top of page

Yaptık Bir Çılgınlık: Dubai'de Skydiving

  • gozde gulsoy
  • 30 Ara 2021
  • 5 dakikada okunur

2021'nin son günlerinden merhaba!

Bu çılgın yıla, çılgın bir aktiviteyle veda etmek istedik ve biz, Dubai seyahatimizde bir de skydiving yaptık! Çayınızı kahvenizi alın, koltuğunuza şöyle iyice bir yerleşin ve adrenalin dolu bir yazıya hazırlanın!


Skydiving uzun zamandır yapmayı çok istediğim bir şeydi, hatta İtalya'da da yapılan bir yer vardı ama bir türlü organize olamadım, kısaca benle bunu yapıcak birilerini bulamadım. Aslında en çok Dubai'de yapmak istiyordum çünkü duyduğum kadarıyla en güvenli skydiving yapılacak yer buradaydı. İlk Dubai seyahatimde kesinlikle yapıcaktım bunu, emindim. Bundan bağımsız olarak, Göksu'yla uzun zamandır bir abla - kardeş macerası yapmamıştık. Noel tatilinde bir yerlere kaçmak çok istiyorduk. Sıcak ve egzotik bir destinasyon olmalıydı ama seçtiğimiz her yerde önce karantina yapmak gerekiyordu. Dubai bizim seyahat listemizin hiç bir zaman üst sıralarında olmamıştı, bunun sebepleri de Dubai yazıma kalsın ama baktık her yer karantina, sıcak ve rahatça gidilebilecek tek yer Dubai, o zaman hadi bakalım dedik ve biletlerimizi aldık. İkinci aldığımız biletse skydiving biletlerimizdi ve biz heyecanla o günün gelmesini bekledik.


Ben bileti alış günümüzden, yapacağımız günün gecesine kadar hiç birşey hissetmedim. Ne korku, ne heyecan, hiç birşey...Son gece kafası geldi...Göksu da ben de çok zor uyuduk. Sabah telefonun alarmı çalınca uyandım, o gün bugündü, birazdan kendimi bir uçaktan aşağıya atıcaktım, manyak mıydım neydim? Bana bir şey olmasından çok kardeşime bir şey olmasından korkuyordum çünkü annem beni öldürürdü ve annemin elinden ölüm, uçaktan düşüp ölmekten çok daha acılı olurdu :) Aynı korku Göksu'da da vardı, biz o minik sevimli kadından, dünyadaki en korkunç şeylerden bile daha çok korkuyorduk.


Sabah erkenden yollara düştük ve saat 8.30'da Skydiving yapacağımız yere vardık. Önce boy ve kilomuz ölçüldü. Bu, bizimle uçacak kişiyi belirlemek içindi, sonra ismimizin çağrılmasını bekleyeceğimiz alana gittik.


Skydiving yapacak herkes bu alanda tıpkı birer kurbanlık koyun gibi isminin söylenmesini bekliyordu. Ara ara tıpkı bir tatilköyü animatörü enerjisiyle mikrofonlu bir adam geliyor, bir sonraki uçuşa gidecek insanların adını anons ediyor ve onları uçuşa hazırlanacak alana götürüyordu. Burda bir şarkı takıldı dilime, gideeeeğn gelmiyooor acep nedendiiiirrr?, diye. Yaklaşık bir saat sonra bizim isimlerimiz okundu enerjik bir şekilde önce neler yapacağımızın anlatıldığı video odasına , sonra da hazırlanacağımız alana götürüldük. Her atlayışı 6 kişilik gruplar halinde yapıyorsunuz. Bizim grubumuzda Göksu, ben, bir anne - oğul, bir Hintli kadın ve yine yalnız gelen bir Hintli adam vardı. Hepimizin suratı bembeyaz ama bir yandan da inanılmaz bir heyecan ve adrenalin... Bu 6 kişilik gruptaki herkesin 2 kişilik de ekibi var. Yani beraber atlayacağınız eğitmeniniz ve bütün atlayışınızı çekecek olan kameraman. Bir ekranda sizin adınız yazıyor, adınızın yanında eğitmeninizin ve kameramanınızın adı. Onlar o ekranı okuyup sizin adınızı söylüyorlar ve ekibinizle tanışıyorsunuz. Benim uçuşu beraber yapacağım kişi Çek'ti. Kusura bakmasın adını unuttum ama o anın heyecanlıyla kendi adımı da unutmuştum o yüzden sorun yok. Eğitmenim uçuşta yapmam gerekenleri tekrar anlattı, ekipmanlarımı giydirdi daha sonra da kameramanım olan İngiliz kızla tanıştım. Onun da adını unuttum valla o da kusura bakmasın.


