durak deve gezisi:



Lütfen son fotoğrafta surat ifadelerimize zoomlayın:) Bu deve olayı da yine bana çok enteresan gelmiyor ama çöl turuna dahildi yaptık. Şimdi bu turda biz bir turist tuzağına düştük size onu anlatıcam. Normalde bu turun fiks fiyatına dahil olmayan, ekstra isterseniz alacağınız bir atv turu vardı, ben onu almamıştım çünkü küçük bir alanda yapılıcaktı, çok enteresan gelmicekti. Ben birkaç dakika için yokken, Göksu atvyi duyduğu gibi bensiz ayarlamış. Maalesef ona limitli kapalı bir alanda yapılacağı söylenmemiş, o da bizim Mısır'da yaptığımız gibi atvli bir çöl safarisi olduğunu sanmış. Baya gereksiz ve sıkıcı bir aktiviteyle kazıklanmış olduk canımız sağolsun.


Bu turu alma sebebim ve bence highlightı, çöldeki yükseltilerde yapılan Jeep safariydi. Bu kısım baya adrenalin dolu ve eğlenceliydi. Ondan sonra da sandboard vardı. Onu Göksu denedi, bense fotoğraf çekmekle ilgilendim.





Dürüst olmam gerekirse, bu turla ilgili kafam karışık. Şimdi Dubai'ye kadar gidip bir çöl turu yapılmasa olmazdı ama bu da gereksiz uzun bir 4 saat oldu. Deve ve atv kısımlarını sevmedim, jeep safarisi güzeldi, sand board eh.


Günün geri kalan kısmında ise, inanılmaz güzel bir halk plajı keşfettik: Jumeriah 3. Upuzun, bakir, insanların dipdibe olmadığı, sadece tek bir yemek yerinin olduğu baya güzel bir yerdi. Plaj olarak bizim için seyahatin highlightı burasıydı. Önce ismi Feels olan, beachteki tek mekanda sağlıklı ve güzel bir yemek yedik, sonra saatlerce plajda takıldık.


Akşam yemeğinden önce, Dubai Mall'daki, saat 18.30'dan sonra, yarım saatte bir olan fıskiye gösterisini izlemeye gittik. Ordan Dubai Marina'ya geçip Göksu'nun masterdan bir arkadaşı, Oral ve Oral'ın Dubai'de yaşayan iki arkadaşıyla Pier 7'deki restoranlardan birinde yemek yedik. Yemek iyi değildi ama manzara mükemmeldi.

Sadece kışın denize girmek beklentisiyle gittiğimiz Dubai'yi ben baya sevdim, hatta imkanım olsa, bir sene çalışmak için yaşamak bile isterim, o derece kanım kaynadı. Bir sürü yeni deneyim, güzel yemek, güzel mekan ve denizle dolu harika bir tatil yapıp ertesi gün İstanbul'a geri döndük. Seneye noel tatilinde Abu Dhabi'yi gezmek istiyoruz. Gerçi daha bir sene var, bakalım o zamana kadar neler olucak.




Comentarios


You Might Also Like:
bottom of page