top of page

Sanremo 2021: Yorgunum Dostlarım




Bir Sanremo maceramın daha sonuna geldik. Geçen sene ilk Sanremo'mu yapmış, iş arkadaşlarımın deyimiyle vaftiz edilmiştim. Bu yıl aşağı yukarı nelerle karşılaşacağımı biliyordum, her ne kadar kendimi hazırlamış olsam da, yine de çok yorucu, stresli ama bir o kadar da güzel bir tecrübe oldu.


Sanremo'ya bu sene yarışmacı olarak değil, süper misafir olarak katıldık. Yani 5 gecenin her birinde bir show yapmamız istendi. Aralık itibariyle çalışmalar başladı. İlk ay kreatif proje hazırlandı. Projenin bu kısmında ben yokum, benim işim, tam olarak yaratıcı ekibin işi bittiği, sunumu hazırlandığı anda başlıyor, onların hazırladığı 'hayali' gerçeğe dönüştürmekse benim çalıştığım ekibin görevi. Geçen sene sanatçı asistanı olarak katıldığım Sanremo projesinde, bu sefer proje müdürü sıfatıyla çalıştım ve ocak sonuna doğru gece gündüz, haftasonu demeden çalıştığımız bir döneme girdik. Her öğlen ve her gece olmak üzere (gece dediğim saat 23'ten sabah 2'ye kadar süren) günde 2 toplantımız oluyordu. Şu satırları yazdığım bu ana kadar daha haftasonu tatili yapmadım. Cumanın bir önemi, cumartesinin pazartesiden bir farkı kalmadı. Özellikle son 2 hafta günde yaklaşık 18-19 saate kadar çıktı çalışma saatlerimiz. Değdi mi derseniz sonuna kadar derim...


Benim çalıştığım sanatçı, biraz İtalya'nın Lady Gaga'sı sayılıyor diyebilirim. Yani sadece şıkır şıkır giyinip şarkısını söyleyip sahneden inmiyor. Her sahneye çıkışımız bir olay çünkü her seferinde inanılmaz kostümler giyiyor, zaten kendisi Gucci'nin İtalya elçisi, değişik makyajlar, burda da sponsorumuz yine Gucci Beauty ve özel efektler kullanıyoruz. Üç Sanremo'dur değişmeyen bir şey varsa, o da kendisinin her seferinde en konuşulan olması. Tabii ki sadece iyi yorumlar yok, aksine en acımasız eleştirileri de biz alıyoruz ama bu, festivalin en renkli katılımcısı olduğu, insanların 'Bakalım bu akşam yine ne haltlar karıştırıcak?' merakıyla ekrana yapıştığı gerçeğini değiştirmiyor.

Açılış gecesinde kanlı gözyaşı döktük:

Yaklaşık bir aydır, bu özel efekt için kaygılanıyorduk. Canlı yayın olduğu için bir aksilik çıkabilirdi, pompa çalışmayabilirdi vs vs. Lauro sahnedeyken, biz tüm ekip nefesimizi tutup televizyona yapışmıştık. Ve şarkının o anı geldi, herkes nolur çalışsın diye dualar ederken gözyaşları dökülmeye başladı. Elimde o anın videosu var, herkes çığlık çığlığa birbirine sarılıp zıplıyor, sanki ölüm döşeğinden hasta kurtardık, covide çözüm bulduk, uzaya roket fırtlattık öyle bir sevinç.


İkinci gece muhteşem bir antik Yunan gecesi oldu:


Bu iki gece gerçekten iyi gitmişti ki üçüncü gece çuvalladık. Ünlü İtalyan sanatçı Mina'yı canlandırdığımız showumuzda sahnede o kadar fazla şey olup bitiyordu, yönetmenin yaptığı çekimler o kadar kötüydü ki, hiçbir şey anlaşılmadı.


O gece show bittikten sonra sabahladık. Saat 6'ya kadar toplantı yaptık. Ben normalde kreatif toplantılarda çok konuşmam, ancak ertesi akşam Lauro gelinliğe benzer Gucci bir elbise giyicekti, gecenin teması Punk Rock müzikti ve farklı birşeyler yapmak istiyordu. Bir anda Youtube'dan düğün marşının rock versiyonunu açtım, gelin olarak merdivenlerden aşağı inmesini, gitaristinin kafasında duvak olmasını ve sembolik bir düğün yapıp damadın duvağını açıp onu öpmesini önerdim.

Fotoğraftan da görüleceği üzere öneri geçerli notu aldı...


Ve son akşam geldi çattı...O son gece ilk defa çok normal bir elbise ve normal bir makyajla çıktı sahneye.

Herkes 'Tamam bu akşam herhangi bir sürpriz yok.' diye düşünürken, şarkının bir yerinde şimdiye kadar aldığımız tüm hakaretler, acımasız yorumlar duyulmaya başlandı. O esnada gömleğini açtı, ve göğsünü delip geçen güller ortaya çıktı veeee o güllerden de kanlar akmaya başladı.




Ayların yorgunluğuyla o beş geceyi de atlattık. Yalnız bu Sanremo'da bizi en çok zorlayan şey, günlerce süren uykusuzluk değil covid oldu. Şubat ortası hepimiz kendimizi karantinaya aldık ve 2 günde bir test olduk. Ekipten tek bir kişinin covid olması demek hepimizin karantinaya girmesi ve Sanremo'ya gidememek demekti. Gitmemize 2 hafta kala korkulan oldu, Roma'da yaşayan makyaj uzmanımızın test sonucu pozitif çıktı. Hiç birimiz onla temasta bulunmamıştık ama 2 hafta kala yerine birini bulmak zorunda kaldık. Yaklaşık 25 kişilik ekibimizin karantinası Sanremo'da da devam etti. 3 adet villa kiraladık, her gün test olduk ve birbirimizden başka kimseyi görmedik. Dışardan gelen herkes eve girmeden test olup öyle girebiliyordu. Bir ay boyunca arkadaşlarımı göremedim, yoğunluktan ailemle konuşamadım, bir de üstüne Sanremo'ya çoktan bahar geldiği için 10 gün boyunca ağır alerji altında çalıştım. Aldığım ilaç bir de uyku yapıyordu ki sormayın, zaten günde sadece 4 saat uyuyabiliyordum, bir de üstüne alerji ilaçları... Öldüm öldüm. Milano'ya döndüğümden beri gece 10'da yatağa girip sabah 10'dan önce kalkmıyorum. Hala hiç ara vermeden çalışıyoruz ama en azından arkadaşlarımla bir akşam yemeği yiyebiliyorum ve uykumu alabiliyorum.


Yine de, başta söylediğim gibi, her şeye değdi. Hele aşağıdaki teşekkür postunda yazan ismimi görünce...



Comments


You Might Also Like:
bottom of page