Çekimler ekipmanınızı giydiğiniz anda başlıyor, sizle küçük bir röportaj yapıyorlar, heyecanlı mısın neler hissediyorsun, neler söylemek istersin gibi... Ben bir tek 'Hi Mom' dediğimi hatırlıyorum:)

Bu arada hem hocanız hem kameraman sizi inanılmaz rahatlatmaya çalışıyorlar, sürekli aşırı enerjikler ve sizin enerjinizin asla düşmesine izin vermiyorlar. Bu bilgiyi aklınızda tutun çünkü uçuş esnasında ne demek istediğimi daha iyi anlıcaksınız. Onların aşırı rahatlığından, ortamın enerjisinden dolayı bana inanılmaz bir güven ve teslimiyet duygusu geldi. O zamana kadar olan, ya paraşüt açılmazsa, ya bir terslik olursa korkularım tamamiyle geçti. Yapılan şeyi o kadar basit gösteren bir enerjileri var ki size anlatamam. Oysa uçuş öncesi imzaladığınız kağıdı şöyle bir okursanız, onların hiç bir sorumluluk almadığını, herhangi ters gidecek bir durumda, eğitmenin yedek ve küçük bir paraşütü olduğunu ve o paraşütle sadece kendini kurtarabileceğini görürsünüz. Okumayın anacım, sıfır bir risk almadığınızı zaten biliyor olmalısınız, zaten biraz da bu adrenalin için bunu yapıyorsunuz.


Herkesin röportajları yapıldıktan sonra, küçük bir minibüse bindik ve uçağımıza doğru yola çıktık. Bu andan itibaren kardeşimle yanyana oturayım yok. Artık sizin kardeşiniz de, eliniz de, kolunuz da beraber atlayacağınız kişiler. Onların yanından ayrılmak yok. Uçak, biraz asker uçaklarına benziyor, sağ ve solunda uzun banklar var, oraya oturuyorsunuz ve kalkış! Göksu'yu en sona oturttular, ilk atlayacak kişi oydu. Onla benim aramda 2 kişi daha vardı. Uçak havalandıkça benim teslimiyet duygum arttı. Ne olucaksa olsundu, bu deneyimin tadını sonuna dek çıkarıcaktım. Korkmam gerekiyorsa korkucak, eğlenmem gerekiyorsa eğlenicektim. Yeterli yüksekliğe çıktığımızda, hepimiz eğitmenlerimizin kucağına oturduk ve onlara sıkı sıkıya bağlandık. Uçuş esnasında hem eğitmenim hem kameramanım sürekli benle konuştular, enerjimi inanılmaz yükselttiler, asla ve asla sizin kendi düşüncelerinizle başbaşa kalmanıza ve panik olmanıza izin vermiyorlar. Dalıp gittiğinizi gördükleri anda, çaaaak bi beşlikkkk hadiiii haddiiii muhteşem olucak, gibi kafanızı dağıtacak ve enerjinizi düşürmeyecek müdehalelerde bulunuyorlar. Ve sonra, uçağın kapısı açıldı! Hayatınızda hiç, kapısı açık bir uçakta oldunuz mu?


İlk atlayacak kişi Göksu ve ekibiydi. Ona doğru bakarken bir anda benim ekibim benle konuşmaya başladığı için dikkatim dağıldı ve onun atlayışını göremedim, bana 'Kardeşin uçtu' dediler ve güldüler. Sonradan anladım ki o an dikkatimi dağıtıp ona endişelenmeme izin vermemişler. Göksu'nun atlayışından sonra her şey o kadar hızlı gelişti ki...İnsanlar tıpkı bozanın üstüne atılan leblebiler gibi düşüp kayboluyordu. Birkaç dakika içinde sıra bana gelmişti. Uçağın kapısının üstünde bir demir tutunma yeri var. Kameramanım oraya tutunarak bana doğru döndü. Bir an için aşağı baktım, boşluk , eğitmenim kafamı yukarı kaldırdı ve atladık... Kısacık bir süre sonra boşlukta düşüyorduk. Çığlık attığımı hatırlıyorum. Dünya belli belirsiz aşağımdayken ben çığlık atarak düşüyordum. Ve o freefall dediğimiz serbest düşüş anı inanılmaz bir his...





Bu arada videomu ve diğer insanların videolarını gördüyseniz, herkes devamlı bir hareketler yapıyolar, gülümsüyorlar. Aslında bunların hiç biri sizin aklınıza bile gelmiyor, karşınızdaki kameraman size yapmanız gereken hareketleri gösteriyor, size gülümsüyor, şimdi el salla, şunu yap diyerek sizi yönlendiriyor. Yoksa bunu çokça kez yapan adrenalin delileri dışında kimsenin aklına gelmez şimdi öpücük göndereyim demek.




Freefall tahminimce bir dakika sürdü. Sonra kameramanım bana el salladı, o düşmeye devam ederken bizim paraşütümüz açıldı.

Paraşüt, neden bilmiyorum ama bana freefalldan daha korkunç gelen bir kısım. Ama onda da eğitmenle sohbet ettik, bana aşağıdaki binaları anlattı, biraz turist rehberliği yaptık. Sohbet ettik, ben hiç uçak kapısı açılınca vazgeçen oldu mu diye sordum. İki haftada bir kişi vazgeçiyormuş tam yukarıdayken. Önce ikna etmeye çalışıyorlarmış, hiç ikna olmazsa da uçakla beraber geri iniyorlarmış. Paraşüt kısmı da tahminimce 5 dakika sürdü ve biz aşağıya indik.


Biraz evvel inanılmaz bir şey yapmış olmanının verdiği his...O his tüm gün bizimleydi. Tüm gün sadece o anı konuştuk. Aklımıza geldikçe heyecanlandık. Yeniden nerde yapabiliriz, o duyguyu yine nasıl hissedebiliriz planlarını yaptık.


Bu yazıyı şu cümleyle bitirmek istiyorum: 'Best things in life are on the other side of fear.' Her şeyi o kadar güzel özetliyor ki...


Ps: Canım kardeşime, bu macerada bana eşlik ettiği için çok teşekkür ederim. Ondan başkasıyla, bu kadar anlamlı olmazdı.


Ps 2: Anneme skydiving yapacağımızı önceden söylemiştik. Bize baya kızmıştı. Gününü de biliyordu. Yapmadan önce mesaj atmadık, sadece yaptıktan sonra 'İndik.' diye mesaj attık:) Bu, bizim, her NORMAL uçuş sonrası anneme yolladığımız mesajdı. Anladı tabii hemen. Sonrasında kızması geçti, hatta videolarımızı kendi Facebook hesabında bile paylaşmış.

Comments


You Might Also Like:
IMG_2924
IMG_3424
IMG_1230
About Me

 Herkese Merhaba!

Ismim Gozde Gulsoy.

 

1986 yilinin mayis ayinda Victoria’s Secret meleklerine bir tepki olarak dogdum.

 

Ortaokul ve liseyi Italyan lisesi’nde bitirdikten sonra, universite icin Italya’nin Milano sehrine tasindim. 

Bocconi Universite’sinden ustun basarilarla mezun olduktan sonra (universiteyi 2 sene uzatmak da bir basaridir.) Istanbul’a geri dondum. 2011 yilindan 2017 yilina kadar tekstil sektorunde calistim.

Su anda Istanbul’un Bomonti semtinde, fransiz bulldogu kizim Fiona ile yasiyorum

Read More

info@benburayaasikoldum.com

Join my mailing list

Search by Tags

© 2023 by Going Places. Proudly created with Wix.com

bottom of page